Doğal afetler ne zaman ve nasıl gerçekleşeceğini önceden haber vermez. Çünkü afetler ani olabilir; hayatta kalma ise bilinçle, eğitimle ve doğru davranış biçimleri ile mümkündür.
Günümüz dünyasında afet kavramı yalnızca deprem, yangın, sel ile sınırlı değildir. Küresel krizler, savaş riskleri, açlık, zorunlu göç, kuraklık, biyolojik ve teknolojik saldırılar, büyük çaplı orman ve endüstriyel yangınlar ve nükleer tehditlerde toplumun karşı karşıya kaldığı yeni nesil afet türlerindendir.
Bu nedenle afet eğitimi, bugünün değil yarının risklerini de kapsayacak şekilde ele alınmalıdır. Bu eğitimlerin amacı; bilinçli, hazırlıklı ve dayanıklı bir toplum oluşturmaktır. Bilgi arttıkça zarar azalır, krizlere karşı direnç ve cesaret artar.
Afet Değil, Hazırlıksızlık Öldürür
Uzmanlar, afetleri tamamen önleyemeyeceğimizi ancak afet öncesinde yapılacak hazırlıklar ve afet anında sergilenecek doğru davranışlarla afetlerin yıkıcı ve öldürücü sonuçlarının büyük ölçüde engellenebileceğini vurguluyor. İşte tam da bu nedenle afet farkındalık eğitimi yani halkımızın afetlere karşı bilinçlendirilmesi hayati önem taşıyor.
Afet Farkındalık Eğitimi Neden Hayati?
Afetlere karşı bilinçli olmak sadece bireysel güvenliğimizi değil, toplum olarak dayanıklılığımızı da artırır. Deprem, sel, yangın gibi afetler, önlem alınmadığında büyük can ve mal kayıplarına yol açar. Unutmamalıyız ki bugün alacağımız her eğitim ve önlem yarın bir hayat kurtarabilir.
Afet farkındalık eğitimi, afetlerden önce “ne yapmalı?”, afet anında “nasıl davranmalı?” ve sonrasında “nasıl iyileşmeli?” sorularına yanıt verir. Örneğin eğitimli bir birey, deprem anında panikle balkonlardan atlamak yerine “çök-kapan-tutun” pozisyonu alarak hayatını kurtarabileceğini bilir. Maalesef bilinç eksikliği, bazen küçük bir sarsıntıda bile can kayıplarına yol açabiliyor. 2022’de İzmir’de meydana gelen 4,9 büyüklüğündeki depremde bir gencin panikle birinci kat balkonundan atlayarak hayatını kaybetmesi, doğru davranış bilgisinin ne kadar kritik olduğunu acı biçimde göstermiştir.
Toplum Üzerindeki Etkisi ve Kazanımlar
Genel afet eğitimlerinin toplum üzerinde çarpan etki yarattığı bir gerçektir. Bilinçli bir toplum, afetlere karşı dirençli bir toplumdur. Afet farkındalığı arttıkça, insanlar sadece kendilerini kurtarmakla kalmaz aynı zamanda komşularına, çevresine de yardımcı olur. Afet anında ilk müdahale genellikle profesyonel ekipler gelene kadar mahalle sakinleri ve yakın çevre tarafından yapılır. Dolayısıyla geniş kitlelerin eğitim alması, toplumsal dayanışmayı ve organize hareket kabiliyetini güçlendirir.
Ülkemizde son yıllarda bu yönde olumlu etkiler görülmektedir. Vatandaşlarımız “başıma bir afet gelirse ne yaparım?” sorusunu daha ciddi sorduğunu, evinde tedbirler almaya başladığını görüyoruz. Toplumsal dönüşüm zaman alır ancak bugün verilen her eğitim, yarının olası felaketinde kurtarılacak canlar demektir.
Ben Ne Yapabilirim?
Afet farkındalık eğitiminde kurumlar öncülük eder, yolu gösterir, imkân sunar. Ancak önlemi alacak ve uygulayacak olan bireyin kendisidir. Her birimiz kendi can güvenliğimizin ilk koruyucusu olmalıyız.
Peki birey olarak neler yapabiliriz? İşte her vatandaşın alabileceği basit ama etkili adımlar şunlardır:
- Evde yapısal olmayan tedbirler: Dolap, raf, kitaplık gibi eşyaları duvara sabitleyin. Avize, ayna gibi düşebilecek eşyaların bağlantılarını kontrol edin. Yatakları camdan ve ağır eşyalardan uzak yerleştirin. Bu basit adımlar olası bir depremde ölüm ve yaralanma riskini ciddi oranda azaltır.
- Acil durum çantası hazırlığı: Her evde içinde su, konserve gıda, ilk yardım malzemesi, el feneri, pil, battaniye, bir miktar nakit para, özel ihtiyaçlar ve temel hijyen malzemelerinin bulunduğu bir afet çantası hazırlayın.
- Aile afet planı: Aile fertleriyle olası bir afet durumunda iletişim ve buluşma planı yapın. Örneğin, telefonlar çalışmazsa buluşulacak güvenli bir yer belirleyin. Çocuklarınıza acil durumda kimi arayacaklarını öğretin.
- Toplanma alanlarını öğrenin: Mahallenizdeki acil toplanma alanının neresi olduğunu önceden öğrenin ve mümkünse ailenizle oraya giderek bir tatbikat yapın. Afet sonrası belirsizlik anında nereye gideceğinizi bilmek paniği azaltacaktır.
- Eğitim ve tatbikatlara katılın: Mahallenizde, iş yerinizde veya okulunuzda düzenlenen eğitim seminerlerine, tatbikatlara aktif olarak katılın.
- Gönüllü olun: Fırsatınız ve ilginiz varsa AFAD gönüllüsü olun. Temel ilk yardım, yangın, arama-kurtarma, dağcılık, yüzme eğitimleri alın. Bu sayede hem kendinize güveniniz artar hem de ihtiyaç anında komşularınıza destek verebilirsiniz.
Unutmayalım ki afet bilinci bir zincir gibidir. Bu nedenle bildiklerimizi çevremizle paylaşmak da sorumluluğumuzdur. Aile sohbetlerinde, site toplantılarında, kahvehanede, camide afet hazırlığını gündeme getirmekten çekinmeyin. Bir kişiyi daha bilinçlendirmek, belki de bir canı kurtarmaktır.
Son Söz
Afet farkındalık eğitimi bir toplumsal seferberlik işidir. Devlet kurumları, belediyeler, okullar, STK’lar bu süreçte görevini yapıyor, yapmaya da devam edeceklerdir. Ancak asıl başarı, halkın bu sürece katılımıyla mümkündür.
Unutmayalım: “Deprem öldürmez, ihmal öldürür.” Dünyanın en cömert milleti olan bizler, acıdan sonra kenetlenmeyi bildiğimiz kadar, acılar yaşanmadan önce bilinçlenmeyi ve önlem almayı da öğrenmeliyiz.
Haydi Türkiye, afet bilinciyle güvenli yarınlara birlikte yürüyelim!
