Yıldırım Belediyesi
Yıldırım Belediyesi
Ömer Küçükkaya
Köşe Yazarı
Ömer Küçükkaya
 

Konuşulmayan ekonomi…

Türkiye’nin kilitlendiği 14 Mayıs 2023 seçim sürecinde siyaset değil, ekonomi üzerine yazılar yazacağımı daha önce beyan etmiştim. Sonuç itibariyle, iktidar ve muhalefet kanadının herhangi bir eleştiriye açık olmadığı gerçekliği ışığında biz; ekonomi kulvarında Bursa başta olmak üzere Türkiye’nin önünü açmaya devam edeceğiz… 6 Şubat depremleri sonrasında ölen insan sayısını, yıkılan bina sayısını, yerle bir olan mahalleler başta olmak üzere ilçe ve şehirler ile büyükşehirleri çok çabuk unuttuk! “Türkler balık hafızalıdır” sözünü yaşayarak bir kere daha tasdik ettiğimiz bu acı süreç bize göstermektedir ki; gelecek 100 yıllık süreçten bir beklenti içerisine girmek büyük hatadır! Türkiye’nin jeostratejik artılarının son 15 yılda üst üste mülteci göçü ile nasıl eksiye dönüştüğünü artan fiyatlardan okumak mümkün! Türkiye’nin son 30 yılını 1993 – 2003 – 2023 yılları verileri ışığında değerlendirdiğimizde; o dönem asgari ücret ve kamu çalışan ücretleri ile alınanlar ve bugünkü asgari ücret ile kamu çalışan ücretleriyle alınamayanları çok net bir şekilde fark etmiş olacağız… Türkiye’nin en güçlü büyük şehri konumunda olan Bursa; son 10 yıldır çözülemeyen ve her yıl artan yüksek göç oranı nedeniyle kambura dönüşmüş ulaşımsızlık sorunu ile yüzleşmek zorunda. Yerel yönetimlerin kendi iç koltuk kavgaları ve niteliksiz belediyecilik ile kaybettiğimiz son 10 yılı, 6 Şubat depremlerinin gerçekleri ile değerlendirdiğimizde; ne kadar büyük bir çukur içerisinde olduğumuzu fark edeceğiz. Bursa’da son 10 yılda; yıkım kararı alınan ve beraberinde yıkılıp akabinde yapılan okul sayısını hiç düşündünüz mü? Bursa’da; kaç Meslek ve Teknik Meslek ile benzer statüdeki eğitim kurumu yıkıldı ve yerine yenisi yapıldı? Peki her iki soruda bahse konu alanlarda yıkılan ama yerine en azından eş değer nitelikte yapılmayan okul ve/veya eğitim kurumu sayısı derslik bazında ne kadar hiç düşündünüz mü? Ekonomi konuşurken öncelikle ifade etmemiz gereken temel değerlerden birisi de, nitelikli insan gücüdür. Bugün Türkiye’nin beyaz yaka dağılımı ve beyaz yakaların bulundukları şehirlerde kalma süreçleri değerlendirildiğinde görmekteyiz ki; Bursa, pekte iyi bir yerde değildir! Beyaz yaka olarak nitelendirilen mühendis ve daha üst segment yönetici ile üretici insanın ürettiği teknolojiyi, Avrupa başta olmak üzere küresel ticaret döngüsünde ihracat rüzgarına dahil ettiğimizde; hangi ürünleri hangi makineler ile üretip üretmeyeceğimiz gerçeği ile yüzleşmekteyiz. Örneğin; Almanya’da C ülkesi tarafından imalat edilmiş Z makinesi ile üretilen ürünü kabul ederken, İngiltere; E ülkesi tarafından imal edilmiş Y makinesi ile üretilen ürünler dışındaki üretimleri kabul etmeyebiliyor… Biz bu gerçeklik ışığında Bursa olarak ne durumdayız? Bursa olarak kendi artı ve eksilerimizi görerek, doğru ve çözüm odaklı bir analiz yapabiliyor muyuz? Beyaz yaka bireylerin; yaşam, eğitim, sosyal yeterlilikler ve çalışma koşulları ile güvenlik gibi birçok kriteri içerisinde barındıran gerçeklikleri öznesinde Bursa’yı değerlendirdiğimizde; Bursa, hangi şehircilik ve sanayi oluşumlarına sahip veya değil? Bursa’nın olası bir durumda herhangi bir olumsuzluk olmadığı varsayılarak 2023 – 2028 yıllarını kapsayan 28’nci dönem Milletvekilliği süreçlerini değerlendirdiğimizde; iktidarı kazanan veya kazanması muhtemel siyasi partiler ile ittifaklar içerisinde yer alan Milletvekillerinin kaç tanesi; mühendis, yazılımcı, doktor, öğretim üyesi, sanayici, tüccar, kadın, genç ve sivil toplum uzmanı gibi birçok soruyu kendimize sormak zorundayız! Türkiye’nin Yüzüncü Yılı programlanırken, gözümüzün önünden ısrarla kaçırılan Milletvekili listelerinde yer alan ve seçilerek Bursa’yı yani bizleri Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde seçecek isimlerin biyografilerini okudunuz mu? Bursa’da seçime girecek tüm siyasi partilerin ilk 3 ve ilk 6 Milletvekili Adayını hayatınız boyunca ne kadarlık bir süreçte gördünüz ve tanıyorsunuz? Bursa’da ve beraberinde Türkiye genelinde “Konuşulmayan Ekonomi” kavramını değerlendirdiğimizde; sanayi bölgelerimizin hangi düzeyde ve eş değerde afetlere dayanıklı olup olmadığını biliyor muyuz? Olası bir afet süreci sonrasında ölü ve yaralı değerleri ötesinde kaybedilecek iş gücü ve nitelikli insan gücünü hesapladık mı? Bahse konu kayıpları önleyebilmek için Türkiye’yi yönetenler ile birlikte Bakanlıklar ve Kamu Kuruluşları hangi önlemleri aldılar? Bu önlemler ile ilgili kapsamlı bir kamuoyu bilgilendirmesi en son ne zaman yapıldı? Muhalefetin sorgulamadığı, iktidarın ise; adeta sumen altı ettiği bu gerçekler ışığında Bursa’nın konuşulmayan ekonomi gücünü ve olası bir olumsuzluk sürecinde kaybedeceğimiz ekonomi ve insan gücünü artık konuşmak zorundayız! Bursa’yı tanımayan veya Bursa’nın tanımadığı insanlara 30 günlük bir seçim maratonu sonucunda Bursa’yı ve Bursalıları nasıl emanet edeceğiz? Yetki vereceğimiz isimler, alanlarında ne kadar etkin ve yetkin? Milletvekili olması için oy vereceğiniz insanlara ailenizi, çocuklarınızı, işyerinizi, paranızı ve daha ötesinde geleceğinizi emanet ettiğinizin farkında mısınız? Milli Güvenlik gerçeği önceliğinde değerlendirdiğimizde; Milletvekili Adaylarının ne kadarı bu önceliğe uygun nitelikte danışmanlar ile sahaya indiler? Türkiye’nin ulusal güvenlik sırlarına kimler ne kadar ulaşabiliyor? Şimdi tüm bu gerçekler ışığında Türkiye’nin 7 Haziran,1 Kasım, 15 Temmuz gibi yaşadığı süreçler ile birlikte kaybettiği ve kazandığı ekonomik gerçekleri konuştuğumuzda göreceğiz ki; yarınlar için değiştirmemiz gereken tüm gerçekler aslında yıllardır kabullendiğimiz acı gerçeklerdir… Kısacası; “konuşulmayan ekonomi” hem bizlerin hem de bizleri yönetenlerin faydasına olan tüm faydaları tükettiğimiz gerçekliğidir…
Ekleme Tarihi: 15 Nisan 2023 - Cumartesi

Konuşulmayan ekonomi…

Türkiye’nin kilitlendiği 14 Mayıs 2023 seçim sürecinde siyaset değil, ekonomi üzerine yazılar yazacağımı daha önce beyan etmiştim. Sonuç itibariyle, iktidar ve muhalefet kanadının herhangi bir eleştiriye açık olmadığı gerçekliği ışığında biz; ekonomi kulvarında Bursa başta olmak üzere Türkiye’nin önünü açmaya devam edeceğiz…

6 Şubat depremleri sonrasında ölen insan sayısını, yıkılan bina sayısını, yerle bir olan mahalleler başta olmak üzere ilçe ve şehirler ile büyükşehirleri çok çabuk unuttuk!

“Türkler balık hafızalıdır” sözünü yaşayarak bir kere daha tasdik ettiğimiz bu acı süreç bize göstermektedir ki; gelecek 100 yıllık süreçten bir beklenti içerisine girmek büyük hatadır! Türkiye’nin jeostratejik artılarının son 15 yılda üst üste mülteci göçü ile nasıl eksiye dönüştüğünü artan fiyatlardan okumak mümkün!

Türkiye’nin son 30 yılını 1993 – 2003 – 2023 yılları verileri ışığında değerlendirdiğimizde; o dönem asgari ücret ve kamu çalışan ücretleri ile alınanlar ve bugünkü asgari ücret ile kamu çalışan ücretleriyle alınamayanları çok net bir şekilde fark etmiş olacağız…

Türkiye’nin en güçlü büyük şehri konumunda olan Bursa; son 10 yıldır çözülemeyen ve her yıl artan yüksek göç oranı nedeniyle kambura dönüşmüş ulaşımsızlık sorunu ile yüzleşmek zorunda.

Yerel yönetimlerin kendi iç koltuk kavgaları ve niteliksiz belediyecilik ile kaybettiğimiz son 10 yılı, 6 Şubat depremlerinin gerçekleri ile değerlendirdiğimizde; ne kadar büyük bir çukur içerisinde olduğumuzu fark edeceğiz.

Bursa’da son 10 yılda; yıkım kararı alınan ve beraberinde yıkılıp akabinde yapılan okul sayısını hiç düşündünüz mü? Bursa’da; kaç Meslek ve Teknik Meslek ile benzer statüdeki eğitim kurumu yıkıldı ve yerine yenisi yapıldı? Peki her iki soruda bahse konu alanlarda yıkılan ama yerine en azından eş değer nitelikte yapılmayan okul ve/veya eğitim kurumu sayısı derslik bazında ne kadar hiç düşündünüz mü?

Ekonomi konuşurken öncelikle ifade etmemiz gereken temel değerlerden birisi de, nitelikli insan gücüdür.

Bugün Türkiye’nin beyaz yaka dağılımı ve beyaz yakaların bulundukları şehirlerde kalma süreçleri değerlendirildiğinde görmekteyiz ki; Bursa, pekte iyi bir yerde değildir! Beyaz yaka olarak nitelendirilen mühendis ve daha üst segment yönetici ile üretici insanın ürettiği teknolojiyi, Avrupa başta olmak üzere küresel ticaret döngüsünde ihracat rüzgarına dahil ettiğimizde; hangi ürünleri hangi makineler ile üretip üretmeyeceğimiz gerçeği ile yüzleşmekteyiz. Örneğin; Almanya’da C ülkesi tarafından imalat edilmiş Z makinesi ile üretilen ürünü kabul ederken, İngiltere; E ülkesi tarafından imal edilmiş Y makinesi ile üretilen ürünler dışındaki üretimleri kabul etmeyebiliyor…

Biz bu gerçeklik ışığında Bursa olarak ne durumdayız? Bursa olarak kendi artı ve eksilerimizi görerek, doğru ve çözüm odaklı bir analiz yapabiliyor muyuz?

Beyaz yaka bireylerin; yaşam, eğitim, sosyal yeterlilikler ve çalışma koşulları ile güvenlik gibi birçok kriteri içerisinde barındıran gerçeklikleri öznesinde Bursa’yı değerlendirdiğimizde; Bursa, hangi şehircilik ve sanayi oluşumlarına sahip veya değil?

Bursa’nın olası bir durumda herhangi bir olumsuzluk olmadığı varsayılarak 2023 – 2028 yıllarını kapsayan 28’nci dönem Milletvekilliği süreçlerini değerlendirdiğimizde; iktidarı kazanan veya kazanması muhtemel siyasi partiler ile ittifaklar içerisinde yer alan Milletvekillerinin kaç tanesi; mühendis, yazılımcı, doktor, öğretim üyesi, sanayici, tüccar, kadın, genç ve sivil toplum uzmanı gibi birçok soruyu kendimize sormak zorundayız!

Türkiye’nin Yüzüncü Yılı programlanırken, gözümüzün önünden ısrarla kaçırılan Milletvekili listelerinde yer alan ve seçilerek Bursa’yı yani bizleri Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde seçecek isimlerin biyografilerini okudunuz mu? Bursa’da seçime girecek tüm siyasi partilerin ilk 3 ve ilk 6 Milletvekili Adayını hayatınız boyunca ne kadarlık bir süreçte gördünüz ve tanıyorsunuz?

Bursa’da ve beraberinde Türkiye genelinde “Konuşulmayan Ekonomi” kavramını değerlendirdiğimizde; sanayi bölgelerimizin hangi düzeyde ve eş değerde afetlere dayanıklı olup olmadığını biliyor muyuz?

Olası bir afet süreci sonrasında ölü ve yaralı değerleri ötesinde kaybedilecek iş gücü ve nitelikli insan gücünü hesapladık mı? Bahse konu kayıpları önleyebilmek için Türkiye’yi yönetenler ile birlikte Bakanlıklar ve Kamu Kuruluşları hangi önlemleri aldılar? Bu önlemler ile ilgili kapsamlı bir kamuoyu bilgilendirmesi en son ne zaman yapıldı?

Muhalefetin sorgulamadığı, iktidarın ise; adeta sumen altı ettiği bu gerçekler ışığında Bursa’nın konuşulmayan ekonomi gücünü ve olası bir olumsuzluk sürecinde kaybedeceğimiz ekonomi ve insan gücünü artık konuşmak zorundayız!

Bursa’yı tanımayan veya Bursa’nın tanımadığı insanlara 30 günlük bir seçim maratonu sonucunda Bursa’yı ve Bursalıları nasıl emanet edeceğiz? Yetki vereceğimiz isimler, alanlarında ne kadar etkin ve yetkin?

Milletvekili olması için oy vereceğiniz insanlara ailenizi, çocuklarınızı, işyerinizi, paranızı ve daha ötesinde geleceğinizi emanet ettiğinizin farkında mısınız?

Milli Güvenlik gerçeği önceliğinde değerlendirdiğimizde; Milletvekili Adaylarının ne kadarı bu önceliğe uygun nitelikte danışmanlar ile sahaya indiler? Türkiye’nin ulusal güvenlik sırlarına kimler ne kadar ulaşabiliyor?

Şimdi tüm bu gerçekler ışığında Türkiye’nin 7 Haziran,1 Kasım, 15 Temmuz gibi yaşadığı süreçler ile birlikte kaybettiği ve kazandığı ekonomik gerçekleri konuştuğumuzda göreceğiz ki; yarınlar için değiştirmemiz gereken tüm gerçekler aslında yıllardır kabullendiğimiz acı gerçeklerdir…

Kısacası; “konuşulmayan ekonomi” hem bizlerin hem de bizleri yönetenlerin faydasına olan tüm faydaları tükettiğimiz gerçekliğidir…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.