Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “iki gözümün çiçeği” diyerek sevdiği Payitaht Bursa’da, bugün başlayacak Gastronomi Festivali öncesi dün objektifime yakalanan “çöpten ekmek yiyen vatandaş” hususuna değinmek istiyorum… Sosyal medyada gerçekleştirdiğim paylaşım sonrasında Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Sayın Ahmet Bayhan dâhil herkes bir görüş belirtmek suretiyle fikrini beyan etti. Oysa ben o paylaşımı yer, konum ve saat belirterek paylaştım. Yaptığım paylaşımın amacı; “vatandaş bulunsun ve ihtiyaçları neyse giderilsin varsa sorunları çözülsün” gerçekliğinden ibarettir. Hâsılı benim işim haber yapmak, belediyecilik hizmeti sunmak değil! Sayın Erdoğan, işte Bursa böyle tuhaf bir mecraya sürükleniyor! Eğer amacım eleştirmek olsa idi; vatandaş ile kamera çekimi yapar ve konuyu daha ileri noktalara taşırdım. Aksine sizin bizi yönetmeleri için aday gösterdiğiniz ve genel itibariyle oy verdiğimiz Büyükşehir Belediye Başkanı ile Belediye Meclis Üyelerini ve Milletvekillerini siz seçtiğiniz için konuyu en direkt muhatabı olan size arz ettim! Çünkü Vebal öncelikle sizin! Sayın Alinur Aktaş’ın her daim ifade ettiği gibi; kendileri, “Şehrül-Emin” değil midir? Ve yine AK Parti Genel Başkanı sıfatınızı temsilen Sayın Davut Gürkan; Bursa İl Başkanınız olarak yegâne temsilciniz değil midir? Neden sorunu çözüp, beni aramak yerine hemen “tu kaka” diyorlar? Hâsılı biz; sizinle, bugünün öncesinden birlikteyiz! Merhum Necmettin Erbakan’dan bugüne acı tatlı her dönem sizinle değil miydik? Ki, bugünde öyle değil miyiz? Biz değişmedik! Sizin arkadaşlar değişti… Amacım çözüme katkı koymak değil, eleştirmek olsaydı eğer; Bursa Valiliği’ne bağlı İl Sosyal Yardım Vakfı’ndan konuya giriş yapar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlüğü’nden süreçleri derinlemesine derlemeye devam ederdim. Ancak amacım; Bursa’da günden güne artan dilenciler konusuna değinmek bile değildi! Sadece başörtülü bir kadının çöp karıştıran adama verdiği bir miktar para dikkatimi çekti. Telefonla konuşmam esnasında süreci takip ettim ve gazetecilik namına işimi yaptım. İşini yapması gerekenler nerede diye de sordum! Peki, vatandaş; Bursa Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı veya ilgili birimler tarafından bulundu mu? Vatandaşımızın sorunları ile ilgili kurumlar ilgilendi mi? Sosyal medya paylaşımımda adı geçenler ile Milletvekilleri süreçlere dair paylaşımı yapan gazeteci olarak beni arayarak bilgilendirdi mi? Elbette Hayır! Çünkü Bursa’da gönül belediyeciliği ve siyaseti çoktan tükendi, tüketildi… Bursa Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde bugün başlayacak “Gastronomi Festivali” aslında birçok açıdan önemli mesajlar veriyor, Bursa’ya! Bursa başta olmak üzere Türkiye’yi tehdit eden “gıda erişimi ve arz güvenliği” hususunda Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’nde açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz’ın değerli açıklamaları bizi yine haklı çıkaran nitelikte ifadeler içeriyor. Ve yine Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ifade ettiği 65 yaş üstüne aşı konusu… Sayın Erdoğan; bildiğiniz üzere Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’inde sürekli ifade ettiği şekilde, şahsınızın imzaladığı “Tasarruf Tedbirleri Genelgesi” hususu var! Peki, Türkiye’nin genelinde AK Parti’li Büyükşehir ve Belediyeleri eli ile yapılan Gastronomi Festivalleri ile nasıl tasarruf sağlanıyor? Bir yanda tasarruf edin çağrısı, öte yanda ye babam ye… “Gastro Bursa’da Vatandaş Aç” başlıklı ifademe değinerek yazıma devam etmek istiyorum. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Alinur Aktaş’ın bilboardlarda paylaştığı “Ne dediysek O” ibareli görsellerde ifade edildiği şekli ile Büyükşehir Belediyesi; 566 bin paket Sosyal Yardım gerçekleştirmiş ve 28 bin 902 kişiye Kart 16 ile yardım ulaştırmış, 57 bin hastayı tedavi etmiş! İşte burada da görüyoruz ki; Bursa’da insanlar aç veyahut geçim sıkıntısı içerisindeler ve Sağlık Bakanlığı ile ilgili kurumlar yetişemediği için Büyükşehir Belediyesi 57 bin hastaya tedavi desteği sağlamış! Yüz binlerce sosyal yardım paketi ile ihtiyaç sahibi Bursalıların yardımına koşulmuş. Ve bu değerli hizmet ile ilgili ilanları her yere asarak Bursalılara duyuruyorlar. Ne güzel, Allah razı olsun. Sayın Erdoğan, gördüğünüz üzere; Bursa’nın değerlerine değer katmak, sorunlarına çözüm üretmek için Canla Başla Çalıştığını her ortamda ifade eden Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, ekibi tarafından yaralanıyor! Açıkçası bugünkü yazımın başlığı normal şartlarda “Alinur Aktaş’a yaptırılan hatalar” olacaktı! Evet; Sayın Alinur Aktaş, Bursa’ya geldiği günden bugüne rengi de mizacı da değişti. Bambaşka bir adam oldu Sayın Aktaş! Daha net ifade edeyim mi Sayın Erdoğan; Büyükşehir Belediye Başkanı olarak atanmadan önce İnegöl Belediye Başkanı olduğu dönemlerde Alinur Aktaş, o kadar babacan ve keyifli bir adamdı ki anlatamam… Hatta Ahmet Bayhan bile! Ama gelin görün ki; nazar değdi her iki güzel adama! Sayın Erdoğan; ne siz, ne de Sayın Aktaş, benim düşmanım değilsiniz! Aksine sizlerin yönettiği Bursa ve Türkiye’de ailem hatta sülalem ile on yıllardır yaşıyorum, ekmeğimi kazanmaya çalışıyorum, mutlu olmaya çalışıyorum. Ki, Milletvekili danışmanlığı yaptığım dönemde bile yol açıcı eleştiri yazılarımı esirgemedim! Ve her daim söylüyor ve yazıyorum; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Özgür Basının teminatıdır… İstiyorum ki, daha iyi yönetilelim! İstiyorum ki, gözlerinizden kaçanlar veyahut kaçırılanlardan ötürü Vebal sahibi olmayın! İstiyorum ki, İl Başkanınız, Milletvekilleriniz, Büyükşehir Belediye Başkanınız hatta Adalet ve Kalkınma Partisi’nde görev alan herkes daha içten ve samimi yaklaşsın topluma! Kendi mahallesine sahip çıkamayan Başkanlar ile savunmak zorunda kalmayın Sayın Aktaş’ı ve AK Parti’yi… Sayın Recep Tayyip Erdoğan; bu dünya ne bana, ne size, ne de diğerlerine kalmayacak, kalmadı! Yunus Emre’nin dediği gibi; biz gönüller yapmaya gelmişken, gönüllerimizi yıkanları görmezden gelmenizin bile bir vebali olduğu aşikâr! Gayri biz işimizi yapıyoruz, sizde; gereğini yaparsınız, inşallah. Saygı, hürmet, selam ve dualarım ile Allah’a emanet olunuz. Dün olduğu gibi bugünde, aynı yerde ve aynı yoldayız. Sadece bakış açılarımız farklı! Cumamız mübarek olsun.