Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin karekökü, Osmanlı’nın Payitaht’ı, onlarca medeniyetin ve insanlığın tarihçesi Bursa’da, bir devrin sonuna geldik…
Bursa, bir varoluş ve medeniyetlerin simgesidir. Uludağ ve Ulucami ile İslam’ın olduğu kadar tabiatın var olmuş tüm simgelerini bağrında taşır. Panorama 1326 Fetih Müzesi’ni gezerken tüm detaylarına hâkim olacağınız şekli ile Bursa; teslim alınan değil, aksine teslim edilen bir şehir! Daha doğrusu, yıkılmasına müsaade edilmeyen bir medeniyettir.
Ticaretin ve tarımın baş şehri olan Bursa, İpekyolu güzergâhının en değerli incisidir. Tüm inançlar için ayrı değerleri üzerinde barındıran Bursa, sahillerinden ovasına, ormanlarından dağlarının zirvesine kadar binlerce yıldır var olan ve var olacak güçlü bir medeniyettir.
Elbette Bursa gibi güçlü toprakları çoğu zaman çoğu güçlü imparatorlar yönetmiştir. Bursa’nın tarihi içerisinde Cumhuriyet tarihini değerlendirdiğimizde; son yüzyıl içerisinde şehre hükmeden en güçlü siyasi hareket, Adalet ve Kalkınma Partisi’dir.
Türkiye’yi 21 yıldır yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Bursa’ya kattıkları veya katmadıkları ya da katamadıkları konusunda tez yazmak şehrin biri vakıf, ikisi devlet olmak üzere üniversitelerine ve akademisyenlerine düşer!
Lakin akademisyenler tarih yazana kadar her seçim vakti Bursa halkı, sandıklarda bir tarih yazar. Ve görmekteyiz ki; kısa adı AK Parti olan iktidar, son seçimlerde 1 Milletvekili kaybetti! Ve yine görmekteyiz ki; 2024 yerel seçimlerine büyük bir iç kavga ile gidiyor, AK Parti…
Türkiye’ye varlığı ile çok büyük değerler katan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın iki gözünün çiçeği Bursa’da dengeler değişiyor. Bilindiği üzere Bursa; 2019 yerel seçimlerinde çok az bir fark ile Sayın Erdoğan’ın iki lafına Bursalılar tarafından AK Parti’ye hediye edildi!
Bursa’da başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere yerel yönetimleri tarafından iyi yönetiliyor mu yoksa yönetilmiyor mu sorusunu sokakta vatandaş net bir dille ifade ediyor! Bursa’yı 2024 seçimlerinde iktidar adına kim yönetecek sorusunun cevabını ise; iktidar olan AK Parti’nin içerisindeki birçok isim arasından süzgeçliyoruz.
Belediye Başkanları gibi Belediye Meclis üyelerinin de ortalardan kaybolduğu Bursa’da, AK Parti’nin son seçilen Milletvekilleri de ortalıklarda yok! Şehrin tüm yükünü omuzlayan bürokratlar ve kamu çalışanları ise; Ankara’dan bir türlü getirilemeyen bütçeler nedeniyle yıllardır tüm siyasilerin Bakan, Başbakan hatta Cumhurbaşkanı nezdinde söz verdiği Hızlı Tren’i bile Bursa’ya getirmekten aciz kalıyorlar…
Hukuk ve Sağlık alanlarında önemli başarılar elde edildiği iddia edilen Bursa’da; “adalet”, 21 yıldır yapılamayan ve önceleri adı “yeni” şimdilerde ise; “Eski Adliye” olarak anılan yetersiz binalarda hayat bulmaya çalışıyor!
Sağlık anlamında bir türlü yıkılamayan Çekirge Devlet Hastanesi ve Zübeyde Hanım Doğumevi’nin yerine yapılmaya çalışılan hastane ise; Ankara’nın hataları ve Bursa siyasilerinin yetersizlikleri nedeniyle bir türlü hizmete alınamadı! Bursa’nın sorunlarını; AK Parti Belediye Başkanları tarafından vaat edilenler ve yüklü borçları bulunan AK Parti Belediyeleri üzerinden değerlendirmemiz gerekiyor. Bugün bütçelerine baktığımızda AK Parti Bursa’da hangi belediyelerinde borçlu değil? Kestel, Yıldırım, Orhangazi, Karacabey, Osmangazi ve diğer AK Parti Belediyeleri’nin bütçe durumları neler?
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin borç yükü ne kadar? Bizzat Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın emri ile görevinden istifa eden Recep Altepe’nin dönemi ile yerine getirilen İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın dünden bugüne borç kıyaslamaları nasıl? Ve yine Alinur Aktaş’ın görevi bıraktığı İnegöl Belediyesi’nin o dönem ki borç yükü ile bugünkü Alper Taban yönetiminin borç yükü arasında değişen bir şey var mı? Ve yine Alinur Aktaş’ın “Ne dediysek o” afişlerinin geçmişini değerlendirdiğimiz de; Sayın Aktaş seçim öncesi ne demişti neleri yaptı veya yapamadı, neden?
Bursa’yı yakından incelediğimizde görmekteyiz ki;
AK Parti İl Başkanı, Osmangazi Belediye Başkanlığı’na veya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na talip! Hem sokakta konuşulanlara, hem Ankara kulislerine hem de son atamalara baktığımızda bu iddiaların aksi söz konusu değil!
Ve yine görmekteyiz ki; AK Parti İl Başkanı veya Başkanlığı da bu iddiaların aksine herhangi bir açıklama yapmış değil! AK Parti’nin Osmangazi’de ki rakibi olan CHP’li Milletvekili Erkan Aydın, dağ yöresinin en güçlü ismi. Ve AK Parti’de dağ yöresinden iki Hukukçu Milletvekili var! Peki, muhalefetin en güçlü rakibi dağ yöresinden olduğu halde neden dağ yöresinden olan Osmangazi İlçe Başkanı görevinden alındı?
Ve yine Osmangazi İlçe Başkanı olan Adnan Kurtuluş’u tenzih ederek sormak istiyorum;
Neden Osmangazi’nin en güçlü nüfus dağılımına sahip olan Mustafakemalpaşa ve Karacabey ilçelerini temsil eden bir isim İlçe Başkanı yapılmadı?
Ve yine Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ı tenzih ederek sormak istiyorum;
Balkan göçmenleri tarafından 15 yıldır yönetilen Osmangazi’de Balkan göçmenlerinin oyu bu kadar yüksek mi hem İlçe Başkanı hem de İlçe Belediye Başkanı Balkan coğrafyasından…
Ve yine Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’ı tenzih ederek sormak istiyorum;
“Erzurum oyları bu kadar güçlü mü ki, Yıldırım Belediye Başkanı Erzurumlu ve yine doğu ve güneydoğu nüfusunun sandık oylarını genel seçimlerde AK Parti’ye, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a atılan oylar üzerinden değerlendirerek sormak istiyorum; neden Bursa’da seçilecek yerden sadece 1 doğu ve güneydoğulu Milletvekili gösterildi?
Evet, Bursa’da demografik bir haksızlık olduğunu ve haksızlığın kimler tarafından yapıldığını da konuşuyor Bursa…
Bugün, Sayın AK Parti İl Başkanı’nın kongreye dair manifestosunda ifade ettiği şekli ile “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, ‘Aydınlığa Açık, Karanlığa Kapalı’ şiarıyla kurulan AK Parti’nin” ve beraberinde Bursa’nın yarınları için bunca soruyu soruyorum… Yoksa bana ne? Sonuç itibariyle; Büyükşehir Belediye Başkanı ve AK Parti İl Başkanı çim parkurunda kaydırak kayarken, vatandaş sokakta AK Parti’nin yönettiği ekonominin çöküşünü konuşuyor…
Bursa’da bir devir sona eriyor! Merkez Sağ’ın kalbi Bursa’da, Büyükşehir Belediyesi; 1999 yerel seçimlerinde Anavatan Partisi’nin kaybettiği ve DSP’li Erdoğan Bilenser’e teslim edildiği gibi şimdi yine Merkez Sağ iktidarı olan AK Parti’den alınarak sol partiye mi teslim edilecek?
Peki; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “iki gözümün çiçeği dediği Bursa’yı” kim, niye ve nasıl hediye ediyor; muhalefetin adayına?
Sokağa inmeyen AK siyasetçiler ve milletvekilleri ile genel merkezin koltuk sahipleri bilmezler bunun nedenlerini! Ancak sokakta çöp kutusundan ekmek toplayıp yiyen vatandaşı gören ve Bursa’nın içler açısı durumunu haykıran bizler iyi biliyoruz.
Şimdiler de moda oldu; AK Parti İl Başkanları, Olağan veya Olağanüstü Kongre öncesinde manifestolar açıklıyorlar…
Bursa’da da böyle oldu! Ama halen daha kimse; “Osmangazi İlçe Başkanı Ufuk Cömez ve ekibi neden koltuktan bir hışım ile alındı” sorusuna resmi bir cevap bulamıyor! İl Başkanlığı mı sağır, yoksa resmi açıklama yapıldığı halde duymayan halk yani bizler mi?
AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan’ın kongre öncesi manifestosunu, yayınlayan medya kuruluşlarından okumanız mümkün!
Sonuç itibariyle; AK Parti’den soğuttukları için, kapısından bile girmek istemediğimiz yönetimin haberini yayınlayacak halimiz yok! Madem İl Başkanı ve Büyükşehir bir şekilde bizi sansürlüyor! Bizde sansürleriz...
Ve yine sokağın sorduğu bir soru; Bursa Büyükşehir Belediyesi iyi yönetilmiyor mu ki? Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne AK Parti İl Başkanı dâhil birçok kişi talip! Bursa iyi yönetilmiyorsa neden sorumluları hakkında Ankara bir türlü gereğini yapmıyor veya yapamıyor?
Sonuç itibari ile Bursa’da gönüller kıran bir Büyükşehir Belediye Başkanı ve AK Parti İl Başkanı olduğunu Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan halen duymamış olsa bile Sağır Sultan duydu…
Kısacası; Bursa’da bir devrin sonuna gelindiğine şahitlik ediyoruz! İlerlemiş yaşına rağmen varını yoğunu hatta canını dişine takarak “ülkem ve ümmetim” diyen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın iki gözünün çiçeği Bursa’da hem analar, hem çocuklar hem de yetimler ve kimsesizler ağlıyor! Bursa’da mazlumlar ağlarken, Ankara’da koltuklarında oturanlara hayat hiç günlük gülistanlık olur mu?