İnsan odaklı hiçbir durum uzun soluklu olamaz, olmamalıdır. Birey ve toplum nezdinde değerlendirdiğimizde imkânlar ile alışkanlıklar gerçeğini fark ederiz. İnsan; alışkanlıkları ve imkânları arasına sıkışmış sosyal bir varlıktır.
İnsan; giyindiği pantolonu, gömleği hatta ayakkabıyı bile belli bir süreçte değiştirmek zorundadır. Birey olmanın gerçekliği toplum ile eş değer yürüyebilmekten geçer. Bu sebeple, toplum değiştikçe toplum içerisindeki tüm katmanlar bu değişime ayak uydurmak zorundadır.
Bugün geldiğimiz noktada ekonomik ve sosyal şartların ister özel ister kamu çalışanı olsun herkesi etkilediğini görmekteyiz. Kimileri olumlu kimileri olumsuz etkilenirken, birey her zaman elde ettiği veyahut kaybettiği imkânlar ölçütünde alışkanlarını değiştirir. Tıpkı; pantolonunu, gömleğini veyahut ayakkabısını değiştirdiği gibi…
Doğu depremleri Türkiye’yi birçok açıdan olumsuz yönde etkiledi. 15 milyon insanın direkt etkilendiği depremler 85 milyon üzerinde; psikolojik, sosyolojik ve ekonomik kayıplara yol açtı.
On binlerce insanın öldüğü doğu depremlerine rağmen AK Parti lideri Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan hükümetlerinden herhangi bir şekilde sorumluluk üstlenecek tarzda somut bir açıklama yapılmazken, herhangi biri de sorumluluk atfederek istifa etmedi!
Deprem bölgesinden gelen tek istifa haberi Hatay’a görevlendirilen Bursa İl Milli Eğitim Müdürü Serkan Gür’ün istifa ettiği yönündeki iddialardan ibaret…
Yunanistan’da tren kazası nedeniyle yaşanan ölümler sonrası Ulaştırma Bakanı istifa edip, Başbakan Yunan halkından özür dilerken, maalesef Türkiye’de 11 vilayette etkili olan ve halen daha etkisi derin sarsıntılarla süren 50 bine yakın insanın resmi verilere göre öldüğü doğu depremleri ile ilgili Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, “Asrın Felaketi” ifadesi ile yetindi.
Peki, Asrın Felaketi ifadesi ile yetinmek yetiyor mu?
Kabul etmeliyiz ki, vatandaş 21 yıllık Ak Parti hükümetleri ile teşkilat yönetimlerinin kibir ve öfkelerinden bunaldı!
Yıllarca süren derin kavgaların bedelini sosyolojik, psikolojik ve ekonomik olarak ödeyen vatandaşlar; sürekli artan akaryakıt zamları, ücretli otoyollar, doktor sırası almak için beklenilen olumsuzluklar içerisinde yetmeyen kazanımlarının faturasını hem AK Parti’ye hem de AK Parti lideri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kesiyor…
Tabiatın doğası gereği eskiyen veya yıpranan ne varsa değişir, değiştirilir. Görmekteyiz ki; AK Parti hükümetlerinin 21 yıldır yönettiği Türkiye’de deprem ile ilgili somut ve etkin çözüm üretecek hiçbir önlem alınmamış!
AFAD ve Kızılay dâhil kamu kurumları bölgeye deprem olduktan sonra bile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadeleri ile ilk iki gün ulaşamamış!
Peki, tüm bu yetmezliklerin sorumluları neden halen daha görevde?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ne bekliyor?
Değerli okuyucularım, iktidarın sürekli kendisini savunmak için kullandığı, “Devlet içerisinde etkinliğimizi daha yeni kazanıyoruz” cümlesi kısır bir çürümüşlükten öte değildir.
Ben dâhil yüz binlerce vatan evladı, Türkiye için gözünü kırpmadan ölümü göze alabilirken, maalesef AK Parti hükümetleri döneminde görmekteyiz ki; torpil, liyakatin önüne geçmiş ve Türkiye enkaz altında kalmıştır.
Doğu depremleri başlığında uzun uzadıya değerlendireceğimiz süreçleri; İç Anadolu veya Batı depremleri başlığında değerlendirmeden çok önce Türkiye’nin güçlenebilmesi için kabine değişimi ile değişime ve dönüşüme başlanması ülkenin bekası için elzemdir.
Hâsılı, Sayın Erdoğan; eğer yıpranmış, yırtılmış, eskimiş veyahut artık yeterli olmayan Bakanlar ile bürokratları hızla değiştirmez ise; vatandaş ilk seçimde değişimi tüm iktidar nezdinde yapacaktır kanaati toplum dinamiklerinde oluşmuş durumda.