Anadolu, her açıdan bereketli ve verimli topraklara sahip. Toprağa ne atarsan at, hemen filizleniyor ve boy veriyor. Öyle ki, hain bile bitmek bilmiyor güzel memlekette...
6 Şubat depremi ile gördük ki, Türkiye'ye düşman olmak için herhangi bir terör örgütü üyesi olmaya gerek yok! Görevini iyi yapmayan herkes aslında hain... İster inşaat mühendisi olsun, ister mimar, ister jeoloji mühendisi, ister yapı denetimci, isterse Belediye Başkanı hatta Milletvekili ve Bakan... Görevini iyi yapmayan herkes HAİN...
Bursa'da Hava Ulaştırma Okul Komutanlığı vardı bir zamanlar. Kapısında büyük harflerle şöyle yazıyordu: "Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır..."
Türkiye'nin 10 ilinde halen daha enkazlardan canlı çıkanları gördükçe, hem Cenabı Allah'ın mucizelerine tanıklık ediyoruz hemde ellerine kan bulaşmış onlarca yetkilinin gerçekliğine... İşte bu sebeple, öfkeliyiz! Herkes görevini layıkı ile yapmış olsaydı; bugün onbinlerce insanımız ölmeyecek, yüzbinlerce aile darma dağın olmayacaktı.
Bu sebeple, liyakat ile birlikte ahlak kavramını da güncellemeliyiz. Toplum, ahlakını ve vicdanını kaybetti!
Yapılan ve yıkılan binaları; ruhsatlandırma süreçleri, denetim süreçleri, imar süreçleri, malzeme kalitesi ve daha birçok açıdan değerlendirmek zorundayız. O binaları yapan ve yıkılmasına sebep olacak ihmalleri yapan herkesi VATAN HAİNİ olarak değerlendirmek zorundayız! Bugün 3 kişiyi öldürenlere cani diyoruz. Bombalı eylemler yapanlara terörist diyoruz, işte bunlarda görevini iyi yapmayarak ülkeye ihanet edenler. Bunlara da o sebeple VATAN HAİNİ diyoruz...
Kabul etmeliyiz ki, İDAM YASASI geri gelmeli... Türkiye'ye ihanetin bedeli kim olursa olsun İDAM ile cezasını ödemeli. Böyle insanları yok edeceksiniz ki; devlette millette huzura ersin.
Bu sebeple, 6 Şubat yargılamalarında mutlaka İDAM YASASI devreye girmeli...
Bir tarafta varını, yoğunu, alınterini ülkesine hizmet için adayan; inşaat mühendisi, mimar, jeoloji mühendisi, yapı denetimci, belediye başkanı, Milletvekili, Bakan ve Cumhurbaşkanı öte yanda aynı meslekleri yapan veya yaptığını iddia eden ama her işinde başka bir yetersizlik yada hatalar zinciri bulunanlar...
Hain ile Vatansever aynı meslekte bir tutulmamalı!
Eğitim her işin başı diyorlar çok doğru. Ama adalet, ahlak ve vicdan da her işin somut gerçeğidir. 6 Şubat depremi sonrası adalet; 1999 depremi gibi tecelli edecek olursa eğer, beklenen Marmara depreminde ölü sayısı şimdiden 10 Milyon diyebiliriz.
Türkiye'ye hizmet edenleri mükafatlandırmayı unutanlar, Türkiye'ye ihanet edenleri cezalandırmayı da unuttu! Adalet ve Kalkınma, Türkiye'nin yüzüncü yaşında yeniden revize edilerek hayata geçirilmeli...
Depremi Bursa özelinde değerlendirecek olursak eğer uzmanlar; Kestel, Gemlik ve Mustafekemalpaşa hattına yoğunlaşıyorlar. Yıldırım, Osmangazi ve Nilüfer ise; vatandaşın korkulu rüyası. Osmangazi ve Yıldırım'da gerçekleştirilmesi beklenen kentsel dönüşümlerin 6 Şubat gözönüne alınarak güncellenmesi şart. Ve şehrin göbeğindeki ucubelerin yıkılması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın taşın altına elini koyması mecburi!
Nilüfer, çok katlı binaların kalbi. Bu konuda Akademik Oda Başkanlarını ellerini vicdanlarına koymaya davet ediyorum. Mühendislerin ve Meslek Odaları'nın meslektaşlarının ihmallerini gün yüzüne çıkararak mesleklerini aklama zamanındayız.
Vatandaşlar artık konutlara, kamu kurumlarına ve mühendislere güvenmiyor!
Belediyelerde dönen rüşvet saltanatı herkesin dilinde pelesenk. Sayın Erdoğan başta olmak üzere Türkiye'yi yönetenleri sil baştan yeni bir çevre ve şehircilik yasası yapmaya davet ediyor vatandaşlar. Ahlak ve Maneviyat, liyakat ile bütünleşerek yeniden siyasete dahil olmalı...
Yazımın en başında dediğim gibi, memlekette hain bitmiyor. Menfaati için mesleğinin gerekliliğini yapmayanlarda toplum nezdinde hain. İster bomba ile insanları öldür, ister silahla katliam yap, istersen çürük binalar ve yollar ile yaptığın yapılarda insanlar ölsün.
Bu işin adı, her şekilde CİNAYET...
Türkiye'nin yüzüncü yılında Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimi de mutlaka yapılmalı. Güçlü Türkiye misyonunu tamamlamak adına AK Parti ve MHP'nin mutlaka seçimi, yasal süresi olan 18 Haziran'da yapması kamu vicdanı açısından çok değerli.
Türkiye'de yeni bir dönem başladı. Bu saaatten sonra herkes, herşeyin hesabını soracak ve yetki sahipleri hesap verecek! Artık koltuğun bir bedeli var...
Elbette bu Millet; 1999 depreminden 4 gün sonra sahaya inen devlet ile 6 Şubat'ta her alanda varlık gösteren devlet arasındaki gücü fark ediyor. Lakin tüm bu gerçekliklere rağmen, yerel yöneticilere güvenin azaldığını ifade edebiliriz. Ve yine 10 şehirlik deprem bölgesinden Türkiye'ye dağıtılan nüfusun yaratacağı demografik boşluk ve dengesizlik gözlerden kaçmamalı!