Zehra Eşer
Köşe Yazarı
Zehra Eşer
 

Kurban bayramı ve çocuk hassasiyetleri…

Kurban Bayramı, yardımlaşma, paylaşma ve maneviyatın ön plana çıktığı önemli dini bayramlarımızdan biridir. Ancak bu dönemin küçük yaş gruplarındaki çocuklar için zaman zaman kafa karıştırıcı, hatta duygusal olarak zorlayıcı olabildiği göz ardı edilmemelidir. Özellikle kurban kesim anına tanık olmak, bazı çocuklarda korku, kaygı ve hatta suçluluk gibi yoğun duyguların açığa çıkmasına neden olabiliyor. Bazen bu tür durumlarla karşılaşan çocukların etkilenmesini basite indirgeyen ya da bunun “gereksiz bir hassasiyet” olduğunu düşünen yaklaşımlarla karşılaşıyoruz. Oysa çocukların gelişimsel özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, onların soyut kavramları tam olarak anlamlandıramadığı; ölüm, kan, hayvan sevgisi gibi konuların zihinsel dünyalarında farklı şekillerde yankı bulduğu unutulmamalıdır. Ancak burada bir denge hatırlatması yapmamız gerekiyor: Çocukları kurban ibadetinden tamamen uzaklaştırmak, onları bu kültürel ve manevi değerlerden koparmak da sağlıklı bir yol değildir. Asıl mesele, çocuğu neye maruz bıraktığımız değil, onu bu buruma nasıl hazırladığımızdır. Aileler çocuklarını kurbanın manevi anlamı hakkında, onların yaş ve gelişim düzeyine uygun bir dille bilgilendirmelidir. Bu süreçte kanlı sahneleri izlemek istemeyen bir çocuğa bunu zorla izletmek yerine, paylaşmanın, yardım etmenin ve ibadet etmenin anlamı üzerinden alternatif bir yaklaşım geliştirmek çok daha sağlıklı sonuçlar verir. Örneğin, ailecek ihtiyaç sahiplerine bayram ziyaretleri yapmak, birlikte kurban eti dağıtmak, çocuğun bu sürece aktif ama psikolojik olarak güvenli bir şekilde katılmasını sağlayabilir. Çocuğun kurban kesimi anında kan görüp etkilenmesi bir “bahane” değil, bir “duyarlılık göstergesidir.” Bu duyarlılığı küçümsemek yerine, onu dikkate alarak rehberlik etmek çok daha yerinde bir yaklaşımdır. Aynı zamanda çocuklarımıza inançlarımızı ve ibadetlerimizi tanıtırken onların psikolojik bütünlüğünü korumayı da görev bilmeliyiz. Sonuç olarak, çocuklara kurban ibadetini anlatırken iki uca savrulmamak gerekir. Ne onları bu kutsal değerlerden soyutlamalıyız, ne de yaşlarının kaldıramayacağı sahnelere maruz bırakmalıyız. Ailelerin rehberliğiyle, çocuklarımıza hem kurbanın anlamını hem de merhameti, yardımlaşmayı ve paylaşmayı öğretebiliriz. Zira kurban sadece bir ibadet değil, aynı zamanda bir vicdan ve bilinç meselesidir.
Ekleme Tarihi: 15 June 2025 - Sunday
Zehra Eşer

Kurban bayramı ve çocuk hassasiyetleri…

Kurban Bayramı, yardımlaşma, paylaşma ve maneviyatın ön plana çıktığı önemli dini bayramlarımızdan biridir. Ancak bu dönemin küçük yaş gruplarındaki çocuklar için zaman zaman kafa karıştırıcı, hatta duygusal olarak zorlayıcı olabildiği göz ardı edilmemelidir. Özellikle kurban kesim anına tanık olmak, bazı çocuklarda korku, kaygı ve hatta suçluluk gibi yoğun duyguların açığa çıkmasına neden olabiliyor.

Bazen bu tür durumlarla karşılaşan çocukların etkilenmesini basite indirgeyen ya da bunun “gereksiz bir hassasiyet” olduğunu düşünen yaklaşımlarla karşılaşıyoruz. Oysa çocukların gelişimsel özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, onların soyut kavramları tam olarak anlamlandıramadığı; ölüm, kan, hayvan sevgisi gibi konuların zihinsel dünyalarında farklı şekillerde yankı bulduğu unutulmamalıdır.

Ancak burada bir denge hatırlatması yapmamız gerekiyor: Çocukları kurban ibadetinden tamamen uzaklaştırmak, onları bu kültürel ve manevi değerlerden koparmak da sağlıklı bir yol değildir. Asıl mesele, çocuğu neye maruz bıraktığımız değil, onu bu buruma nasıl hazırladığımızdır.

Aileler çocuklarını kurbanın manevi anlamı hakkında, onların yaş ve gelişim düzeyine uygun bir dille bilgilendirmelidir. Bu süreçte kanlı sahneleri izlemek istemeyen bir çocuğa bunu zorla izletmek yerine, paylaşmanın, yardım etmenin ve ibadet etmenin anlamı üzerinden alternatif bir yaklaşım geliştirmek çok daha sağlıklı sonuçlar verir. Örneğin, ailecek ihtiyaç sahiplerine bayram ziyaretleri yapmak, birlikte kurban eti dağıtmak, çocuğun bu sürece aktif ama psikolojik olarak güvenli bir şekilde katılmasını sağlayabilir.

Çocuğun kurban kesimi anında kan görüp etkilenmesi bir “bahane” değil, bir “duyarlılık göstergesidir.” Bu duyarlılığı küçümsemek yerine, onu dikkate alarak rehberlik etmek çok daha yerinde bir yaklaşımdır. Aynı zamanda çocuklarımıza inançlarımızı ve ibadetlerimizi tanıtırken onların psikolojik bütünlüğünü korumayı da görev bilmeliyiz.

Sonuç olarak, çocuklara kurban ibadetini anlatırken iki uca savrulmamak gerekir. Ne onları bu kutsal değerlerden soyutlamalıyız, ne de yaşlarının kaldıramayacağı sahnelere maruz bırakmalıyız. Ailelerin rehberliğiyle, çocuklarımıza hem kurbanın anlamını hem de merhameti, yardımlaşmayı ve paylaşmayı öğretebiliriz. Zira kurban sadece bir ibadet değil, aynı zamanda bir vicdan ve bilinç meselesidir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.