Yüksek vergiler altında ezilen iş dünyası ve esnafların yanında, çalışma ve emek mücadelesi veren tüm işçilerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyorum. Hem kurumsal, hem bireysel anlamda yüksek vergiler ve cezalar ödemeye çalıştığımız ağır ekonomik şartlar altında her alanda ezilen bir toplum konumuna geriledik! Kabul etmeliyiz ki; mevcut ekonomik koşullar hem kamu çalışanları hem de özel sektör çalışanları açısından yeterli sosyoekonomik imkânları içermiyor. İşverenlerin iflas açıklamaları yaptığı bir dönemde, faiz artırımı ile piyasaları kilitleyenlerin üst aklını oluşturduğu birçok Bakanlık ile ilgili yaşanan sorunların olduğu bir dönemde gönül isterde ki; hem kabine değişsin hem de en düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesine çekilsin. Lakin hem Hazine hem de Maliye Bakanı olan ve vatandaşın üzerine Şimşek çakan bakış açısı ile hem iktidar hem toplum zor günler yaşamaya devam edeceğe benziyor…
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mustafa Bozbey’in aylık basın değerlendirme toplantıları sonrasında gerçekleştirdiği 1 yıllık çalışmalarına ilişkin değerlendirme toplantısını takdirle karşılıyorum. Ve yine sosyal medya üzerinden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a sorduğum “kayyum belediyelerinin borç ve yatırım durumları ile kayyum belediye başkanları ve yönetimlerin vatandaşlara hangi hizmetleri sunduğu” hususunu çok değerli buluyorum. Hâsılı kayyum öncesi ve sonrasını vatandaşa anlatmakta hükümet, çok geç ve yetersiz kalıyor! Yerel seçimlerin üzerinden daha 1 yıl geçmeden başlayan kayyum süreçlerinde mutlaka devletimiz yeterli gerekçeleri elde ederek bir kayyum süreci başlattı. Lakin iktidar kanadını değerlendirdiğimizde ne kayyum yöneticilerinden ne de seçimleri kazanan AK Partili Belediye Başkanlarından 1 yıldır yaptıkları çalışmalar hakkında herhangi bir ses seda çıkmıyor! Öyle ki; Bursa’da, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in aylık rutine bindirdiği basın bilgilendirme toplantılarını Osmangazi ve Nilüfer Belediyeleri 1 yıllık faaliyet açıklaması olarak gerçekleştirdi. İktidarın Milletvekilleri ve yerel yönetimleri ile kayıp olduğu Bursa’da, şehirde iktidar adına somut bir siyasi canlanma ihtiyacı olduğunu AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın gözünden kaçmadığını düşünüyorum.
İnegöl başta olmak üzere Gürsu ve Kestel Belediyeleri’nin şehirden kopuk kendi hallerindeki başkanlık serüvenlerini dağ bölgesinin kimsesizliği ile bağdaştırırken, Yıldırım Belediyesi’nin büyük bir borç batağında olduğunu hatırlatmak isterim. İktidar adına bugünlerde en favori Belediye Başkanları, Yenişehir ve Karacabey Belediye Başkanları diyebiliriz. 1 yıl önce AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a atıp tutanları güle oynaya Adalet ve Kalkınma Partisi’nde buluşturanların olası ilk seçimlerde sandıklardan nasıl bir oy oranı ile çıkacaklarını merakla bekliyorum!
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in Bursaspor’un Şampiyonluk kutlamaları sürecinde kendisi ile yan yana duran iktidar siyasileri tarafından Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasından ötürü kent adına önemli bir samimiyet sorgulaması yaptığı bir toplantı izledik. Maalesef yine çok uzun olan toplantı içeriğinde önceki dönem Belediye Başkanı Alinur Aktaş ile ilgili dosya içeriğinde gizli olan hususları yine gündeme taşıyan ama açıklamayan Başkan Mustafa Bozbey’in pandoranın kutusunu ne zaman açacağını merak ediyoruz…
Hesapsız, plansız ve keyfi yatırımlar ile Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yönetildiğini ifade eden Başkan Mustafa Bozbey’in açıklamaları sonrası hem önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş hem de iktidar kanadı sessizliğini korumaya devam ediyor. Ki, AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan’ın suç duyurusunda bulunduğu gün yanında sadece 2 Milletvekili olması ve 17 İlçe Başkanı ile İktidar Belediye Başkanlarının tamamının yanında olmamasını süreçte kendisinin yalnız bırakıldığının bir göstergesi olarak yorumluyorum. Şöyle ki; Mustafa Bozbey’in “tüm seçilmişler seçmenlere hesap vermeli” çıkışını, 1 yıl önce koltuklarında oturanları da kapsayacak şekilde değerlendirilmesini kamu vicdanı adına destekliyorum.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Vergi ve SGK başta olmak üzere kamu borçlarının uzun dönemdir daha doğrusu 20 yıllık AK Parti iktidarları döneminde ödenmediğini vurgulayan Mustafa Bozbey’in tüm borçların bir anda tahsili hususundaki haklı isyanını bir Bursalı olarak bende yerinde buluyorum. Bursa, 20 yılda AK Parti’den hak ettiği yatırım desteğini maalesef alamadı! Kamu kuruluşlarını ve yerel yönetimleri, iktidar zamanında, doğru ve tarafsız denetleyemediği için Türkiye, 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi ile yüzleşti. Ve bu olayın ağır siyasi, ekonomik ve bürokratik etkileri toplumda halen daha devam ediyor.
Yerel seçimler sonrası 1 yıl içerisinde 150 bin evde bakım hizmeti ve 30 bin ambulans hizmeti verdikleri açıklayan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey nezdinde AK Parti Belediye Meclis Üyelerini Bursa’da çok yüksek rakamlara ulaşan “Mezarlık Fiyatları” konusunda ortak adım atmaya davet ediyorum. Korkuyorum ki, bir gün cenazesini mahallesine fahiş fiyatlar yüzünden defnedemeyen bir vatandaşın olağandışı tepkisi ile Türkiye gündemine nahoş bir şekilde gelebiliriz! Yediğimiz içtiğimiz pahalı bari ölülerimizi daha ekonomik gömelim değil mi Sayın Mehmet Şimşek! Bir mezar fiyatının 40 bin TL olduğu Bursa’da, kentsel dönüşüm ve deprem ile ilgili nasıl bir çözüm üreteceksiniz Sayın Murat Kurum? Bursa, halen daha sizi bekliyor. Bursa, AK Parti’nin kabine gücünü yatırımlar ile hissetmek istiyor!
Yatırım projelerini sosyal dayanışma projelerine çevirdiklerini ve 2025 yılı itibariyle vatandaşlara yaşanan ağır ekonomik süreçlerde sosyal belediyecilik hizmetleri ile destek olacaklarını ifade eden Mustafa Bozbey, “Bursa Halk Kart uygulaması ile vatandaşlarımızın yanındayız” diyerek yarınlara dair toplumsal hedeflerini aktardı.
Bursa’nın küresel ticaret ve iktidar savaşları arasında kurulan yeni ittifaklar içerisinde büyük ve yeni olanakların merkezi olduğuna dikkat çeken Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “Güçlü Devlet, Güçlü Kentlerden oluşur” diyerek uzun yıllardır yazılarımda ve söylemlerimde ifade ettiğim “kent ekonomisi” hususunu da yeniden gündeme taşıdı.
Dünya’nın baş döndürücü bir hızla değiştiğini ifade eden Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa’nın 17 ilçesinde fayda ürettiklerini ifade etti. Bursa’da yerel yönetimler ile ilişkilerde ve hizmetin ilçelere taşınmasında siyasi kimliklerin ötesinde Bursalı kimliği ile hareket ettiklerini ifade eden Bozbey’in, yerel yönetimler elindeki birçok hizmet alanının Bakanlıklara devir edilmesine ilişkin doğru tespitlerini ve haklı çıkışlarını görmezden gelmediğimiz gibi destekliyoruz. Bursa’nın hakkı Bursa’da kalsın. Bursa’da üreten, vergisini Bursa’ya ödesin…
Çizginin ötesine geçmeliyiz değerli okurlarım. Dünya’nın savaş alanına döndüğü bir noktada, kent bütünlüğünü sağlamalı ve tüm dinamikleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Milleti menfaatlerinde kenetlemeliyiz. Dünün yanlışlarında boğulmak yerine, dünden aldığımız dersler ile yarınları daha güçlü inşa etmeliyiz. Bu şekli ile göreve geldiği ilk yıl Bursaspor’un üst lige şampiyon olarak çıkmasında büyük destekleri ve emekleri olan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanındaki ve ardındaki büyük Bursalı desteğini iktidarın ve tüm kentin doğru okuması gerektiğine inanıyorum. Ve yine hem iktidarın hem de muhalefetin kendi içlerindeki ayrımcılıklardan ve birbirlerine karşı olan kişisel ve kurumsal hazımsızlıklarından hızla vazgeçerek 6,2 şiddetindeki uyarıcı sinyali temel alarak acilen gerekli adımları Bursa ve Bursalılar adına atmalarını toplum adına bir kere daha hayati öncelikleri ile hatırlatıyorum.