Yıldırım Belediyesi
Yıldırım Belediyesi
Ömer Küçükkaya
Köşe Yazarı
Ömer Küçükkaya
 

Bursa'nın kayıp gündemi...

Türkiye'nin en önemli şehirlerinden birisi olan büyük Bursa, önemi her geçen gün daha fazla ortaya çıkan tarihi bir şehir. Cumhur İttifakı'nın sarsılmaz kalesi olarak bilinen Bursa, son yerel seçimlerde muhalefete güçlü bir oy yaklaşımı sergiledi. Ve akabinde son gelinen noktada hem sokak röportajları hemde esnaf ile iş dünyası açıklamaları bize gösteriyor ki; Bursa'da, iktidar ile muhalefet arasında keskin bir çizgi var. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Bursa ziyareti önemli anektodlar içeriyor. 20 yıllık AK Parti iktidarı boyunca kalesi olan Bursa'da bir gece bile konaklamayan AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a rağmen CHP lideri Kılıçdaroğlu, 2 gün 1 gece dolu dizgin bir program zinciri ile adeta Bursa'da güç gösterisi gerçekleştirdi. Hükümetin akaryakıt başta olmak üzere her türlü sektörde zamlar ve teknik olarak topluma direkt fayda sağlamayan torba yasalar ile gündem meşgul ettiği bir dönemde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Bursa'da, vatandaşlarla, esnafla, iş dünyasıyla, sivil toplum kuruluşları ve gazetecilerle buluştu. Propaganda yapmak yerine Bursa'yı dinleyen ve Bursa ile özdeleşen çözüm önerileri sunan Kemal Kılıçdaroğlu, başarılı bir program gerçekleştirdi diyebiliriz. Bilindiği üzere günlerdir yazı yazmıyorum. Son çıkan internet basın yasası ve akabinde ortaya çıkan gelişmeler ile son Taksim patlaması akabinde Bursa merkezli gözlerden kaçan gündeme ilişkin bir yazı yazmayı uygun gördüm. Bilindiği üzere Bursa, büyük bir şehir. Her ne kadar birileri ısrarla Alinur Aktaş düşmanlığı yapıyor olsa bile, sonuç itibariyle Bursa'nın yollarında Büyükşehir Belediyesi ulaşım dairesi ekiplerinin çalıştığına şahitlik ediyoruz. Elbette Bursa'da her açıdan dört dörtlük bir çözüm Ankara'nın güçlü ekonomik ve yasal müdahalesi olmadan zor! Bursa'da dev bir kentsel dönüşüm için Ankara'da birçok Bakanlık nezdinde kararlar çıkması; şehrin her geçen gün artan hava kirliliği, iflas eden esnafına ilişkin sorunları, intihar vakaları, uyuşturucu, trafik, barajlardaki doluluk konusu, artan sanayi bölgelerinin şehrin batısına getirdiği yük ve birçok ilçenin halen daha Türkiye'nin doğu ve güneydoğusundan geri kaldığı gerçekliklerini ortadan kaldıracaktır kanaatindeyim. Bursa'nın kendine yetmeyen Ankara bürokrasisi ile mevcut durumdan daha fazla ileriye gideceğini düşünenler emin olunki hata yapıyorlar! Kendisi ile kavgası olanların kenti ile kavga ettiği bir dönemde başta yerel yönetimlerde olmak üzere Bursa'nın genelinde ciddi genişlikte ve büyüklükte bir bürokratik değişim şart! Osmangazi Belediyesi'nin üzerinde yıllardır kambur haline gelen Park ve Bahçeler Müdürünü değiştirmesi Belediye Başkanı Mustafa Dündar'ın geleceği açısından çok önemli. Dündar gibi namuslu ve vatansever bir adamın artık belediyenin kamburlaşmış bürokratları ile vedalaşma vakti geldide geçiyor bile. Yine benzer bir sorunu Yıldırım Belediyesi'nde yaşıyoruz. Bursa'ya önemli yatırımlar kazandıran Oktay Yılmaz maalesef birçok alanda ödemelerini gerçekleştiremeyen bir isim olarak Ankara'nın gündemine düşmeye başladı. Hem Osmangazi hemde Yıldırım Belediyeleri'nin muhasebe başta olmak üzere halka direk dokunan müdürlüklerinde yaşanan hantallaşma ve iktidara pelesenk olan davranışlar sadece AK Parti'nin değil aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ında oy kaybetmesine neden oluyor. Elbette benzer sorunlar Bursa'da sadece bu iki belediye ile sınırlı olmadığı gibi Türkiye'de de Cumhur İttifakı belediyelerinde benzer sorunlarla karşılaşmak mümkün! Elbette Osmangazi ve Yıldırım'da ortaya çıkan sorunlar Bursa Büyükşehir Belediyesi'ndeki bürokrtik değişim zaruriyetini ortadan kaldırmıyor. Bursa dinamikleri ile yaptığımız görüşmeler bize gösteriyor ki, AK Parti Bursa'da seçilmişler ve atadıkları nedeniyle oy kaybediyor! Bursa'nın kayıp gündemi içerisinde Ankara'nın gerçeklerini konuşacak olursak eğer önümüze daha acı bir tablo çıkıyor diyebiliriz. AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın etrafındaki duvarı kıramadığı, artık zaruri hale gelen kabine ve bürokrat değişimlerini gerçekleştiremediği gerçeği anket sonuçlarının ötesinde vatandaşın sokak söylemlerine yansımış durumda. Bursa sokaklarını gezdiğimizde görüyoruz ki, ulaşılamayan Ankara kadar değişimi istenilen bir Ankara'da söz konusu! CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Bursa ziyaretini iş dünyası buluşması açısından değerlendirdiğimizde; CHP kökenlilerin ön masalarda, AK Parti ve diğer partilere yakın iş insanlarının arka masalarda olduğu sığ bir toplantı diyebiliriz. Böylesine yığıın bir iş dünyası toplantısı yerine Kılıçdaroğlu; tarihi çarşılar başta olmak üzere, Altıparmak, Heykel, Fomara ve Kent Meydanı esnafı ile buluşturulsaydı daha etkili bir sonuç alınabilirdi! Bursa'da Kemal Kılıçdaroğlu ziyareti ile birlikte gördük ki; sokaklar siyasileri ve bürokratları bekliyor! Evet, seçim yarışı artık resmen başladı. Ve bu yarışı kazananlar salonlarda veya makamlarında olanlar değil! Aksine sokaklarda olacak olanlar diyebiliriz. Bursa sokaklarına baktığımızda ise; Yeniden Refah Partisi başta olmak üzere Bağımsız Türkiye Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Deva Partisi, İyi Parti ve HDP'yi görüyoruz! Bursa sokaklarında dolaştığımızda görüyoruz ki; yukarıda adını saydığımız siyasi partilerin temsilcileri hem esnaf ziyaretleri hemde ufak gruplar halinde sokak etkinlikleri ile sahada varlık gösteriyorlar. Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı'nın sahadan kısmende olsa çekildiğini gözlemlediğimiz Bursa'da; AK Parti'yi İl Yönetimi ayakta tutarken, CHP ve İyi Parti'de "Milletvekili kim olacak" kavgası örgüt ile teşkilatları birden fazla kola ayırmış durumda! Bursa, son dönemde şehri yöneten bürokratlarınında ortadan kaybolduğu bir manzara çiziyor. Yangınlar dışında ortada göremediğimiz kent bürokratları aslında iktidar siyasetinin şehirde ve Ankara'da ne kadar büyük bir güç kaybettiğinin ana göstergesi diyebiliriz. Bursa'nın kayıp gündemini derinleştirdiğimizde; yıllardır çözülemeyen Çataltepe, büyüdükçe büyümek isteyen sanayi bölgeleri, artan iş gücü talebi ile birlikte yükselen işsizlik, kararsız ve kafası karışık umutsuz bir toplum ile birlikte yarınlara güçlü bakan bir Türkiye görüyoruz. Bursa'nın iktidarı belirleyen kent olduğu gerçekliğinde ifade etmemiz gereken en önemli husus; iktidarın kendi içerisindeki koltuk kavgaları nedeniyle güçlenemediği, muhalefetin ise; benzer bir süreç nedeniyle iktidarı deviremediği gerçekliği. İşte tüm bu doğrular ışığında Türkiye'de herkes iktidar kim olacak diye beklerken, beklenmedik bir OHAL ile karşı karşıya kalırsak şaşırmam! Dünya'nın Türkiye'ye bakışını ve Türkiye'nin güçlü olduğu her alanda verdiği mücadeleyi okuduğumuzda; yarınlar sandıktan daha önemli seçimleri Ankara'nın önüne getiriyor diyebiliriz...
Ekleme Tarihi: 16 Kasım 2022 - Çarşamba

Bursa'nın kayıp gündemi...

Türkiye'nin en önemli şehirlerinden birisi olan büyük Bursa, önemi her geçen gün daha fazla ortaya çıkan tarihi bir şehir. Cumhur İttifakı'nın sarsılmaz kalesi olarak bilinen Bursa, son yerel seçimlerde muhalefete güçlü bir oy yaklaşımı sergiledi.

Ve akabinde son gelinen noktada hem sokak röportajları hemde esnaf ile iş dünyası açıklamaları bize gösteriyor ki; Bursa'da, iktidar ile muhalefet arasında keskin bir çizgi var.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Bursa ziyareti önemli anektodlar içeriyor. 20 yıllık AK Parti iktidarı boyunca kalesi olan Bursa'da bir gece bile konaklamayan AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a rağmen CHP lideri Kılıçdaroğlu, 2 gün 1 gece dolu dizgin bir program zinciri ile adeta Bursa'da güç gösterisi gerçekleştirdi.

Hükümetin akaryakıt başta olmak üzere her türlü sektörde zamlar ve teknik olarak topluma direkt fayda sağlamayan torba yasalar ile gündem meşgul ettiği bir dönemde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Bursa'da, vatandaşlarla, esnafla, iş dünyasıyla, sivil toplum kuruluşları ve gazetecilerle buluştu. Propaganda yapmak yerine Bursa'yı dinleyen ve Bursa ile özdeleşen çözüm önerileri sunan Kemal Kılıçdaroğlu, başarılı bir program gerçekleştirdi diyebiliriz.

Bilindiği üzere günlerdir yazı yazmıyorum. Son çıkan internet basın yasası ve akabinde ortaya çıkan gelişmeler ile son Taksim patlaması akabinde Bursa merkezli gözlerden kaçan gündeme ilişkin bir yazı yazmayı uygun gördüm. Bilindiği üzere Bursa, büyük bir şehir. Her ne kadar birileri ısrarla Alinur Aktaş düşmanlığı yapıyor olsa bile, sonuç itibariyle Bursa'nın yollarında Büyükşehir Belediyesi ulaşım dairesi ekiplerinin çalıştığına şahitlik ediyoruz.

Elbette Bursa'da her açıdan dört dörtlük bir çözüm Ankara'nın güçlü ekonomik ve yasal müdahalesi olmadan zor!

Bursa'da dev bir kentsel dönüşüm için Ankara'da birçok Bakanlık nezdinde kararlar çıkması; şehrin her geçen gün artan hava kirliliği, iflas eden esnafına ilişkin sorunları, intihar vakaları, uyuşturucu, trafik, barajlardaki doluluk konusu, artan sanayi bölgelerinin şehrin batısına getirdiği yük ve birçok ilçenin halen daha Türkiye'nin doğu ve güneydoğusundan geri kaldığı gerçekliklerini ortadan kaldıracaktır kanaatindeyim. Bursa'nın kendine yetmeyen Ankara bürokrasisi ile mevcut durumdan daha fazla ileriye gideceğini düşünenler emin olunki hata yapıyorlar!

Kendisi ile kavgası olanların kenti ile kavga ettiği bir dönemde başta yerel yönetimlerde olmak üzere Bursa'nın genelinde ciddi genişlikte ve büyüklükte bir bürokratik değişim şart!

Osmangazi Belediyesi'nin üzerinde yıllardır kambur haline gelen Park ve Bahçeler Müdürünü değiştirmesi Belediye Başkanı Mustafa Dündar'ın geleceği açısından çok önemli. Dündar gibi namuslu ve vatansever bir adamın artık belediyenin kamburlaşmış bürokratları ile vedalaşma vakti geldide geçiyor bile. Yine benzer bir sorunu Yıldırım Belediyesi'nde yaşıyoruz. Bursa'ya önemli yatırımlar kazandıran Oktay Yılmaz maalesef birçok alanda ödemelerini gerçekleştiremeyen bir isim olarak Ankara'nın gündemine düşmeye başladı. Hem Osmangazi hemde Yıldırım Belediyeleri'nin muhasebe başta olmak üzere halka direk dokunan müdürlüklerinde yaşanan hantallaşma ve iktidara pelesenk olan davranışlar sadece AK Parti'nin değil aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ında oy kaybetmesine neden oluyor. Elbette benzer sorunlar Bursa'da sadece bu iki belediye ile sınırlı olmadığı gibi Türkiye'de de Cumhur İttifakı belediyelerinde benzer sorunlarla karşılaşmak mümkün!

Elbette Osmangazi ve Yıldırım'da ortaya çıkan sorunlar Bursa Büyükşehir Belediyesi'ndeki bürokrtik değişim zaruriyetini ortadan kaldırmıyor. Bursa dinamikleri ile yaptığımız görüşmeler bize gösteriyor ki, AK Parti Bursa'da seçilmişler ve atadıkları nedeniyle oy kaybediyor!

Bursa'nın kayıp gündemi içerisinde Ankara'nın gerçeklerini konuşacak olursak eğer önümüze daha acı bir tablo çıkıyor diyebiliriz. AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın etrafındaki duvarı kıramadığı, artık zaruri hale gelen kabine ve bürokrat değişimlerini gerçekleştiremediği gerçeği anket sonuçlarının ötesinde vatandaşın sokak söylemlerine yansımış durumda.

Bursa sokaklarını gezdiğimizde görüyoruz ki, ulaşılamayan Ankara kadar değişimi istenilen bir Ankara'da söz konusu!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Bursa ziyaretini iş dünyası buluşması açısından değerlendirdiğimizde; CHP kökenlilerin ön masalarda, AK Parti ve diğer partilere yakın iş insanlarının arka masalarda olduğu sığ bir toplantı diyebiliriz. Böylesine yığıın bir iş dünyası toplantısı yerine Kılıçdaroğlu; tarihi çarşılar başta olmak üzere, Altıparmak, Heykel, Fomara ve Kent Meydanı esnafı ile buluşturulsaydı daha etkili bir sonuç alınabilirdi!

Bursa'da Kemal Kılıçdaroğlu ziyareti ile birlikte gördük ki; sokaklar siyasileri ve bürokratları bekliyor! Evet, seçim yarışı artık resmen başladı. Ve bu yarışı kazananlar salonlarda veya makamlarında olanlar değil! Aksine sokaklarda olacak olanlar diyebiliriz.

Bursa sokaklarına baktığımızda ise; Yeniden Refah Partisi başta olmak üzere Bağımsız Türkiye Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Deva Partisi, İyi Parti ve HDP'yi görüyoruz!

Bursa sokaklarında dolaştığımızda görüyoruz ki; yukarıda adını saydığımız siyasi partilerin temsilcileri hem esnaf ziyaretleri hemde ufak gruplar halinde sokak etkinlikleri ile sahada varlık gösteriyorlar. Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı'nın sahadan kısmende olsa çekildiğini gözlemlediğimiz Bursa'da; AK Parti'yi İl Yönetimi ayakta tutarken, CHP ve İyi Parti'de "Milletvekili kim olacak" kavgası örgüt ile teşkilatları birden fazla kola ayırmış durumda!

Bursa, son dönemde şehri yöneten bürokratlarınında ortadan kaybolduğu bir manzara çiziyor. Yangınlar dışında ortada göremediğimiz kent bürokratları aslında iktidar siyasetinin şehirde ve Ankara'da ne kadar büyük bir güç kaybettiğinin ana göstergesi diyebiliriz.

Bursa'nın kayıp gündemini derinleştirdiğimizde; yıllardır çözülemeyen Çataltepe, büyüdükçe büyümek isteyen sanayi bölgeleri, artan iş gücü talebi ile birlikte yükselen işsizlik, kararsız ve kafası karışık umutsuz bir toplum ile birlikte yarınlara güçlü bakan bir Türkiye görüyoruz.

Bursa'nın iktidarı belirleyen kent olduğu gerçekliğinde ifade etmemiz gereken en önemli husus; iktidarın kendi içerisindeki koltuk kavgaları nedeniyle güçlenemediği, muhalefetin ise; benzer bir süreç nedeniyle iktidarı deviremediği gerçekliği. İşte tüm bu doğrular ışığında Türkiye'de herkes iktidar kim olacak diye beklerken, beklenmedik bir OHAL ile karşı karşıya kalırsak şaşırmam!

Dünya'nın Türkiye'ye bakışını ve Türkiye'nin güçlü olduğu her alanda verdiği mücadeleyi okuduğumuzda; yarınlar sandıktan daha önemli seçimleri Ankara'nın önüne getiriyor diyebiliriz...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.