Yıldırım Belediyesi
Yıldırım Belediyesi
Ömer Küçükkaya
Köşe Yazarı
Ömer Küçükkaya
 

Karar vakti!

Türkiye’nin dört bir yanından afet haberleri geliyor… Öyle ki; 6 Şubat depremleri sonrasında yaşananlar gerçekten bir doğa olayı mı yoksa Cenabı Allah’ın kullarına açık bir ihtarı mı veyahut küresel bir silahın ülkemiz üzerinde yok ediş planı mı anlamakta zorluk çekiyoruz… Önceki gün, Bursa Şehir Hastanesi’nde uzun uzadıya bir kuyruk bekledim. Allah razı olsun, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük emekleri ile Şehir Hastaneleri ülkemiz insanına yaşam olmaya devam ediyor. Kuyruk beklememizin nedeni, hem randevusuz bir kontrol muayenesi hemde değerli Kardiyoloji doktorumuz Sayın Doç. Dr. Mustafa Adem Yılmaztepe’nin hasta memnuniyeti nedeniyle var olan hasta yükü diyebiliriz. Kıymetli doktorumuzdan Allah razı olsun, mütevazi kimliği ile hem babamızın hemde bizim gönlümüzü almayı başardı. Yine buradan Sayın Erdoğan ve Sayın Fahrettin Koca’ya hatırlatmakta fayda görüyorum; Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görev yapan 500 civarı yabancı uyruklu doktorumuz başta olmak üzere Türkiye genelinde görevde olan yabancı uyruklu doktorlarımız ile sağlık çalışanlarımızın mevcut hekimlerimiz ve sağlık çalışanları ile eş değer hak talepleri vardı. Sayın büyüklerim konuyu yasama süreci kapanmadan çözecek olursalar eğer Türkiye için yeni bir başarı hikayesi daha yazmış olacaklardır kanaatindeyim… Türkiye ağır bir afet süreci içerisinde depremler ile sallanırken ve sel felaketi ile boğulurken, 2023 Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine gidiyor. Vatandaş; 99 depremleri sonrasında iktidara gelen AK Parti’yi yaşanan afetler, afetlere müdahaleler ve afetler olmadan önce alınmayan tedbirler ile denetimsizlikler üçgeninde değerlendirerek yaklaşan seçim gününe hazırlanıyor. Kabul etmeliyiz ki; AK Parti, ektiğini biçiyor! Maalesef AK Parti iktidarında hizmet üreten yerel yönetimlerin, Doğu ve Güneydoğu’da hizmet üretemediklerini veyahut ürettikleri hizmetlerin bir deprem veya sel ile nasıl yerle yeksan olduğuna hepimiz büyük bir acı ile şahitlik ediyoruz... Terörle mücadele için 40 yılda harcadığımız rakamların çok üzerinde can ve mal kayıpları yaşadığımız bir süreçten geçiyoruz. Liyakat sahibi olmayanların veyahut doğru ve tarafsız denetimler ile gerçekleştirilmeyen işlerin acı sonuçları ile yüzleşiyoruz! Keşke Ankara ile Anadolu arasındaki bağ bu kadar kopmamış olsaydı… Ve işin en acı tarafı ise; Ankara nezdinde ve Bakanlıklar üzerinde uzun soluklu çözüme dair ülke genelinde hiçbir adım atmamış olduğumuz gerçeği ile yüzleşmemiz diyebilirim. Allah razı olsun Milli İstihbarat Teşkilatı ve Mehmetçik sayesinde sınır güvenliğimizde hiçbir sorun yok. Yine MİT ve Polis ile Jandarma teşkilatımız sayesinde iç güvenlik açısında da önemli sorunlar yaşamıyoruz veyahut önlenen olaylar ile toplum olarak güvendeyiz. Ancak, son yaşanan gelişmeler ışığında sürekli ifade ettiğim “kabine değişimi” hususunda net açıklamalar yapmam gerçekliği önceki gün itibariyle ortaya çıktı. Türkiye’nin bekası için değişim şart! Bakınız, Adıyaman Valisi’nin sağlık sorunları nedeniyle istifasının ardından Hatay Valisi de Milletvekili aday adayı olmak için görevinden istifa ederek bölgeyi terk etti. Peki, o Vali ve altındaki İl Müdürlerini atayan Bakanlar neden halen daha görevdeler? Onlarda Milletvekili olmak için görevlerinden istifa etseler olmaz mı? Gözlerimizin önünde bunca yıkım üst üste gelirken, acziyet gösteren ve gösterdikleri yetersizlikler nedeniyle depremlerle yıkılan veyahut sular seller altında kalan şehirlerin olduğu Türkiye’de; Bakanlar Kurulu üyelerinin istifa etmemesi ve hatta yerlerine yeni birilerinin getirilmemesi, aslında ülkede bürokratik ve siyasi mantığın çöktüğü manasına gelir! Bizler yıllarca öğretmenlerimizden şunu öğrendik; “Devlette devamlılık esastır.” Madem Devlette devamlılık esastır, neden Türkiye’de; ısrarla aynı kişiler ile yönetilemeyen süreçlerde onlarca can, mal ve ekonomik kayıplar yaşanmasına müsaade edilmektedir? Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan; mevcut hükümetin Türkiye’de yaşanan zor ve olumsuz süreçleri yürütebileceğine dair toplumsal inanç kalmamıştır! Sayın Erdoğan; mevcut Kabine üyeleri ile devam etmek şahsınızın siyasi ve ülkemizin ise, milli ikbaline zarar verecek boyutlara ulaşmıştır! Takdir yüce makamınızın olmak ile birlikte, mevcut şartlarda hem Cumhur İttifakı’nın hem de şahsınızın 14 Mayıs’ta sandıktan güçlü çıkmasını beklemek mantık dışıdır. Türkiye’ye 21 yıl büyük hizmetler vererek ülkemizi ufuk ötesine taşıyan Sayın Recep Tayyip Erdoğan karşısında bugün görmekteyiz ki, 6 siyasi lider ve ikisi kendisinin bizzat görev verdiği eski Başbakan ve Bakan olmasına rağmen toplum nezdinde bir Recep Tayyip Erdoğan etmemektedirler! Sayın Erdoğan; 6 liderin desteklediği Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte sahada yine Cumhurbaşkanı Adayı olarak varlık gösteren Muharrem İnce’nin elini güçlendiren bir tavır ile mevcut kabinenin tüm olumsuzluklar ile görevde tutulması; hem siyasi duruşunuza hem de ülkemizin ikbaline zarar vermektedir! Türk Gençliği; 15 yaşında Çanakkale cephesinde muzaffer olmuş bir neslin çocuğudur. Türk Gençliği; cephede “Allah Allah” nidaları ile Anadolu’da ise, 10 yılda Türkiye’yi demir ağlar ile bir uçtan diğer uca bağlamış bir neslin torunlarıdır. Türk Gençliği; 1974’te Kıbrıs’ı aldığı gibi, bitti denildiği anda kardeş Azerbaycan ile birlikte Karabağ’ı özgürlüğüne kavuşturmuş bir ufuk hareketidir. Bu sebeple Sayın Erdoğan, emin olunuz ki; Türk Gençliği içerisinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin her kademesinde her daim başarı ile görev yapacak namuslu ve şerefli vatan evlatları yetişmiştir. Bu vatan evlatları sizlerden görev beklemektedir! Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan; ektiğinizi biçme zamanı gelmiştir. İnancına ve hür düşüncesine güvendiğinizi her platformda ifade ettiğiniz Türk Gençlerine, Türkiye’yi yönetme görevi veriniz! Sayın Erdoğan, Yüce Türk Milleti; Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı olarak şahsınıza, Başkan sıfatı ile tek bir imza üzerinde her türlü adımı atabilme yetkisi vermiştir. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, gün Türkiye için Türk Gençlerine güvenerek değişimi başlatma günüdür. Tek yetki sizdedir, karar sizindir! Gün, karar vaktidir! Sayın Erdoğan; siz, bu değişimi kendi imzanız ile başlatırsanız inanıyorum ki, Türk Gençliği de sizi 14 Mayıs günü sandıkta yalnızlığa terk etmeyecektir! Saygı, sevgi, hürmet ve selamlarımla…
Ekleme Tarihi: 16 Mart 2023 - Perşembe

Karar vakti!

Türkiye’nin dört bir yanından afet haberleri geliyor…

Öyle ki; 6 Şubat depremleri sonrasında yaşananlar gerçekten bir doğa olayı mı yoksa Cenabı Allah’ın kullarına açık bir ihtarı mı veyahut küresel bir silahın ülkemiz üzerinde yok ediş planı mı anlamakta zorluk çekiyoruz…

Önceki gün, Bursa Şehir Hastanesi’nde uzun uzadıya bir kuyruk bekledim. Allah razı olsun, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük emekleri ile Şehir Hastaneleri ülkemiz insanına yaşam olmaya devam ediyor. Kuyruk beklememizin nedeni, hem randevusuz bir kontrol muayenesi hemde değerli Kardiyoloji doktorumuz Sayın Doç. Dr. Mustafa Adem Yılmaztepe’nin hasta memnuniyeti nedeniyle var olan hasta yükü diyebiliriz. Kıymetli doktorumuzdan Allah razı olsun, mütevazi kimliği ile hem babamızın hemde bizim gönlümüzü almayı başardı.

Yine buradan Sayın Erdoğan ve Sayın Fahrettin Koca’ya hatırlatmakta fayda görüyorum; Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görev yapan 500 civarı yabancı uyruklu doktorumuz başta olmak üzere Türkiye genelinde görevde olan yabancı uyruklu doktorlarımız ile sağlık çalışanlarımızın mevcut hekimlerimiz ve sağlık çalışanları ile eş değer hak talepleri vardı. Sayın büyüklerim konuyu yasama süreci kapanmadan çözecek olursalar eğer Türkiye için yeni bir başarı hikayesi daha yazmış olacaklardır kanaatindeyim…

Türkiye ağır bir afet süreci içerisinde depremler ile sallanırken ve sel felaketi ile boğulurken, 2023 Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine gidiyor. Vatandaş; 99 depremleri sonrasında iktidara gelen AK Parti’yi yaşanan afetler, afetlere müdahaleler ve afetler olmadan önce alınmayan tedbirler ile denetimsizlikler üçgeninde değerlendirerek yaklaşan seçim gününe hazırlanıyor.

Kabul etmeliyiz ki; AK Parti, ektiğini biçiyor!

Maalesef AK Parti iktidarında hizmet üreten yerel yönetimlerin, Doğu ve Güneydoğu’da hizmet üretemediklerini veyahut ürettikleri hizmetlerin bir deprem veya sel ile nasıl yerle yeksan olduğuna hepimiz büyük bir acı ile şahitlik ediyoruz...

Terörle mücadele için 40 yılda harcadığımız rakamların çok üzerinde can ve mal kayıpları yaşadığımız bir süreçten geçiyoruz. Liyakat sahibi olmayanların veyahut doğru ve tarafsız denetimler ile gerçekleştirilmeyen işlerin acı sonuçları ile yüzleşiyoruz! Keşke Ankara ile Anadolu arasındaki bağ bu kadar kopmamış olsaydı…

Ve işin en acı tarafı ise; Ankara nezdinde ve Bakanlıklar üzerinde uzun soluklu çözüme dair ülke genelinde hiçbir adım atmamış olduğumuz gerçeği ile yüzleşmemiz diyebilirim.

Allah razı olsun Milli İstihbarat Teşkilatı ve Mehmetçik sayesinde sınır güvenliğimizde hiçbir sorun yok. Yine MİT ve Polis ile Jandarma teşkilatımız sayesinde iç güvenlik açısında da önemli sorunlar yaşamıyoruz veyahut önlenen olaylar ile toplum olarak güvendeyiz. Ancak, son yaşanan gelişmeler ışığında sürekli ifade ettiğim “kabine değişimi” hususunda net açıklamalar yapmam gerçekliği önceki gün itibariyle ortaya çıktı.

Türkiye’nin bekası için değişim şart!

Bakınız, Adıyaman Valisi’nin sağlık sorunları nedeniyle istifasının ardından Hatay Valisi de Milletvekili aday adayı olmak için görevinden istifa ederek bölgeyi terk etti.

Peki, o Vali ve altındaki İl Müdürlerini atayan Bakanlar neden halen daha görevdeler? Onlarda Milletvekili olmak için görevlerinden istifa etseler olmaz mı?

Gözlerimizin önünde bunca yıkım üst üste gelirken, acziyet gösteren ve gösterdikleri yetersizlikler nedeniyle depremlerle yıkılan veyahut sular seller altında kalan şehirlerin olduğu Türkiye’de; Bakanlar Kurulu üyelerinin istifa etmemesi ve hatta yerlerine yeni birilerinin getirilmemesi, aslında ülkede bürokratik ve siyasi mantığın çöktüğü manasına gelir!

Bizler yıllarca öğretmenlerimizden şunu öğrendik; “Devlette devamlılık esastır.”

Madem Devlette devamlılık esastır, neden Türkiye’de; ısrarla aynı kişiler ile yönetilemeyen süreçlerde onlarca can, mal ve ekonomik kayıplar yaşanmasına müsaade edilmektedir?

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan; mevcut hükümetin Türkiye’de yaşanan zor ve olumsuz süreçleri yürütebileceğine dair toplumsal inanç kalmamıştır!

Sayın Erdoğan; mevcut Kabine üyeleri ile devam etmek şahsınızın siyasi ve ülkemizin ise, milli ikbaline zarar verecek boyutlara ulaşmıştır! Takdir yüce makamınızın olmak ile birlikte, mevcut şartlarda hem Cumhur İttifakı’nın hem de şahsınızın 14 Mayıs’ta sandıktan güçlü çıkmasını beklemek mantık dışıdır.

Türkiye’ye 21 yıl büyük hizmetler vererek ülkemizi ufuk ötesine taşıyan Sayın Recep Tayyip Erdoğan karşısında bugün görmekteyiz ki, 6 siyasi lider ve ikisi kendisinin bizzat görev verdiği eski Başbakan ve Bakan olmasına rağmen toplum nezdinde bir Recep Tayyip Erdoğan etmemektedirler!

Sayın Erdoğan; 6 liderin desteklediği Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte sahada yine Cumhurbaşkanı Adayı olarak varlık gösteren Muharrem İnce’nin elini güçlendiren bir tavır ile mevcut kabinenin tüm olumsuzluklar ile görevde tutulması; hem siyasi duruşunuza hem de ülkemizin ikbaline zarar vermektedir!

Türk Gençliği; 15 yaşında Çanakkale cephesinde muzaffer olmuş bir neslin çocuğudur.

Türk Gençliği; cephede “Allah Allah” nidaları ile Anadolu’da ise, 10 yılda Türkiye’yi demir ağlar ile bir uçtan diğer uca bağlamış bir neslin torunlarıdır.

Türk Gençliği; 1974’te Kıbrıs’ı aldığı gibi, bitti denildiği anda kardeş Azerbaycan ile birlikte Karabağ’ı özgürlüğüne kavuşturmuş bir ufuk hareketidir.

Bu sebeple Sayın Erdoğan, emin olunuz ki; Türk Gençliği içerisinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin her kademesinde her daim başarı ile görev yapacak namuslu ve şerefli vatan evlatları yetişmiştir. Bu vatan evlatları sizlerden görev beklemektedir!

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan; ektiğinizi biçme zamanı gelmiştir. İnancına ve hür düşüncesine güvendiğinizi her platformda ifade ettiğiniz Türk Gençlerine, Türkiye’yi yönetme görevi veriniz!

Sayın Erdoğan, Yüce Türk Milleti; Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı olarak şahsınıza, Başkan sıfatı ile tek bir imza üzerinde her türlü adımı atabilme yetkisi vermiştir.

Sayın Recep Tayyip Erdoğan, gün Türkiye için Türk Gençlerine güvenerek değişimi başlatma günüdür. Tek yetki sizdedir, karar sizindir! Gün, karar vaktidir!

Sayın Erdoğan; siz, bu değişimi kendi imzanız ile başlatırsanız inanıyorum ki, Türk Gençliği de sizi 14 Mayıs günü sandıkta yalnızlığa terk etmeyecektir!

Saygı, sevgi, hürmet ve selamlarımla…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.