Yıldırım Belediyesi
Yıldırım Belediyesi
Ömer Küçükkaya
Köşe Yazarı
Ömer Küçükkaya
 

Gözden kaçmayanlar…

Olağanüstü şartlar, olağanüstü sonuçlar ve olağanüstü liderler yaratır! Türkiye, mevcut koşullarda, 15 Temmuz ekonomik ve demografik verilerinin çok gerisinde. Her türlü iç ve dış saldırıya karşı hazırlıklı olunması gerekliliği gibi aynı zamanda içeriden ve dışarıdan her türlü yetkili makamın veya etkili isimlerin herhangi bir şekilde her türlü tehdit ve satın alınmalarına müsait koşulların oluşması mümkün bir dönemdeyiz!                                                  Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasası’nın ilk 4 maddesini hatırlıyor musunuz? Bu sıralar fazlası ile gündemde olan bu maddeleri, 15 Temmuz darbe girişimi koşullarına göre değerlendirmeyi hiç düşündünüz mü?   Anayasa’nın ilk maddesi der ki; Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir!   Ve Anayasa’nın ikinci maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri açık bir şekilde ifade edilmek suretiyle denilmiştir ki; “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.”   Unuttuğumuz çok şey var. 1918 gibi 1919 gibi 1915 gibi! Evet, Çanakkale’yi hatırlamak zorundayız. Trablusgarp’ı ve daha fazlasını… Gözden kaçırılan ama aslında ilk günden bugüne hep göz önünde olan gerçekleri de görmek lazım! Anayasa’nın temel ilkeleri bütünlüğünde; insan hakları, kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi gibi önemli kazanımların çok öncesinde kazanılan ve Anayasa ile güvence altına alınan tüm değerlerimizi ya da darbe süreçleri gibi elimizden olağanüstü koşullar yaratılmak suretiyle yıllar içerisinde alınmak istenilenleri veya asılan liderleri, suikast ile öldürülen değerlilerimizi hatırlıyor musunuz?   Anayasamızın üçüncü maddesi der ki; “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür! Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı "İstiklal Marşı"dır. Başkenti Ankara'dır!   Peki, durup dururken neden böyle bir yazı yazmaya karar verdim? Türkiye’nin en önemli gerçekliği savaşçı bir milletten oluştuğu ve yüzyıllık büyük savaşlar yaşadığı gerçekliği hususudur! Türkiye; son 15 yıl içerisinde var olan hızlı demografik değişimler ile öznel nüfus ağırlığını kaybetmeye başladı! 15 Temmuz süreci sonrasında her ne kadar birçok sorun ve suç unsuru FETÖ yapılanması tezgâhı olarak karşımıza çıkmış olsa bile görmekteyiz ki; Türkiye Cumhuriyeti Devleti mevcut ekonomik ve demografik koşullarda ciddi bir tehdit altındadır!   Şimdi şöyle söyleyebilirsiniz; “sana ne kardeşim!” Evet, o zaman bende size şöyle cevap veririm; “bana ne diyerek bu kötü günlere gelmediniz mi?”   Türkiye için en önemli konu başlıklarından birisi Kamu Güvenliği! FETÖ yapılanmasının hızla kamu içerisinde yeniden aktif olduğunu görmemek için kör olmaktan öte bir alçalmaya düşmek gerekiyor. Türkiye’nin; Ortadoğu ve Asya stratejisini orta ve uzun vadelerde değerlendirirken, Afrika ve Avrupa’daki değişimlerin kısa vade de ülkemize neler kaybettireceğini çok iyi okumak zorundayız!   Afrika’dan Fransa’yı kovarken, Fransa başta olmak üzere Avrupa Birliği ülkeleri ile birlikte Amerika’nın Ortadoğu ve sınır komşularımızdan Türkiye’ye sürdüğü Arap ve diğer ulus unsurlarının yaratacağı olumsuzlukları ve değişimleri çok iyi okumak zorundayız!   Unutmamalıyız ki; ağır ekonomik koşullar öncelikle Ulusal Güvenlik Tehdidi oluştururlar! 15 Temmuz darbe girişimini yapanların üzerinden 1 Amerika Birleşik Devletleri Dolar’ı çıkmıştı. O gün 2,89 Türk Lirası olan Amerika’n doları bugün; 27,080 Türk Lirası seviyesine yükseldi!   Türkiye Cumhuriyeti Devleti; ciddi bir ekonomik, sosyal ve demografik tehdit ile karşı karşıya!   Kabul etmeliyiz ki; küresel değişkenlerin Asya ve Ortadoğu ile Afrika planlarını bozmaya yetkin ana güç Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Anadolu’dur! Mevcut koşullarda; Türkiye’de ve Anadolu’da gerçekleşmesi muhtemel olağanüstü süreçler, olağanüstü koşulların ve olağanüstü liderlerin oluşmasını sağlayacaktır!   Kısacası; pandemi başta olmak üzere 6 Şubat depremleri ile geldiğimiz koşullar ve yine Libya başta olmak üzere Ortadoğu ve Ukrayna başta olmak üzere Avrupa ülkeleri ile Rusya ve Çin ile Amerika’nın küresel hedeflerini doğru okumalıyız. Var olan ulusal tehdit sürecinin ciddi bir iç karışma, kalkışma veyahut toplumu ekarte etmek suretiyle ülkenin yönetimini seçilmişlerin elinden alma şekli ile sonuçlanması ihtimali mevcut koşullarda çok yüksek!   Bu şekli ile bize düşen; başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilgili unsurlarının gözlerinden kaçmadığına emin olduğumuz süreçlerin, yerel ve ulusal medya ile ilgili birim ve kişilerinde gözlerinden kaçmadığını topluma ve kamuoyuna hatırlatmaktır…   Şimdi dağılabilirsiniz! “Gidip, aileniz ile vakit geçirin. Kim aç, kim tok umursamayın” tarzında bir denkleme girmeyin! Aksine, bir kenara çekilin ve düşünün. Türkiye olarak daha fazla nasıl, bir ve beraber olabiliriz…   Sonuç itibariyle; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dâhili ve harici tüm düşmanları ile savaşabilecek öz güven ve tecrübeye sahiptir. Unutmadan; biz o günde, bugünde, yarında hep uyanıktık!
Ekleme Tarihi: 21 Eylül 2023 - Perşembe

Gözden kaçmayanlar…

Olağanüstü şartlar, olağanüstü sonuçlar ve olağanüstü liderler yaratır! Türkiye, mevcut koşullarda, 15 Temmuz ekonomik ve demografik verilerinin çok gerisinde. Her türlü iç ve dış saldırıya karşı hazırlıklı olunması gerekliliği gibi aynı zamanda içeriden ve dışarıdan her türlü yetkili makamın veya etkili isimlerin herhangi bir şekilde her türlü tehdit ve satın alınmalarına müsait koşulların oluşması mümkün bir dönemdeyiz!

                                                

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasası’nın ilk 4 maddesini hatırlıyor musunuz? Bu sıralar fazlası ile gündemde olan bu maddeleri, 15 Temmuz darbe girişimi koşullarına göre değerlendirmeyi hiç düşündünüz mü?

 

Anayasa’nın ilk maddesi der ki; Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir!

 

Ve Anayasa’nın ikinci maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri açık bir şekilde ifade edilmek suretiyle denilmiştir ki; “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.”

 

Unuttuğumuz çok şey var. 1918 gibi 1919 gibi 1915 gibi! Evet, Çanakkale’yi hatırlamak zorundayız. Trablusgarp’ı ve daha fazlasını… Gözden kaçırılan ama aslında ilk günden bugüne hep göz önünde olan gerçekleri de görmek lazım! Anayasa’nın temel ilkeleri bütünlüğünde; insan hakları, kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi gibi önemli kazanımların çok öncesinde kazanılan ve Anayasa ile güvence altına alınan tüm değerlerimizi ya da darbe süreçleri gibi elimizden olağanüstü koşullar yaratılmak suretiyle yıllar içerisinde alınmak istenilenleri veya asılan liderleri, suikast ile öldürülen değerlilerimizi hatırlıyor musunuz?

 

Anayasamızın üçüncü maddesi der ki; “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür! Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı "İstiklal Marşı"dır. Başkenti Ankara'dır!

 

Peki, durup dururken neden böyle bir yazı yazmaya karar verdim? Türkiye’nin en önemli gerçekliği savaşçı bir milletten oluştuğu ve yüzyıllık büyük savaşlar yaşadığı gerçekliği hususudur! Türkiye; son 15 yıl içerisinde var olan hızlı demografik değişimler ile öznel nüfus ağırlığını kaybetmeye başladı! 15 Temmuz süreci sonrasında her ne kadar birçok sorun ve suç unsuru FETÖ yapılanması tezgâhı olarak karşımıza çıkmış olsa bile görmekteyiz ki; Türkiye Cumhuriyeti Devleti mevcut ekonomik ve demografik koşullarda ciddi bir tehdit altındadır!

 

Şimdi şöyle söyleyebilirsiniz; “sana ne kardeşim!” Evet, o zaman bende size şöyle cevap veririm; “bana ne diyerek bu kötü günlere gelmediniz mi?”

 

Türkiye için en önemli konu başlıklarından birisi Kamu Güvenliği! FETÖ yapılanmasının hızla kamu içerisinde yeniden aktif olduğunu görmemek için kör olmaktan öte bir alçalmaya düşmek gerekiyor. Türkiye’nin; Ortadoğu ve Asya stratejisini orta ve uzun vadelerde değerlendirirken, Afrika ve Avrupa’daki değişimlerin kısa vade de ülkemize neler kaybettireceğini çok iyi okumak zorundayız!

 

Afrika’dan Fransa’yı kovarken, Fransa başta olmak üzere Avrupa Birliği ülkeleri ile birlikte Amerika’nın Ortadoğu ve sınır komşularımızdan Türkiye’ye sürdüğü Arap ve diğer ulus unsurlarının yaratacağı olumsuzlukları ve değişimleri çok iyi okumak zorundayız!

 

Unutmamalıyız ki; ağır ekonomik koşullar öncelikle Ulusal Güvenlik Tehdidi oluştururlar! 15 Temmuz darbe girişimini yapanların üzerinden 1 Amerika Birleşik Devletleri Dolar’ı çıkmıştı. O gün 2,89 Türk Lirası olan Amerika’n doları bugün; 27,080 Türk Lirası seviyesine yükseldi!

 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti; ciddi bir ekonomik, sosyal ve demografik tehdit ile karşı karşıya!

 

Kabul etmeliyiz ki; küresel değişkenlerin Asya ve Ortadoğu ile Afrika planlarını bozmaya yetkin ana güç Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Anadolu’dur! Mevcut koşullarda; Türkiye’de ve Anadolu’da gerçekleşmesi muhtemel olağanüstü süreçler, olağanüstü koşulların ve olağanüstü liderlerin oluşmasını sağlayacaktır!

 

Kısacası; pandemi başta olmak üzere 6 Şubat depremleri ile geldiğimiz koşullar ve yine Libya başta olmak üzere Ortadoğu ve Ukrayna başta olmak üzere Avrupa ülkeleri ile Rusya ve Çin ile Amerika’nın küresel hedeflerini doğru okumalıyız. Var olan ulusal tehdit sürecinin ciddi bir iç karışma, kalkışma veyahut toplumu ekarte etmek suretiyle ülkenin yönetimini seçilmişlerin elinden alma şekli ile sonuçlanması ihtimali mevcut koşullarda çok yüksek!

 

Bu şekli ile bize düşen; başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilgili unsurlarının gözlerinden kaçmadığına emin olduğumuz süreçlerin, yerel ve ulusal medya ile ilgili birim ve kişilerinde gözlerinden kaçmadığını topluma ve kamuoyuna hatırlatmaktır…

 

Şimdi dağılabilirsiniz! “Gidip, aileniz ile vakit geçirin. Kim aç, kim tok umursamayın” tarzında bir denkleme girmeyin! Aksine, bir kenara çekilin ve düşünün. Türkiye olarak daha fazla nasıl, bir ve beraber olabiliriz…

 

Sonuç itibariyle; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dâhili ve harici tüm düşmanları ile savaşabilecek öz güven ve tecrübeye sahiptir. Unutmadan; biz o günde, bugünde, yarında hep uyanıktık!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.