Yıldırım Belediyesi
Yıldırım Belediyesi
Ömer Küçükkaya
Köşe Yazarı
Ömer Küçükkaya
 

Devlet nimettir....

İnsanoğlu, her daim hata yapar. Adı üstünde beşer, şaşar! Lakin, hata ile yanlış arasında büyük bir uçurum vardır. Siz ne kadar haklı olursanız olun, kalkıp Devlet'i hiçe sayarak onun kapısında kendinizi yakıyorsanız! İşte o vakit herşey değişir.   Günlerdir magazinleşleştirilen, akabinde devlete karşı dikilen bir kalkışma ile sarsıldı Bursa. Her kalkışma 15 Temmuz'da olduğu gibi öylesine haince olmuyor elbette. Bazen de memleketin her nokta da savaştığını unutup, saçından sakalından utanmadan saldırıyor, cehalet...   Irak savaşından öncesine doğru gitmek lazım. Afganistan, Pakistan ve hatta daha gerilerini bilmek. Sonra Irak'tan yola çıkarak, Suriye, Libya, Lübnan diyerek sınırlarımızın çevresine gelmek. Batı'da Bulgaristan, Yunanistan, Bosna Hersek'i iyi bilmek gerekir. Vatansız kalmak, topraksız kalmak, devletsiz kalmak nedir? Bunu onsuz kalanların gözlerinin içindeki acıyı görüp, onlardan sormak gerek.   ***   Bakacak çaycısı meselesi aslında Vali Yakup Canbolat ile Bursa Valiliği'nin ne kadar korunup korunmadığını da ortaya çıkardı. Gördük ki, Valilik'te güvenlik zafiyeti var! Ya çaycı yerine bombacı gelseydi? Bursa'nın merkezi nice olurdu?   Bursa'da magazinleşen bir çayçı ile gelinen noktayı iyi okumak zorundayız. Bu hareketi destekleyen ama iktidar ama muhalefet siyasetçileri ile Milletvekili güruhu da hata içerisindeler. Vatandaşın eylemi her şekilde suç olmanın ötesinde, devlete karşı işlenmiş bir suç. Bugün siz bu harekete destek verirseniz, yarın bir diğer, elinde bir bidon benzin kent meydanına çıkar. Bir başka gün diğeri aracı ile birlikte kentin merkezinde kendini yakmaya çalışır. Mağduriyet ile magazin arasında sıkışmış bir tiyatroda devlete karşı yapılmış hiçbir hamle kabul edilemez. Öyle ki, Valilik polisinin şahsı kafasından vurmaması, personelin tecrübesinden başka bir şey değil. Siz aynı hareketi Ağrı'da, Tunceli'de, Van'da, Diyarbakır'da yapmış olsaydınız daha binaya yaklaşmadan vurulmuştunuz!   ***   Elbette olayın siyasi hususları da var. Bursa Milletvekillerinin halk ile ne kadar kopuk olduğunu her daim söylüyoruz. Elbette istisnalar kaideyi bozmaz. Olay olduktan sonra atılan her adım şovmenlikten öte bir adım değil. Türkiye'nin en önemli sorunu "insan hakları." Maalesef Bursa'da bu konuda yetkili iki Milletvekili var ama, onlarda sosyal medyada fotoğraf paylaşmaktan öteye gitmiyorlar.   Bursa'nın kanayan yaralarının nedeni sahipsizlik. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, maalesef Bursa'yı kaderine terk etti. Ve gelinen noktada ortaya çıkan tablo, ortada. Bursa, siyasi anlamda bir lideri olmadığı için her geçen gün değer kaybediyor. Gönül isterdi ki, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu gelsin ve Bursa Valisi Yakup Canbolat'ın yanında dimdik dursun. Ve desin ki, "Devlet nimettir. Devlet'e karşı atılan her adım ihanettir. Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletidir. Hukuk'un üstünlüğünü kendinizi yakarak alt edemezsiniz." Kimbilir belki de gelir...   Lakin sözün özünde ki tek gerçek, Bursa halkı mutsuz ve memnuniyetsiz. Ve bunun sorumlusu devlet değil! Aksine, siyaset ve siyasetçiler...
Ekleme Tarihi: 16 Ağustos 2020 - Pazar

Devlet nimettir....

İnsanoğlu, her daim hata yapar. Adı üstünde beşer, şaşar! Lakin, hata ile yanlış arasında büyük bir uçurum vardır. Siz ne kadar haklı olursanız olun, kalkıp Devlet'i hiçe sayarak onun kapısında kendinizi yakıyorsanız! İşte o vakit herşey değişir.

 

Günlerdir magazinleşleştirilen, akabinde devlete karşı dikilen bir kalkışma ile sarsıldı Bursa. Her kalkışma 15 Temmuz'da olduğu gibi öylesine haince olmuyor elbette. Bazen de memleketin her nokta da savaştığını unutup, saçından sakalından utanmadan saldırıyor, cehalet...

 

Irak savaşından öncesine doğru gitmek lazım. Afganistan, Pakistan ve hatta daha gerilerini bilmek. Sonra Irak'tan yola çıkarak, Suriye, Libya, Lübnan diyerek sınırlarımızın çevresine gelmek. Batı'da Bulgaristan, Yunanistan, Bosna Hersek'i iyi bilmek gerekir. Vatansız kalmak, topraksız kalmak, devletsiz kalmak nedir? Bunu onsuz kalanların gözlerinin içindeki acıyı görüp, onlardan sormak gerek.

 

***

 

Bakacak çaycısı meselesi aslında Vali Yakup Canbolat ile Bursa Valiliği'nin ne kadar korunup korunmadığını da ortaya çıkardı. Gördük ki, Valilik'te güvenlik zafiyeti var! Ya çaycı yerine bombacı gelseydi? Bursa'nın merkezi nice olurdu?

 

Bursa'da magazinleşen bir çayçı ile gelinen noktayı iyi okumak zorundayız. Bu hareketi destekleyen ama iktidar ama muhalefet siyasetçileri ile Milletvekili güruhu da hata içerisindeler. Vatandaşın eylemi her şekilde suç olmanın ötesinde, devlete karşı işlenmiş bir suç. Bugün siz bu harekete destek verirseniz, yarın bir diğer, elinde bir bidon benzin kent meydanına çıkar. Bir başka gün diğeri aracı ile birlikte kentin merkezinde kendini yakmaya çalışır. Mağduriyet ile magazin arasında sıkışmış bir tiyatroda devlete karşı yapılmış hiçbir hamle kabul edilemez. Öyle ki, Valilik polisinin şahsı kafasından vurmaması, personelin tecrübesinden başka bir şey değil. Siz aynı hareketi Ağrı'da, Tunceli'de, Van'da, Diyarbakır'da yapmış olsaydınız daha binaya yaklaşmadan vurulmuştunuz!

 

***

 

Elbette olayın siyasi hususları da var. Bursa Milletvekillerinin halk ile ne kadar kopuk olduğunu her daim söylüyoruz. Elbette istisnalar kaideyi bozmaz. Olay olduktan sonra atılan her adım şovmenlikten öte bir adım değil. Türkiye'nin en önemli sorunu "insan hakları." Maalesef Bursa'da bu konuda yetkili iki Milletvekili var ama, onlarda sosyal medyada fotoğraf paylaşmaktan öteye gitmiyorlar.

 

Bursa'nın kanayan yaralarının nedeni sahipsizlik. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, maalesef Bursa'yı kaderine terk etti. Ve gelinen noktada ortaya çıkan tablo, ortada. Bursa, siyasi anlamda bir lideri olmadığı için her geçen gün değer kaybediyor. Gönül isterdi ki, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu gelsin ve Bursa Valisi Yakup Canbolat'ın yanında dimdik dursun. Ve desin ki, "Devlet nimettir. Devlet'e karşı atılan her adım ihanettir. Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletidir. Hukuk'un üstünlüğünü kendinizi yakarak alt edemezsiniz." Kimbilir belki de gelir...

 

Lakin sözün özünde ki tek gerçek, Bursa halkı mutsuz ve memnuniyetsiz. Ve bunun sorumlusu devlet değil! Aksine, siyaset ve siyasetçiler...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.