Yıldırım Belediyesi
Yıldırım Belediyesi
Mesut Okumuş
Köşe Yazarı
Mesut Okumuş
 

Bursa’da Göç

Türkiye’nin en yoğun nüfuslu 4'ncü kenti olan Bursa, her yıl giderek daha da kalabalıklaşıyor. Önceleri bir tarım kenti olan Bursa; zamanla sanayi, ticaret, turizm ve eğitim gibi fonksiyonlara sahip olmasıyla birlikte önemli bir büyüme kaydetti. Fonksiyonel çeşitliliği artınca daha fazla göç almaya başladı. TÜİK’in 4 Şubat’ta açıkladığı verilere göre; 2021 nüfusu 3 milyon 147 bin 818 olan kentte kilometrekareye yaklaşık 289 kişi düşüyor. Her yıl ortalama 80 bin göç alan şehirde, net göç farkı 16 bin. Bu da kent nüfusuna her yıl 16 bin kişinin katılması anlamına geliyor. Özellikle Samsun, Erzurum, Muş ve Artvin gibi illerden yoğun göç alan Bursa’da merkez ilçeler taşıma kapasitesinin üstüne çıkıyor. Nüfusu neredeyse bir milyona dayanan Osmangazi ilçesi yoğunlukta ilk sırayı alırken, Yıldırım 2'nci, Nilüfer 3'ncü sırada yer alıyor. 280 bin kişilik nüfusuyla Türkiye’nin birçok kentini geride bırakan Mobilyanın Başkenti İnegöl ise İl olacağı günü bekliyor.   Kentin yoğun göç alması, yaşanabilirliğini her geçen gün giderek azaltıyor. Sahip olduğu Yeşil Bursa imajını hızla kaybeden İl’de çarpık kentleşme ve gecekondulaşma oldukça yaygın. Yıldırım’ın başını çektiği bu çarpık kent görüntüsünü Osmangazi takip ediyor. Şehrin batısındaki Nilüfer İlçesi ise, bunlardan azade bir görüntü sergiliyor. Bu da Bursa’nın doğusunda tıpkı Türkiye’nin doğusu gibi geri kalmış izlenimi yaratıyor.   Bazı belediyelerin bireysel gayreti bu imajı düzeltmeye yetmiyor. Osmangazi Belediyesi'nin Osmanlı mirasına sahip çıkma arzusuyla Hanlar Bölgesini ortaya çıkarma çabası, kentin kalbine saplanan TOKİ ucubelerinin gölgesinde kalıyor.   Kentsel dönüşümün yoğun olarak uygulana geldiği Bursa’da bir yandan yapılaşma hızla artarken, diğer yandan da konut yetersizliği ve altyapı sorunu giderek artıyor. Göçe bağlı olarak sürekli büyüyen Bursa’da NOSAB ve Küçük Sanayi gibi endüstri bölgeleri kent içinde kalıyor. Bu da beraberinde görüntü ve çevre kirliliğini doğuruyor.   Kentin diğer belki de en önemli sorunu ise ulaşım. İşe gidiş gelişlerde kent trafiği adeta saç baş yoldurtuyor. Doğu-batı yönünde tek bir ana arterin olması, alternatif yolların olmaması, şehri daha da keşmekeş bir hale getiriyor. 10 yıl önce yapılan çevre yolu bile sorunu çözmeye yetmiyor.   Göçle birlikte kentin sosyo-kültürel dokusunda da bozulmalar arttı. Homojenliğini kaybeden kentte, kültürel çatışma ve yozlaşma arttı. Suç oranlarının artmasıyla birlikte huzursuzluk da arttı. Hemşehri faktörü göz önüne alınarak yapılan göçler, belli bölgelerin belli şehirlerle anılmasına yol açtı. Örneğin; Yavuzselim Mahallesi daha çok Erzurum’lularla anılırken, Hürriyet ve Adalet gibi mahalleler de göçmen, halk arasındaki tabirle Macır Mahallesi olarak anılmaya başlandı. Durum böyle olunca kültürel kaynaşma azalıyor. Entegrasyon zorlaşıyor.   Yaşanan tüm bu olumsuzlukları bertaraf etmek için, kent yöneticilerinin sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte el ele verip, bir acil eylem planı hazırlayarak sorunların daha da kronikleşmeden kalıcı çözüme kavuşturması gerekiyor.
Ekleme Tarihi: 05 Şubat 2022 - Cumartesi

Bursa’da Göç

Türkiye’nin en yoğun nüfuslu 4'ncü kenti olan Bursa, her yıl giderek daha da kalabalıklaşıyor. Önceleri bir tarım kenti olan Bursa; zamanla sanayi, ticaret, turizm ve eğitim gibi fonksiyonlara sahip olmasıyla birlikte önemli bir büyüme kaydetti. Fonksiyonel çeşitliliği artınca daha fazla göç almaya başladı. TÜİK’in 4 Şubat’ta açıkladığı verilere göre; 2021 nüfusu 3 milyon 147 bin 818 olan kentte kilometrekareye yaklaşık 289 kişi düşüyor. Her yıl ortalama 80 bin göç alan şehirde, net göç farkı 16 bin. Bu da kent nüfusuna her yıl 16 bin kişinin katılması anlamına geliyor. Özellikle Samsun, Erzurum, Muş ve Artvin gibi illerden yoğun göç alan Bursa’da merkez ilçeler taşıma kapasitesinin üstüne çıkıyor. Nüfusu neredeyse bir milyona dayanan Osmangazi ilçesi yoğunlukta ilk sırayı alırken, Yıldırım 2'nci, Nilüfer 3'ncü sırada yer alıyor. 280 bin kişilik nüfusuyla Türkiye’nin birçok kentini geride bırakan Mobilyanın Başkenti İnegöl ise İl olacağı günü bekliyor.

 

Kentin yoğun göç alması, yaşanabilirliğini her geçen gün giderek azaltıyor. Sahip olduğu Yeşil Bursa imajını hızla kaybeden İl’de çarpık kentleşme ve gecekondulaşma oldukça yaygın. Yıldırım’ın başını çektiği bu çarpık kent görüntüsünü Osmangazi takip ediyor. Şehrin batısındaki Nilüfer İlçesi ise, bunlardan azade bir görüntü sergiliyor. Bu da Bursa’nın doğusunda tıpkı Türkiye’nin doğusu gibi geri kalmış izlenimi yaratıyor.

 

Bazı belediyelerin bireysel gayreti bu imajı düzeltmeye yetmiyor. Osmangazi Belediyesi'nin Osmanlı mirasına sahip çıkma arzusuyla Hanlar Bölgesini ortaya çıkarma çabası, kentin kalbine saplanan TOKİ ucubelerinin gölgesinde kalıyor.

 

Kentsel dönüşümün yoğun olarak uygulana geldiği Bursa’da bir yandan yapılaşma hızla artarken, diğer yandan da konut yetersizliği ve altyapı sorunu giderek artıyor. Göçe bağlı olarak sürekli büyüyen Bursa’da NOSAB ve Küçük Sanayi gibi endüstri bölgeleri kent içinde kalıyor. Bu da beraberinde görüntü ve çevre kirliliğini doğuruyor.

 

Kentin diğer belki de en önemli sorunu ise ulaşım. İşe gidiş gelişlerde kent trafiği adeta saç baş yoldurtuyor. Doğu-batı yönünde tek bir ana arterin olması, alternatif yolların olmaması, şehri daha da keşmekeş bir hale getiriyor. 10 yıl önce yapılan çevre yolu bile sorunu çözmeye yetmiyor.

 

Göçle birlikte kentin sosyo-kültürel dokusunda da bozulmalar arttı. Homojenliğini kaybeden kentte, kültürel çatışma ve yozlaşma arttı. Suç oranlarının artmasıyla birlikte huzursuzluk da arttı. Hemşehri faktörü göz önüne alınarak yapılan göçler, belli bölgelerin belli şehirlerle anılmasına yol açtı. Örneğin; Yavuzselim Mahallesi daha çok Erzurum’lularla anılırken, Hürriyet ve Adalet gibi mahalleler de göçmen, halk arasındaki tabirle Macır Mahallesi olarak anılmaya başlandı. Durum böyle olunca kültürel kaynaşma azalıyor. Entegrasyon zorlaşıyor.

 

Yaşanan tüm bu olumsuzlukları bertaraf etmek için, kent yöneticilerinin sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte el ele verip, bir acil eylem planı hazırlayarak sorunların daha da kronikleşmeden kalıcı çözüme kavuşturması gerekiyor.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (3)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Mutlu Kızılşara
(06.02.2022 13:49 - #177)
Hocam kaleminize sağlık çok guzel tespitler bunlar
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Mutlu Kızılşara
(06.02.2022 13:49 - #178)
Hocam kaleminize sağlık çok guzel tespitler bunlar
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Mehmet
(06.02.2022 13:59 - #181)
Doğrudur bırakın gelsinler burda geçim zor lüks bir hayat yok orda herşey rahat eft gargo servisleriyle rızık geliyor
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.