Bir Dakikada Ne Değişir?
Ömrümüzden sadece bir dakika…
Kısa, değil mi? Bir dakika hayatımızda neler değiştirebilir ki…
Değiştirir dostlar, hem de öyle değiştirir ki…
Bir dakikada bir şehir susar ve karanlıklar içerisinde kalır, bir ömür değişir, bir hayat ters döner, bir dakikada on binlerce can gider.
Yakın tarihlerde meydana gelen ve hafızalarımızda kalan yıkıcı depremlerin kaç saniye sürdüğüne bir bakalım.
6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş'ta meydana gelen 7,7 büyüklüğündeki ilk deprem 65 saniye, 7,6 büyüklüğündeki ikinci deprem ise 45 saniye sürdü ve her iki deprem de 50 bin 783 kişi hayatını kaybetti.
30 Ekim 2020 tarihinde İzmir Seferihisar’ da meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki deprem 15 saniye sürdü ve 116 kişi hayatını kaybetti.
24 Ocak 2020 tarihinde Elazığ Sivrice’de meydana gelen 6,8 büyüklüğündeki deprem 40 saniye sürdü ve 41 kişi hayatını kaybetti.
23 Ekim 2011 tarihinde Van’da meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki deprem 26 saniye sürdü ve 604 kişi hayatını kaybetti.
12 Kasım 1999 tarihinde Düzce’de meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki deprem 30 saniye sürdü ve 710 kişi hayatını kaybetti.
17 Ağustos 1999 tarihinde Gölcük’te meydana gelen 7,5 büyüklüğündeki deprem 45 saniye sürdü ve 17 bin 480 kişi hayatını kaybetti.
Görüyorsunuz işte kimi 15 saniye, kimi bir dakika bile değil…
Ama her biri bir şehrin ve insanların kaderini değiştirdi.
İşte tamda bu noktada “deprem”, öyle “geliyorum” diyen bir “misafir” değildir.
Bir dakikadan kısa bir sürede hayatınızda ne varsa her şeyi test eder ve tersine çevirebilir.
Binan sağlam mı, yapısal olmayan risklere karşı eşyaların sabit mi, hazırlığın, acil durum planın var mı, yok mu?
Sorularını sorar ve gider. O sormadan biz kendimize soralım,
Biz gerçekten hazır mıyız o bir dakikaya?
Her sokakta, her apartmanda, her evde konuşmamız gereken mesele aslında bu.
“Deprem olursa ne yaparız?” değil,
“Deprem olmadan önce ne yaptık?” demeyi öğrenmemiz gerekiyor.
Çünkü o bir dakika geldiğinde artık geç kalınmıştır ve hazırlık bitmiş, sınav başlamıştır.
İnanın, o bir dakika geldiğinde hazırlığı ciddiye alanlar kazanıyor, kazanacak.
Ben çok olay yaşadım, çok depremzede ile konuşma fırsatım oldu.
Ve tek kelime ile hep şu cümleyle başlarlardı.
“Keşke önceden düşünseydik, keşke önceden hazırlansaydık…”
O “keşke” kelimesi, bir ömürlük pişmanlık demektir.
O yüzden sizden ricam şu.
Evde, işte, okulda, neredeyseniz bir dakika durun.
Etrafınıza bakın.
Deprem anında hangi eşya devrilir, devrilen eşya çıkış kapısını kapatır mı? Nereye kaçarsınız, kimi ararsınız?
Bu kısa düşünme bile, belki bir gün sizi ya da sevdiğinizi kurtaracak.
Bir kahve molası kadar sürede hayat kurtaracak hazırlıklara bir bakalım.
Dolapları ve rafları duvara sabitleyin. Sallantı anında devrilmeleri önler, ölüm ve yaralanmaları engeller. Deprem anında ölüm ve yaralanmaların yüzde 5 i sabitlenmemiş eşyalardan kaynaklanmaktadır.
Ağır eşyaları alt raflara yerleştirin. Ağırlık merkezini düşürür, düşme riskini azaltır.
Afet ve Acil çantanızı kapı yakınına koyun. En gerekli malzemeleri (su, fener, ilaç, kimlik, vb.) kolayca almanızı sağlar.
Ailece toplanma yerinizi belirleyin. Afet sonrası kargaşada birbirinizi aramak yerine buluşma noktası bilinir.
“Çök – Kapan – Tutun” hareketini evde prova edin. Panik anında refleks haline gelir, en etkili korunma yöntemidir.
Yeni yazılarım ile Ekosektör Gazetesi’nde afetlere hazırlığı ve daha birçok konu başlığını sizlerle buluşturmaya devam edeceğiz.
Siz değerli ve kıymetli okuyucularım ile buluşma fırsatı tanıyan başta Yıldırım Belediye Başkanımız Sayın Oktay Yılmaz’a ve Ekosektör Gazetesi İmtiyaz Sahibi Gazeteci Ömer Küçükkaya’ya teşekkürlerimi sunuyorum.
Hepimize Afetsiz ama her daim her koşula hazır bilinçli günler dilerim…
