Dünya gündemini yeniden belirleyen ve 'Yeni Dünya Düzeni' olarak başlayan akımın kodu Covid-19. Yeni bir çağ ya da uzay çağı olarakta tanımlayabileceğimiz bu süreç, hem siyasi açıdan hem de ekonomik açıdan ikinci dünya savaşı sonrası bu yüzyılda yaşanılan en büyük küresel olumsuzluk ve değişken argümanı. Dünya'da başlayan yeni akımı Avrupa'nın ötesinde İsrail ve Amerika'dan başlayarak gözlemlemek gerekiyor. Normalde yerelden ulusala ve küresele doğru yazılarım ile sizlerle buluşuyorum. Ama bugün Küre'den yerele ulaşarak elimizde ki artı ve eksileri sizlerle buluşturmak istedim.   Bilindiği üzere koronavirüs ile bildiğimiz birçok değer ve bilgi değişti. Dünya'nın dev güçlerinin çaresiz kaldığı bu virüs, aslında sıtma'nın farklı bir versiyonu. Uzmanların paylaşımlarını incelediğimizde sıtma ile ilgili Dünya genelinde 1,3 milyar insan sürekli risk altında diyebiliriz. Elbette değişen yaşam koşulları ile birlikte ekonomi de yeni bir boyut kazandı. Amerika, hızla çökmeye devam ederken özellikle akaryakıt fiyatları Türkiye hariç dünya genelinde ciddi bir düşüş gösteriyor. Amerika gibi İsrail'de ekonomik sorunlarla boğuşmaya devam ediyor. Son birkaç ay içerisinde koronavirüs salgınına rağmen Dünya genelinde artan eylemleri de gözönüne aldığımızda, Covid-19 sonrası başlaması beklenen ekonomik çöküntü ile birlikte sokaklar karışacak ve ülkelerde yönetimler el değiştirecek diyebiliriz.   İsrail'de, Başbakan Binyamin Netanyahu karşıtı protestolar hızla ve artarak devam ediyor. Amerika'da Trump karşıtı eylemler artış sağlarken, Amerika'nın iç ekonomi dünyası Trump ile bir dönem daha gitmenin hesaplarını yapıyor. Avrupa'da Merkel dahil birçok liderin değişmesi beklenirken, İngiltere'de Başbakan Boris'in eli güçlendi. Rusya, bu süreci sessiz yürütürken özellikle Putin'in Ortadoğu politikalarını Avrupa'ya kaydırması bekleniyor. Çöken Avrupa Birliği'nden toprak almayı arzulayan Putin, yeni süreçte İtalya'ya olduğu gibi Fransa'ya da askeri anlamda konuşlanmayı planlıyor. İşte tam da burada Türkiye'nin Libya adımlarının ne kadar değerli olduğunu görüyoruz. Ve Türkiye'nin topraklarını artık artırma vakti geldi diyebiilriz.   ***   Türkiye'nin genelinde sokakları hareketlendirmek isteyen dış merkezli iç oyuncuların hamleleri gözler önünde. Özellikle mezhep savaşları ile Türkiye'nin farklı bir sürece evrilmesini isteyenler, aslında Türkiye'nin süreç içerisinde güçlenmesinden de rahatsız olanlar. Her ne kadar algı da sürekli hatalı olan bir Berat Albayrak hükümet kanadının en çürük elması olsa bile, aslında hem enerji bakanlığı hem de hazine ve maliye bakanlığı süreçleri bakımından değerlendirildiğinde Albayrak başarısız bir siyasetçi değil. Sadece Albayrak'ın ekibi kendisinin var  olan pozitif algısını doğru yönetemiyor diyebiliriz.   Dünya denklemi ile Türkiye'yi değerlendirdiğimizde sanayicinin hükümete güveninin arttığını söyleyebiliriz. Burada sokak ile hükümet arasında ki sorunu çözmek adına Ticaret Bakanlığı'nın öngörüleri dahilinde esnaf ve sanatkarlar ile kooperatiflerin önünü açmak akılcı bir adım olacaktır. Lakin ticaret erbabı Erdoğan'ı tam olarak desteklemiyor. Ve bu durum Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ister istemez yeni bir güven oylamasına gitmesini mecburi kılıyor. Bu anlamda Ak Parti'nin özellikle Milletvekili ve Belediye Başkanlarında büyük bir revizyona gitmesi bekleniyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun istifası sonrası gerilen ve gelişen iç siyasette yeni partilerin güçlenmesinin önünü kesmek adına da erken yerel ve genel seçim kaçınılmaz duruyor. Ve yine özellikle İstanbul'da Ekrem İmamoğlu'nun dağıttığı iddia edilen broşüler çok su kaldıracak gibi duruyor. Türkiye, yeniden farklı büyük olaylarla karşı karşıya kalabilir!   Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de hızla hareketlenen sokak, beklenen hiper enflasyon ve yükselmesi muhtemel döviz ve altın fiyatları sonrası tüketim hızla eksi eğilime düşecek. Bu süreçten kurtulmak için önümüzde ki günleri hükümetin doğru değerlendirmesi gerekiyor. KDV başta olmak üzere vergi dilimlerinde indirim, vergi affı ile başlayacak yeni bir vergi yasası ve herşeyden önemlisi yeni eğitim modelinin artık hatasız hayata geçirilmesi gerekiyor. Asgari ücretin yetmediği ülkemizde, asgari ücretin ödenebilirliği de tartışma konusu olmaya devam ediyor. Ve bu durum özellikle kış aylarında güçlü bir işsizlik ile karşımıza çıkacağa benziyor.   Türkiye, iç güvenlik ve sağlık bakımından değerlendirildiğinde; sağlık çalışanları arasındaki ücret adaletsizliğinin hızla çözülmesi gerekiyor. Polis ve jandarma'nın yapılanmasını hızlandırırken, özlüklerini yeniden düzenlemek ve yargı çalışanları ile birlikte kamuda güçlü bir gençleşme revizyonuna gitmekte hükümete önemli bir artı değer kazandıracak. Ve herşeyden önemlisi yaşa takılanlar meselesi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaşa takılanlar başta olmak üzere sosyal güvenlik sisteminde ki aksaklıkları büyük bir revizyon ile çözmesi mecburi. Kısacası, Mayıs ayında da beklenilen kabine değişimi olmazsa bu yaz siyasi ve ekonomik açıdan hepimiz için çok sıcak geçecek diyebiliriz.