Merhaba değerli okurlarım. Yazılarım, tecrübelerim ve bilgi birikimlerim ile sizlerle Ekosektör Gazetesi’nde buluştuğum için çok mutluyum. Türkiye’nin ve iş dünyasının en önemli gündemlerinden birisi olan ‘vergi’ başlığı hususunda bugün sizlere ‘Türk Vergi Sistemi’ üzerine bazı bilgilendirmelerde bulunacağım. Yeni yazılarımızda daha farklı ve güçlü konu başlıkları ile sizlerle buluşmaya elbette devam edeceğiz.
Bildiğiniz üzere vergi; devletin kamu giderlerini, toplumun eğitim sağlık ve ulaşım gibi hizmetlerini karşılamak için toplumu oluşturan birey ya da işletmelerden tahsil ettiği zorunlu bir ödeme olduğu gibi bir aynı zamanda her bireyin ve işletmenin vatandaşlık görevidir.
Türk Vergi sisteminde vergiler, üç kaynaktan alınmaktadır.
Gelir üzerinden alınan vergiler ( Gelir vergisi ve Kurumlar vergisi ), Servet üzerinden alınan vergiler ( Miras ve bağış vergisi, Motorlu taşıtlar vergisi, Emlak vergisidir ) ve Harcamalar üzerinden alınan ( katma değer, şans oyunları, özel tüketim, özel İletişim, gümrük, banka ve sigorta muameleleri damga vergisi, değerli kâğıtlar ve harçlar ) vergilerdir.
Üst paragrafta bahsettiğimiz vergiler; dolaylı ve dolaysız vergi olarak da ikiye ayrılıyor. Dolaysız vergiler; gelir ve servet üzerinden alınan vergiler olurken, dolaylı vergiler ise harcama üzerinden alınan vergilerdir. Örnek verecek olursak; gelir ve kurumlar vergisi, dolaysız vergilerdir. Dolaylı vergiler ise; katma değer vergisi, özel tüketim vergisi, gümrük vergisi, banka sigorta muameleleri, özel iletişim ve şans oyunları gibi vergilerdir.
Devlete ödenen ve çok sık karşımıza çıkan vergilerden bahsetmek gerekirse; kurumlar vergisi, gelir vergisi, geçici vergi, katma değer vergisi, muhtasar ve beyannamelerden alınan damga vergisidir.
Gelir vergisinden bahsedecek olursak; şahıslardan alınan sadece gerçek kişilerin vergisi gelir vergisine tabidir. Gelire giren kazanç ve iratlar, ticari kazançlar, zirai kazançlar, ücretler, serbest meslek kazançları, gayrimenkul sermaye iratları, menkul sermaye iratları diğer kazançlar ve iratlardır. Gelir Vergisi, yıllık olarak Mart ayında alınan vergi türüdür. Mart ve Temmuz ayında iki taksit şeklinde ödenir.
Kurumlar vergisi ise; kurumların bir mali yıl içerisinde elde ettikleri kazanç üzerinden alınan vergidir. Kurumlar vergisi her yılın Nisan ayı sonuna kadar beyan edilmek ve ödenmek zorundadır. Kurumlar vergisi mükellefleri; sermaye şirketleri (anonim, limitet, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler), kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları ( devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlara ait veya bağlı olup, faaliyetleri devamlı bulunan ticari, sınai ve zirai işletmeler iktisadi kamu kuruluşlarıdır), dernekler veya vakıflara ait iktisadi işletmelerdir.
Muhtasar Beyanname; işverenlerin ya da vergi kesintisi yapmakla yükümlü olan kişilerin belirli bir döneme ait vergi matrahlarını beyanname yoluyla vergi dairesine bildirmeleridir. Muhtasar beyannamede bulunan tevkifatlara ilişkin kesintiler; işçilere ödenen ücretler, serbest meslek sahiplerine yapılan ödemeler, kira ödemeleridir.
Katma Değer Vergisi KDV, mal veya hizmet alımlarında devlete ödenen bir vergidir. Bu vergi genelde son tüketiciler tarafından hizmet ve ürün alımlarında tahsil edilir.
Yeni konu ve konuk başlıklı yazımda buluşmak üzere hepinize bol kazançlı, bereketli ve sağlıklı günler diliyorum.