Yıldırım Belediyesi
Yıldırım Belediyesi
Ömer Küçükkaya
Köşe Yazarı
Ömer Küçükkaya
 

Bursa’nın kaybettikleri…

Doğduğu yer mi yoksa doyduğu yer midir insanın evi? Bursa, benim hem doğduğum hem de doyduğum yer. Çocukluğumuzda yeşil bir tabiatın içerisinde altın sarısı başakların olduğu tarlalar ile envai çeşit meyvenin yeşerdiği Bursa, son 20 yılda beton bir şehre dönüştü…   Yaşamın zor olduğu ve her geçen gün yönetilemeyen ekonomi ile daha fazla zorlaşan şu günlerde, Bursa’yı ve Bursa’nın kaybettiklerini yazmak istiyorum. Tüm kalbim ile ifade etmek isterim ki; yazım hiçbir suretle herhangi bir makamı veya siyasi partiyi eleştirmek için yazılmamıştır. Sadece ve sadece Bursa’ya dair kaybettiklerimizi ifade etmeye çalışacağım.   Bursa’yı batısından doğusuna doğru seyrettiğimizde görmekteyiz ki; şehir hızla İzmir’e doğru kayıyor. Balıkesir ile neredeyse iç içe olmaya başlayan Bursa, 15 yıl içerisinde Bandırma ile mahalle komşusu olacak duruma geldi. Yeşil Bursa, hızla beton grisi ve doğal afetlere dayanıksız bir şehir oluyor…   Hızlı Tren’in Türkiye’nin 500 bin nüfuslu şehirlerine bile ulaştığı 20 yıl içerisinde; 5 Milyonluk Bursa, artık bir Muhacir kenti değil! Bursa artık bir Mülteci şehri!   Ankara’nın yanlış politikaları veyahut Bursa’nın aşırı ev sahipliği nedeniyle şehir, çarpık kentleşmenin kör düğümü haline geldi. İzmir ve Ankara istikametleri ile İstanbul ve Mudanya hatları üzerinde yatay inşa edilmiş şehirde bugünkü emlak ve arsa fiyatları ile herhangi bir kamulaştırma yapılabilmesi imkânsız. Yaşanan enflasyon hızla devalüasyona giderken, aileler dağılmaya devam ediyor!   Komşuluk ilişkilerin her geçen gün daha fazla tükendiği Bursa’da, manevi değerlere olan inanç ve bugüne kadar elde edilen tüm kazanımları kaybettik diyebiliriz. İslam şehri Bursa’da başta gençler olmak üzere orta yaş, hızla Deist veyahut Ateist oluyor!   Ahlak ve maneviyatın yok olmaya yüz tuttuğu Bursa’da, sadece inanç turizmini ayakta tutmak için tarihi alanlar ve inanç merkezleri restore ediliyor! Tuvalete girmenin bile paralı olduğu Bursa camilerinin ötesinde, şehrin kalbinde Osmanlı dönemlerini hatırlatan o şaşaalı çeşmelerin tamamı son 10 yılda ortadan adeta kaldırıldı.   Bursa’da su; para ile plastik şişelerde satılırken, yeşil Bursa’nın bir zamanlar verdiği şifa dolu oksijeni artan hava kirliliğine terk ediyoruz! Bursa’nın arazileri gibi Uludağ’ın şifalı suları ve hatta jeotermal kaynaklarımız bile para ile birilerine satıldı, satılmaya devam ediyor…   Yerli ve Milli kavramını her geçen gün yitirdiğimiz Bursa’da, TOGG üretiliyor ama vatandaş aç mı yoksa tok mu soran bilen yok!   Kısacası; Bursa’yı kaybettik sıra hızla Türkiye’ye geliyor…
Ekleme Tarihi: 28 Eylül 2023 - Perşembe

Bursa’nın kaybettikleri…

Doğduğu yer mi yoksa doyduğu yer midir insanın evi? Bursa, benim hem doğduğum hem de doyduğum yer. Çocukluğumuzda yeşil bir tabiatın içerisinde altın sarısı başakların olduğu tarlalar ile envai çeşit meyvenin yeşerdiği Bursa, son 20 yılda beton bir şehre dönüştü…

 

Yaşamın zor olduğu ve her geçen gün yönetilemeyen ekonomi ile daha fazla zorlaşan şu günlerde, Bursa’yı ve Bursa’nın kaybettiklerini yazmak istiyorum. Tüm kalbim ile ifade etmek isterim ki; yazım hiçbir suretle herhangi bir makamı veya siyasi partiyi eleştirmek için yazılmamıştır. Sadece ve sadece Bursa’ya dair kaybettiklerimizi ifade etmeye çalışacağım.

 

Bursa’yı batısından doğusuna doğru seyrettiğimizde görmekteyiz ki; şehir hızla İzmir’e doğru kayıyor. Balıkesir ile neredeyse iç içe olmaya başlayan Bursa, 15 yıl içerisinde Bandırma ile mahalle komşusu olacak duruma geldi. Yeşil Bursa, hızla beton grisi ve doğal afetlere dayanıksız bir şehir oluyor…

 

Hızlı Tren’in Türkiye’nin 500 bin nüfuslu şehirlerine bile ulaştığı 20 yıl içerisinde; 5 Milyonluk Bursa, artık bir Muhacir kenti değil! Bursa artık bir Mülteci şehri!

 

Ankara’nın yanlış politikaları veyahut Bursa’nın aşırı ev sahipliği nedeniyle şehir, çarpık kentleşmenin kör düğümü haline geldi. İzmir ve Ankara istikametleri ile İstanbul ve Mudanya hatları üzerinde yatay inşa edilmiş şehirde bugünkü emlak ve arsa fiyatları ile herhangi bir kamulaştırma yapılabilmesi imkânsız. Yaşanan enflasyon hızla devalüasyona giderken, aileler dağılmaya devam ediyor!

 

Komşuluk ilişkilerin her geçen gün daha fazla tükendiği Bursa’da, manevi değerlere olan inanç ve bugüne kadar elde edilen tüm kazanımları kaybettik diyebiliriz. İslam şehri Bursa’da başta gençler olmak üzere orta yaş, hızla Deist veyahut Ateist oluyor!

 

Ahlak ve maneviyatın yok olmaya yüz tuttuğu Bursa’da, sadece inanç turizmini ayakta tutmak için tarihi alanlar ve inanç merkezleri restore ediliyor! Tuvalete girmenin bile paralı olduğu Bursa camilerinin ötesinde, şehrin kalbinde Osmanlı dönemlerini hatırlatan o şaşaalı çeşmelerin tamamı son 10 yılda ortadan adeta kaldırıldı.

 

Bursa’da su; para ile plastik şişelerde satılırken, yeşil Bursa’nın bir zamanlar verdiği şifa dolu oksijeni artan hava kirliliğine terk ediyoruz! Bursa’nın arazileri gibi Uludağ’ın şifalı suları ve hatta jeotermal kaynaklarımız bile para ile birilerine satıldı, satılmaya devam ediyor…

 

Yerli ve Milli kavramını her geçen gün yitirdiğimiz Bursa’da, TOGG üretiliyor ama vatandaş aç mı yoksa tok mu soran bilen yok!

 

Kısacası; Bursa’yı kaybettik sıra hızla Türkiye’ye geliyor…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.