Yıldırım Belediyesi
Yıldırım Belediyesi
Ömer Küçükkaya
Köşe Yazarı
Ömer Küçükkaya
 

Beklentiler ve Beklenmeyenler

Türkiye’nin tek partili uzun bir iktidar süreci içerisinde karşılaştığı en ağır ekonomik buhran ile iç içe yaşamaktayız. Küresel dengelerin ardın sıra bozulduğu ve ulus devletlerin her geçen gün biraz daha kıskaca alındığı şu dönemde “en doğru adım ne” sorusu ile hemen her yerde karşılaşmaktayız. İş dünyasının küçükten büyüğe tedbir aldığı, birçok büyük firmanın kendisini halka arz yöntemleri ile güçlü tutmaya çalıştığı şu günlerde ulusal ekonomi alarm veriyor. Tüketim toplumu olmanın ağır bedelini, göçmenler ve mülteciler ülkesi olarak ödemekteyiz. Herkesin bir anda emekli olmak istediği Türkiye’de, 7 bin 500 Türk Lirası ile geçinemeyen genç emekliler büyük bir çıkmazın eşiğinde… Bir anda emeklilik hayalleri üzerlerine yıkılan genç emekliler aslında yaşamın gerçekleri ile de yüzleşmiş oldular. Emekli maaşı ile geçinebileceklerini zannederek emekli olanlar ile krizi fırsata çevirip yüksek enflasyonda değerlenen tüm varlıklarını kısacası elinde avucunda olan her şeyi satarak kendisini güçlendirenleri de tebrik etmek gerekiyor. Evet, Türkiye’de yine bir kriz yeni fırsatlar doğmasına neden oluyor. Tek sorun, yeni krizin ağır faturasının üretimi ciddi boyutta etkileyecek olması diyebiliriz. Ağırlaşan ekonomik tabloları değerlendirdiğimizde; Türkiye’de orta kesimin yeniden doğduğunu görmekteyiz. Zengin ile fakir arasındaki uçurum hızla artarken, insanlar artık düşük maaşlara uzun zaman dilimlerinde çalışmak istemiyorlar! Almanya; gençlerin yine yeniden göç kapısı olurken, Kanada ve benzeri uzak ülkeler daha az tercih edilenler arasında yer alıyor. Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş sürecinde istediği genç nüfus oranına ulaşamayan Almanya, gözünü yeniden Türkiye’ye dikti. Her geçen gün Ortadoğu ülkesi olma yolunda hızlı adımlar atan Türkiye’de, kamu bankacılığı tartışılır olmaya ediyor. Esnaf ve iş dünyasının yanında olması gereken Halkbank’ın ağır koşullarda yürüttüğü kredilendirmeme süreçleri ve en ufak bir sorunda müşterilerini “kredi izleme sürecine dahil etmesi” ve beraberinde her işlemden ücret talep etmesi, hem esnafı hem de kendisi ile çalışan kamu kurumlarının çalışanlarını hükümet aleyhine söylemlere itiyor. Vakıfbank ve Ziraat Bankası ise, bir kısım yerel idarecileri ve personellerinin fedakârlılıkları ile ayakta duruyor diyebiliriz. Yerel seçimler sonrası daha fazla bozulması beklenen ekonomi, özellikle banka borçlanması ile ayakta kalmaya çalışan KOBİ firmalarını zorluyor. Her geçen gün artan işçi maaşları ötesinde üretim maliyetleri nedeniyle 2024 yılının ikinci çeyreğinde ciddi iflaslar ile karşılaşmak mümkün. Ve yine 2023 sonu itibariyle yeni bir işsizlik dalgası kapımızda… Tekstil sektörünün kalbi konumunda olan Bursa’da; yüzde 40 oranında ekonomik durağanlık yaşanırken, benzer bir durumun birçok sektörü etkilediğini gözlemliyoruz. İnşaat sektörünün yüksek fiyatlar nedeniyle durağanlık yaşadığı Türkiye’de, insanlar artık ev, otomobil ve işyeri almayı hayal edemiyorlar… Türkiye Yüzyılından beklenenler her şeyin çok güzel olacağı yönündeyken, beklenmeyen tüm olumsuzluklar karşısında vatandaşın siyasi görüşlerinde de ciddi değişimler yaşandığını görmekteyiz. İktidarın her geçen gün güç kaybettiği Türkiye’de, ekonomik ağır bilanço yerel seçimleri iktidar aleyhine etkileyeceğe benziyor. Ve her şeyin ötesinde piyasaların her geçen gün kötüleşmeye devam etmesi, paranın piyasalardan çekilmesi, artan işsizlik ve ödenemeyen krediler ile borçlar nedeniyle suç artışları yaşanacağını da tahmin etmek zor değil. İşte tüm bu gerçekler ışığında net olarak ifade etmeliyiz ki, hükümet yine yanlış zamanlama yaparak hem kendisini hem de vatandaşları zorluyor. Kredi finansmanlarının okullar açılmadan açılması, yüksek vergilerden acilen vazgeçilmesi ve her şeyin ötesinde kamuda istihdamın normal seviyelere geriletilmesi önümüzdeki 5 yıl için şimdiden alınması gereken tedbirler arasında yer alıyor…
Ekleme Tarihi: 29 Ağustos 2023 - Salı

Beklentiler ve Beklenmeyenler

Türkiye’nin tek partili uzun bir iktidar süreci içerisinde karşılaştığı en ağır ekonomik buhran ile iç içe yaşamaktayız. Küresel dengelerin ardın sıra bozulduğu ve ulus devletlerin her geçen gün biraz daha kıskaca alındığı şu dönemde “en doğru adım ne” sorusu ile hemen her yerde karşılaşmaktayız.

İş dünyasının küçükten büyüğe tedbir aldığı, birçok büyük firmanın kendisini halka arz yöntemleri ile güçlü tutmaya çalıştığı şu günlerde ulusal ekonomi alarm veriyor.

Tüketim toplumu olmanın ağır bedelini, göçmenler ve mülteciler ülkesi olarak ödemekteyiz. Herkesin bir anda emekli olmak istediği Türkiye’de, 7 bin 500 Türk Lirası ile geçinemeyen genç emekliler büyük bir çıkmazın eşiğinde…

Bir anda emeklilik hayalleri üzerlerine yıkılan genç emekliler aslında yaşamın gerçekleri ile de yüzleşmiş oldular.

Emekli maaşı ile geçinebileceklerini zannederek emekli olanlar ile krizi fırsata çevirip yüksek enflasyonda değerlenen tüm varlıklarını kısacası elinde avucunda olan her şeyi satarak kendisini güçlendirenleri de tebrik etmek gerekiyor.

Evet, Türkiye’de yine bir kriz yeni fırsatlar doğmasına neden oluyor. Tek sorun, yeni krizin ağır faturasının üretimi ciddi boyutta etkileyecek olması diyebiliriz.

Ağırlaşan ekonomik tabloları değerlendirdiğimizde; Türkiye’de orta kesimin yeniden doğduğunu görmekteyiz. Zengin ile fakir arasındaki uçurum hızla artarken, insanlar artık düşük maaşlara uzun zaman dilimlerinde çalışmak istemiyorlar! Almanya; gençlerin yine yeniden göç kapısı olurken, Kanada ve benzeri uzak ülkeler daha az tercih edilenler arasında yer alıyor.

Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş sürecinde istediği genç nüfus oranına ulaşamayan Almanya, gözünü yeniden Türkiye’ye dikti. Her geçen gün Ortadoğu ülkesi olma yolunda hızlı adımlar atan Türkiye’de, kamu bankacılığı tartışılır olmaya ediyor.

Esnaf ve iş dünyasının yanında olması gereken Halkbank’ın ağır koşullarda yürüttüğü kredilendirmeme süreçleri ve en ufak bir sorunda müşterilerini “kredi izleme sürecine dahil etmesi” ve beraberinde her işlemden ücret talep etmesi, hem esnafı hem de kendisi ile çalışan kamu kurumlarının çalışanlarını hükümet aleyhine söylemlere itiyor. Vakıfbank ve Ziraat Bankası ise, bir kısım yerel idarecileri ve personellerinin fedakârlılıkları ile ayakta duruyor diyebiliriz.

Yerel seçimler sonrası daha fazla bozulması beklenen ekonomi, özellikle banka borçlanması ile ayakta kalmaya çalışan KOBİ firmalarını zorluyor. Her geçen gün artan işçi maaşları ötesinde üretim maliyetleri nedeniyle 2024 yılının ikinci çeyreğinde ciddi iflaslar ile karşılaşmak mümkün. Ve yine 2023 sonu itibariyle yeni bir işsizlik dalgası kapımızda…

Tekstil sektörünün kalbi konumunda olan Bursa’da; yüzde 40 oranında ekonomik durağanlık yaşanırken, benzer bir durumun birçok sektörü etkilediğini gözlemliyoruz. İnşaat sektörünün yüksek fiyatlar nedeniyle durağanlık yaşadığı Türkiye’de, insanlar artık ev, otomobil ve işyeri almayı hayal edemiyorlar…

Türkiye Yüzyılından beklenenler her şeyin çok güzel olacağı yönündeyken, beklenmeyen tüm olumsuzluklar karşısında vatandaşın siyasi görüşlerinde de ciddi değişimler yaşandığını görmekteyiz. İktidarın her geçen gün güç kaybettiği Türkiye’de, ekonomik ağır bilanço yerel seçimleri iktidar aleyhine etkileyeceğe benziyor.

Ve her şeyin ötesinde piyasaların her geçen gün kötüleşmeye devam etmesi, paranın piyasalardan çekilmesi, artan işsizlik ve ödenemeyen krediler ile borçlar nedeniyle suç artışları yaşanacağını da tahmin etmek zor değil.

İşte tüm bu gerçekler ışığında net olarak ifade etmeliyiz ki, hükümet yine yanlış zamanlama yaparak hem kendisini hem de vatandaşları zorluyor. Kredi finansmanlarının okullar açılmadan açılması, yüksek vergilerden acilen vazgeçilmesi ve her şeyin ötesinde kamuda istihdamın normal seviyelere geriletilmesi önümüzdeki 5 yıl için şimdiden alınması gereken tedbirler arasında yer alıyor…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.