Yine cüssemizden ağır ve büyük bir yazı ile sizlerle birlikteyiz. Lakin Bursa, cüssemizden büyük ve ağır sorunları kadar geniş ve kudretli varlıkları ile yüzlerce yıllık imparatorluklar kültürü, turizmi, ticareti ve inançlar değerleri ile dev bir medeniyet olarak bizleri var etmeye devam ediyor. Eskilerin deyimi ile “hepimizin Bursa’ya hem minnet borcu, hem hizmet borcu” vardır. Bursa; kimilerimizin doğduğu, kimilerimizin doyduğu bir şehir olmasının ötesinde benim gibi yüz binlerce insanın da doğduğu ve doyduğu kadim bir şehir ve medeniyettir. Cenabı Allah bizlere Bursa’da ölmeyi ve Bursa’ya gömülmeyi nasip etsin inşallah…
Bir dönem adı “altı evliya üstü eşkıya” olarak yazılıp, çizilen Bursa, hamd olsun emniyet ve istihbarat birimlerimizin yargı ile ortaklaşa düzenledikleri ortak akıl çalışmaları ile kadim kültürünün özüne döndü. Bursa Valisi Yakup Canbolat’tan itibaren başlayan temizlik süreci Vali Mahmut Demirtaş’ın kısa süreli çalışma döneminde devam ederken, Vali Erol Ayyıldız’ın göreve gelmesiyle hem güç hem hız kazandı. Bugün daha güvenli bir Bursa’da yaşamamıza katkı koyan herkesten Allah razı olsun.
Son 10 yıllık süreçte bürokratik açıdan önemli kazanımlar elde eden Bursa, son dönemde özellikle iş ve siyaset dünyasının bariz hataları nedeniyle yeniden İstanbul’un gölgesinde kalırken, birçok fırsatın sahibi olduğunu da adeta unuttu. Son nüfus değişimleri ile artı 1 Milletvekili kazanan Bursa, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 20 Milletvekili ile temsil ediliyor. İlk seçimlerde Milletvekili sayısı 21 olacak olan Bursa’da, özellikle iş dünyasının konkordato ilanları şehirde ciddi anlamda güven endeksini yaralıyor.
Kabul etmeliyiz ki; Bursa, son 1 yıldır hem iktidarın yeterli ve gerekli yatırım hamlelerini yapmaması hem de muhalefetin iktidara Bursa’ya hizmet gelmesi yönünde gerekli baskıları yeterince yapmaması nedeniyle Kocaeli’nin gerisinde kalan bir sosyoekonomik süreç yaşıyor. Bursa Ticaret Borsası, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, Bursa Esnaf ve Sanatkârlar Odası’nda yer alan dinamiklerin yaklaşan seçimler ile kendi içlerinde ve birbirleriyle olan siyasal ve ekonomik mücadeleleri şehrin birliktelik ve bütünlüğüne zarar verecek düzeye ulaştı. Ve yine Bursa Teknik Üniversitesi ile Bursa Uludağ Üniversitesi rektörleri hakkında sosyal medyaya kadar düşen şikâyetlerin şehri ne kadar gerilere attığını anlamak için Ankara’dan gelen Genel Başkan Yardımcılarının Ulucami ile Kapalı Çarşı arasında mekik dokumaktan vazgeçmeleri gerekiyor.
Cumhur İttifakı oluşturan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 10, Milliyetçi Hareket Partisi’nin 2 olmak üzere iktidarın 12 Milletvekili ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilen Bursa’nın hızlı tren hayalleri kâbus olurken, Dağ yolu 20 yıldır bitmiyor! 6,2 şiddetinde depremin salladığı Bursa’da iktidar Ankara’da kent adına neler yapıyor sorusuna 2 yıldır yanıt bulamazken, iktidarın topa tuttuğu Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey her ay basın değerlendirme toplantıları yapıyor!
Bursa Milletvekillerinin yaklaşık 2 yıllarının dolmasına birkaç ay kalmasına rağmen ve Bursa medyasının defalarca “2 yıldır neler yaptınız” sorularını hem iktidara hem muhalefete sorduğu bir dönemde Milletvekillerinin şehre dair suskunluğunu kabul etmemiz beklenemez. Ve yine Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in tüm sözlerinin Cumhurbaşkanı Adayı olarak ilan ettikleri Ekrem İmamoğlu ile sonlanması ülkenin yarınlarına dair somut projelerden uzak açıklamaları ve yerel yönetimleri içerisinde ki dev kavgaları görmezden mi gelelim?
Değerli okurlarım, kıymetli vatandaşlarımız; Bursa, güçlü olduğu kadar kadim bir şehir. Bursa’yı en derinlerinden kılcal damarlarından okuyanların deyimi ile “Bursa huzur ve şifa kenti” olan dev bir medeniyet. Bursa Valisi Erol Ayyıldız’ın deyimi ile “toprağın üzerindekilerini toprağın altındakilerinin manevi anlamda koruduğu yer neresi diye sorarlarsa aklınıza ilk Bursa gelsin” diyebileceğimiz kadar köklü inanç bağları olan bir Payitahtta yaşıyoruz. Peki; doğduğumuz veya doğduğumuz sonuç itibariyle yaşadığımız bu güzide şehrin hakkını siyasetçileri, esnafları, iş dünyası ve medyası olarak verebiliyor muyuz?
Önceki gün Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Meclis toplantısına girmeden dakikalar önce MÜSİAD Bursa Şube Başkanlığı, Bursa Kent Konseyi Başkanlığı yapmış olan ve şehrin hem iş hem fikir insanlarından Hasan Çepni’nin “Bursa’daki fuarları gezdin mi Ömer” sorusuna verdiğim yanıtlar üzerinden bugünkü yazıyı yazıyorum kıymetli okurlarım.
Hangi fuarları gezeceğiz? Depremin konuşulduğu Bursa’da, şehrin teknik ve ekonomik güçlerini bir araya getirerek Bakan düzeyinde katılımla fuar açamayan sivil toplum kuruluşlarının düzenledikleri fuarları mı? Bursa medyasını yok sayarcasına Alinur Aktaş döneminden bugüne ve halen daha her alanda İstanbul medyasını şehre çağırarak İstanbul medyası ile büyümeye çalışan ve hatta İstanbul Vergi dairelerine bağlı olanların düzenledikleri fuarlarımı gezip, yazacağız? Yoksa 10 yıl sonra finansal güçleri ile hortlayan FETÖ destekçilerinin “Vatan Millet” naralarını mı yazacağız? Kim ne söyler, ne düşünür ben bilmem değerli okurlarım. Lakin Türkiye’de ve Bursa’da iz bırakan isimlerden olan Bülent Arınç’ın son sözlerini öyle kıvırıp kenara atmamak lazım! Tehlike içimizde…
Cenabı Allah, memleketimizi ve devletimizi korusun lakin Bursa’nın varlığı Ankara’nın varlığı demektir kıymetli vatandaşlarımız. Türkiye’nin en büyük ikinci ihracat şehri, Türkiye’nin nüfus bakımından beşinci büyük şehri Bursa’nın bitmeyen hızlı tren, hastane ve dağ yolu gibi projelerinin karanlığında 6,2 deprem sonrası ve seçildiği günden bugüne bir kere şehre gelmeyen ilgili Bakanlarımız ile Bursa’yı ayağa kaldıramayız! Bursa’yı, İstanbul’un gölgesinden hızla çıkaracak siyasi ve ekonomik hamleleri ardın sıra atmalıyız. Yanlış anlamayın adama sormazlar mı? Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin kadar olamadınız mı? Alinur Aktaş olamadı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, itirazı varsa çıksın anlatsın bizde dinleyelim ninni niyetine. Sandık konuldu, seçim yapıldı, CHP’li sayısı artmadı! AK Partililer sandığa gitmedi. Ve Alinur Aktaş kaybetti. Giderken de ulusal ekonomik nedenlerden diye bir şeyler zırvaladı…
Yazımın tamamı cüssemden ağır ve büyük diye en başta belirtmiştim. Emekli ve asgari ücretleri ile geçinemeyen vatandaşların kira artışlarından yaşadığı sıkıntıların hepsini bir tarafa bıraktım. Faruk Çelik, Mustafa Bozbey ve Enes Çelik ile omuz omuza yüz binlerce taraftarın iş dünyasına da adeta diz çöktürerek Bursa’ya yaşattıkları Şampiyonluk onurunu da mı görmezden gelelim?
Adalet ve Kalkınma Partisi siyasilerinin 20 yıldır Bursa’dan bir şekilde kovaladıkları ama Bakan olarak ama Şanlıurfa Milletvekili olarak ama Artvin Milletvekili olarak geri gelip Bursa’ya hizmet eden Faruk Çelik’in yaptıkları ortada dururken, “Bursa’nın 20 Milletvekili ne yaptı Sayın Recep Tayyip Erdoğan” diye sormak suç ise asın beni…
Bursa’da, Borsa ve BTSO arasındaki kavga artık bitmeli! Bursa esnaf odalarının Ankara’ya iletilen tüm sorunları acilen ve hızla çözülmeli! Bursa, esnaf ve iş dünyasına can suyu ötesinde hibe krediler verilmeli. Bursa’nın bitmeyen sanayi bölgeleri ve şehrin içerisinde kalan depreme dayanıksız atölye ve üretim alanları derhal dönüştürülmeli. Bursa’nın gücü Türkiye’ye yetiyor da Bursa’ya mı yetmiyor?
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’e sesleniyorum; Bursa’yı CHP kazandı diyorsanız bırakın Ekrem İmamoğlu lakırdılarını da gelin Bursa’yı kazanan Büyükşehir Belediye Başkanınız Mustafa Bozbey’in yanında Milletvekili ve Belediye Başkanlarınızı kenetleyerek yeni bir siyasi tarih yazın! Yok; Bursa’yı CHP değil, Mustafa Bozbey kazandı diyorsanız rica ediyoruz Bursa’yı gündeminiz ve şehre artı değer katamayan Milletvekillerinizin dışında tutun Bursalılar gereğini sandıkta yaptığı gibi süreç içerisinde de yapmaya devam etsin…
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a sesleniyorum; terörsüz Türkiye’nin sözde çözüm anahtarının kilitli olduğu ada Bursa’ya bağlı! Türkiye’nin ikinci büyük ihracat şehri Bursa! Hazine ve Maliye Bakanınızın gelip himmet gösteremediği, Ticaret Bakanınız uluslar arası bir ihracat ve ekonomi zirvesi düzenleyerek en az 50 ülke Devlet Başkanını 20 yıldır şehre getiremediği ama deprem bölgesindeki 11 şehri ayağa kaldıran Payitaht, Bursa! Bürokratlarının sorunları çözemediği, babasının adını taşıyan okulun adını siz o koltuktasınız diye yapmaktan aciz iş insanlarının olduğu bu dönemde Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in bir kız çocuğunun daveti üzerine gelip “Devlet Burada, eski okulu yıkın yeni okulu yapın” dediği yer Bursa! İki gözümün çiçeği dediğiniz, gönlünüzde ve gönlümüzde taht kuran şehir Bursa. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Evliyalar Şehri Bursa’nın Evliyalar gibi bereketli ve hikmetli Valisi Erol Ayyıldız başta olmak üzere şehre katma değer katan herkesten Allah razı olsun. Lakin yürekler buruk, gözler yaşlı, gönüller kırık, beden yorgun, ruh isteksiz. Ya gelin himmet gösterin, yahut bırakın bizi en azından toprağın altındakilerinin hikmeti ile avunalım…
Gayri sözü bitirdik. Gayri kelimeleri tükettik. Bursa’yı İstanbul kurtaramayacak! Bakınız kurtarmayacak demiyorum, kurtaramayacak! Çünkü İstanbul’un önce kendisini kurtarması lazım düştüğü derin çıkmazlardan! Bursa’yı dün olduğu gibi bugün yine Bursalılar ayağa kaldıracak. Gelin hep birlikte Bursa için aynı masa etrafında buluşalım. Ölümüze ağladığımız, düğünümüzde eğlendiğimiz Bursa’da gelin iş dünyası ile esnafı ile medyası ile siyaseti ile Gaziantep gibi Kocaeli gibi Kayseri gibi kenetlenelim. Neden yeni kabine de Bursa’dan 2 Bakan olmasın? Neden TESK Başkan Yardımcılarından en az biri Bursa’dan olmasın? Neden TOBB Başkan Yardımcılarından biri Bursa’dan olmasın? Neden Ankara’da birçok Genel Müdür Bursa’dan olmasın? Neden Bursa’dan 2-3 Kaymakam ve Vali Yardımcısı Vali olarak Türkiye’nin çeşitli yerlerine atanmasın? Neden Bursa Belediyeleri imkânsızlıklar ile borç batağına saplanıp kalsın? Neden sorunları azaltarak İstanbul’un arka bahçesi olmak yerine Türkiye Yüzyılı’nın yeni üretim ve ihracat Başkenti olmayalım? Hem sanayide hem tarımda neden yeniden marka bir şehir olmayalım? Kiraz, şeftali, incir diye tarımsal ürünlerimizi anarken neden Dünya’ya dev ihracatlar yapan markalarımızı güçlendirmeyelim? Türkiye Yüzyılının markası TOGG’un üretim şehri Bursa’da neden işsiz olsun? Bursa’da neden firmalar peşin sıra iflas açıklamaları yapsın? Bursa hepimizin değerli okurlarım, kıymetli Bursalı hemşerilerim. Bursa’da 17 İlçe 4 bin üzerinde sivil toplum kuruluşu onlarca basılı, yazılı, görsel, işitsel ve dijital medya var! Neden hep birlikte siyasetin ve iş dünyasının bakışını kavgadan birlikteliğe çeviremiyoruz? 4 Milyonluk şehir Türkiye’ye yetiyoruz da neden Bursa’ya ve kendimize yetmiyoruz? Şöyle bir bakınız sağınıza solunuza; Irak, toprak olmadı mı? Mısır, toprak olmadı mı? Suriye, toprak olmadı mı? Filistin, toprak olmuyor mu? Ukrayna, toprak olmadı mı? Bursa iş dünyası ortak akıl ile Bursa’da acilen kentsel dönüşümleri neden başlatmıyor? BTSO Başkanı, Bursa Ticaret Borsası Başkanı, BESOB Başkanı, 20 Milletvekili ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı neden aynı masada Bursa için buluşamıyor? Bursaspor şampiyon olurken hep birlikte sevinenler neden sorunları çözerken tek yürek, tek akıl, tek vücut ve tek şehir olamıyorlar? Yemin ediyorum ki, anlamıyorum! Bursa’yı üzerindekiler olarak bizler kurtarmak ve düştüğü yerden Bursaspor gibi ayağa kaldırmak zorundayız. Aksi halde sadece Bursa’nın üzerinde yaşayanların değil, Bursa’nın altında yatanlarında ahı bize ömür boyu yük olur…
Allah rızası için Bursa’yı; Bursalılar olarak yürek yüreğe, omuz omuza kurtaralım. Bursa ve Bursalılar huzura ersin, şehir ve içindekiler bereketlensin de varsın olsun şu fani beden toprak olsun, vallahi gıkım çıkarsa namerdim.