Bursa, bugün yalnızca Türkiye’nin dördüncü büyük ili değil; ülkenin üretim gücünün merkezinde yer alan, tarım, teknoloji ve sanayinin buluştuğu stratejik bir ekonominin merkezidir.
Otomotiv, tekstil, makine imalatı ve gıda sektörlerinde hem üreten hem de ürettiğini ihraç eden yapısıyla Bursa; Türkiye ekonomisinin en kritik yapı taşlarından biri konumundadır.
Ancak tüm bu güçlü ekonomik yapının üzerinde her an harekete geçebilecek bir tehlike durmaktadır; deprem.
Ve bu tehlike yalnızca Bursa’nın değil, Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren bir meseledir.
Deprem Öncesi Yapılan 1 Birimlik Yatırım, Deprem Sonrası 7 Birim Kaybı Engeller!
Doğal veya insan kaynaklı afetlerin ekonomik ve sosyal etkileri her ülkede ağır sonuçlara neden olmaktadır.
Uluslararası araştırmalar gösteriyor ki afet gerçekleşmeden önce alınan önlemler, afet sonrası kayıpları en az yedi kat azaltmaktadır.
Bu gerçek, “deprem olduktan sonra ne yapacağız?”sorusundan çok, “deprem olmadan önce ne yapmalıyız?” sorusuna odaklanmamız gerektiğini ortaya koyuyor. Özellikle Bursa gibi yoğun sanayi kentleri için bu önemin değeri daha da artmaktadır.
Bursa Hangi Fayların Etkisinde? Risk Ne Kadar Büyük?
Bursa’nın deprem riski, Marmara Denizi içindeki faylardan Geyve-İznik-Gemlik hattına, Yenişehir-Bursa-Manyas hattından 45 kilometrelik Bursa fayına kadar geniş bir fay zonunun etkisi altındadır. Tarihsel veriler, kentin geçmişte birçok yıkıcı deprem yaşadığını ve tekrar yaşayabileceğini göstermektedir.
Ancak risk yalnızca konutlarda değildir. Bursa’nın organize sanayi bölgeleri, yani şehrin ekonomik motoru, aynı riskin içindedir.
Bursa Sallanırsa Türkiye Ekonomisi de sarsılır!
Bursa’nın ekonomik etkisi yalnızca yerel değildir. Genel ekonomik ağırlığı göz önüne alındığında tablo daha da çarpıcıdır.
İhracatın yaklaşık yüzde 7’si
Bursa’da bulunan Organize Sanayi Bölgesinde çalışanların yaklaşık 400 Bin kişisi,
Türkiye genelinde toplanan toplam vergilerde, Bursa’nın beşinci sırada olması konunun önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.
Dolayısıyla şunu açıkça söylemek gerekir;
Bursa’da ya da Marmara Bölgesinde meydana gelebilecek bir deprem, bölge için ciddi ekonomik kayıplara yol açacaktır.
Bu kayıplar yalnızca yıkılan fabrikalar değil, duracak üretim zincirleri, ihracatın aksaması, işsizliğin artması ve ülke ekonomisinin uzun vadeli olarak zarar görmesi anlamına gelir.
Kentsel Dönüşüm Sanayi Bölgelerinde Var mı?
Kentsel dönüşüm denilince herkesin aklına konutlar geliyor.
Oysa Bursa’nın ekonomik kırılganlığının en zayıf halkası, deprem dayanımı belirsiz olan sanayi yapılarıdır.
Bir fabrikanın çökmesi, hem can kaybı hem ulusal çapta ekonomik çöküşü getirir.
Bu nedenle sorulması gereken soru çok net:
Sanayi depremde ayakta kalabilecek mi? Bursa buna gerçekten hazır mı?
OSB’lerde güçlendirme çalışmalarının yapılması,
Riskli yapı stokunun envanterinin çıkarılması,
Her üretim tesisinin deprem senaryo planlarının hazır olması kaçınılmazdır.
Sanayi Alanlarının Dönüşümü Bir Mecburiyettir!
Sanayi tesislerinin deprem dayanaklılığı, yalnızca mühendislik ve bina değil, ekonomik bağımsızlık ve üretim sürekliliği meselesidir.
Bursa’da;
Sanayi yapılarının zorunlu deprem dayanıklılık testlerine tabi tutulması,
Riskli fabrikaların güçlendirilmesi veya yeniden inşa edilmesi,
OSB altyapılarının deprem senaryolarına göre yenilenmesi,
Enerji, su, ulaşım gibi kritik hatların acil durum dayanıklılığına göre yeniden tasarlanması ertelenemez zorunluluktur.
SON SÖZ
Sanayi yıkılmadan önlem almak, yıkımdan sonra toparlamaktan çok daha kolaydır. Deprem sadece binaları, fabrikaları değil ekonomileri de yıkar.
Bursa’nın sanayisi yıkılırsa, Türkiye’nin ekonomisi ciddi zarar görür. Bu nedenle bugün alınacak her önlem yalnızca Bursa’yı değil, Türkiye’nin geleceğini koruyacaktır.
Bursa sanayisi ve sanayicileri, deprem başta olmak üzere doğal afetlere ve olağanüstü koşullara hazır mı?
