Yıldırım Belediyesi
Yıldırım Belediyesi
Ömer Küçükkaya
Köşe Yazarı
Ömer Küçükkaya
 

Alternatif Siyaset…

Yapay zekâ başta olmak üzere gelişen teknoloji önümüzdeki 20 yıl içerisinde onlarca mesleğin yok olacağını gösteriyor! Elbette günümüz koşullarında var olan meslekler arasında yer alan şoförlük ve ağır vasıta şoförlüğü ile tornacılık gibi mesleklerde bu kaybolacak meslekler arasında. Peki, siyaset ve siyasete bağlı meslekler ne olacak? Dünya, yapay zekâ algoritmaları ile şekillenmeye başladı. On yıllar önce geliştirilen teknolojilerin günümüzde son versiyonları ile yüzleşiyoruz. Sosyal medya hesaplarına düşen yüzlerce hatta binlerce video bize gösteriyor ki, Dünya; aslında bilinenin çok ötesinde bir teknolojiye sahip. Mimari anlamda halen daha sırrı çözülememiş yapılar ötesinde birinci ve ikinci dünya savaşları öncesi ile savaşlar dönemi üretilen teknolojiler bize, insanlığın bugün aslında düne dair pek fazla şeyden habersiz olduğu gerçeğini sosyal medya üzerinden kanıtlıyor. Ticaret başta olmak üzere tarım ve hayvancılık boyut değiştirirken, ülkeler arası sınırların pek fazla uzun olmayan bir dönemde kalkacağını görmekteyiz. Lider kavramının da yapay zekâya yenik düştüğünü, liderlerin konuşmalarını önlerindeki ekranlardan yapmalarından anlıyoruz. Günümüz liderleri; samimi hisleri, doğaçlama, anlık gelişen duygular ve söylemler yerine önceden hazırlanmış, noktası virgülüne cümleler ile toplum önüne çıkan isimler olarak değerlendiriliyor ve karşılık bulmuyorlar! Türkiye’nin yaşadığı coğrafyanın jeostratejik konumu kadar jeopolitik konumu da çok değerli ve önemli. Asya ile Avrupa arasında köprü olduğunu on yıllardır konuştuğumuz Türkiye; günümüz koşullarında Afrika ve Pasifik arasında da bir köprü diyebiliriz. Türkiye; yeni siyasi süreçte artık ulusal değerler ve dengeler yerine uluslararası değerler ve dengeler ile yönetilecek! Bu yeni yönetim biçimi bize, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üzerinde ısrarla durduğu “yerel seçim” gerçekliğini hatırlatıyor. Peki, yerel seçimler neden önemli? Türkiye’yi yöneten bir lider neden Belediye Başkanlığı seçimlerine bu kadar kafa patlatıyor. İstanbul, Ankara, İzmir Bursa, Eskişehir neden bu kadar kritik! Dünya, üç gerçeklik üzerinde şekilleniyor. Bu gerçeklikler; ekonomik güç, insan gücü ve teknoloji gücü olarak sınıflandırılabilir. İstanbul, Ankara, İzmir Bursa, Eskişehir şeklinde sıraladığımız Büyükşehirleri değerlendirdiğimizde; bu şehirlerin ürettikleri ekonomi ve geliştirdikleri teknoloji ile bünyelerinde yaşayan insan gücünün tüketim gücünü iyi değerlendirmek zorundayız. Kabul etmeliyiz ki; robotlar ile her şeyi üretebilirsiniz ancak robotlar üzerinden bir tüketim ekonomisi oluşturamadığınız için herhangi bir değer yani zenginlik kazanamazsınız! Uzun uzadıya anlattığımız süreç bize; Türkiye’nin 2025 yılı sonunda olası bir erken seçim gerçeği ile yüzleşeceğini kanıtlıyor. Günümüz koşullarında hızla öne çıkan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve beraberinde teknoloji hamleleri ile göz kamaştıran Selçuk Bayraktar isimlerini değerlendirdiğimizde; yerel seçimlerde aday gösterilecek isimlerin profilleri de ortaya çıkmış oluyor. Türkiye’yi 2025 yılında yönetecek lider kim olursa olsun, şehirler ve büyükşehirler çok değerli! Hem ürettikleri ekonomi ve teknoloji hem de deprem başta olmak üzere doğal afetler ile yeni mimari gerçekleri ve finansal güçleri bütününde yeniden inşa edilecek şehirler Türkiye’nin yeni yüzyılındaki en büyük gücü diyebiliriz. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “bin ilçe yüz şehir” ifadelerini hatırladığımızda; ilk önce akıllara Türkiye’nin sınırlarının genişleyeceği geliyor olsa bile aslında ana konu Büyükşehirlerin küçüleceği ve güçlü şehirlerin inşa edileceği gerçekliğini görmezden gelmemeliyiz! Bu şekli ile değerlendirdiğimizde; muhalefet içerisinde soldan sağa, sağdan sola var olan değişimleri okurken şaşırmamalıyız. Artık ülke bilincinden çok önce “kentlilik bilinci” geliyor. Küresel güçlerin sıfırlama ve sınırları kaldırma operasyonlarına karşı Türkiye, öz kültürüne dönüş yapıyor! Türklüğün şiarında olan “Oba Siyaseti” günümüz koşullarına evirilerek “Kent Siyaseti” olarak yeniden doğuyor. Bu sebeple; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görevli Milletvekilleri halk nezdinde sadece el kaldırıp, el indiren semboller olarak geri plana düşerken, 2024 Mart seçimleri sürecinde Belediye ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyeleri ile Başkanları daha fazla değer kazanacak diyebiliriz! Ellerinde şehri şekillendirebilme ve şehir ekonomisi içerisinde var olabilme gücü barındıran Meclis Üyeleri, aynı zamanda yeni seçim döneminde yeni Türkiye’yi yönetecek Milletvekili profilini de belirlemiş olacak. Tüm bu gerçeklikler ışığında ifade etmeliyiz ki; Adalet ve Kalkınma Partisi kendi içerisinde Hakan Fidan ve Selçuk Bayraktar isimleri üzerinden Genel Başkan arayışları sürdürürken, küresel dengeleri yakından takip eden muhalefet partileri Büyükşehir Belediye Başkanları üzerinden lider seçmeye çalışıyor… Aslında bizlerin ve çoğumuzun iyi hatırladığı ancak gençlerin pek bilmediği bir husus burada “Türk Devlet Aklı” olarak karşımıza çıkıyor. Bilindiği üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye Cumhurbaşkanı sıfatları ile bugünlere geldi. Keza geçmişi daha detaylı değerlendirdiğimizde, Milletvekili seçimlerini de kazandığını görmekteyiz. Kısacası; Türkiye’nin 2025 yılında ki yeni lideri kim olursa olsun, şehirleri yönetebilen bir lider olacaktır. Bugün bu hususta bilinen en deneyimli isim; dünya şehirlerini yönettiği aşikâr olan Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan diyebiliriz.
Ekleme Tarihi: 08 Eylül 2023 - Cuma

Alternatif Siyaset…

Yapay zekâ başta olmak üzere gelişen teknoloji önümüzdeki 20 yıl içerisinde onlarca mesleğin yok olacağını gösteriyor! Elbette günümüz koşullarında var olan meslekler arasında yer alan şoförlük ve ağır vasıta şoförlüğü ile tornacılık gibi mesleklerde bu kaybolacak meslekler arasında. Peki, siyaset ve siyasete bağlı meslekler ne olacak?

Dünya, yapay zekâ algoritmaları ile şekillenmeye başladı. On yıllar önce geliştirilen teknolojilerin günümüzde son versiyonları ile yüzleşiyoruz. Sosyal medya hesaplarına düşen yüzlerce hatta binlerce video bize gösteriyor ki, Dünya; aslında bilinenin çok ötesinde bir teknolojiye sahip.

Mimari anlamda halen daha sırrı çözülememiş yapılar ötesinde birinci ve ikinci dünya savaşları öncesi ile savaşlar dönemi üretilen teknolojiler bize, insanlığın bugün aslında düne dair pek fazla şeyden habersiz olduğu gerçeğini sosyal medya üzerinden kanıtlıyor.

Ticaret başta olmak üzere tarım ve hayvancılık boyut değiştirirken, ülkeler arası sınırların pek fazla uzun olmayan bir dönemde kalkacağını görmekteyiz. Lider kavramının da yapay zekâya yenik düştüğünü, liderlerin konuşmalarını önlerindeki ekranlardan yapmalarından anlıyoruz.

Günümüz liderleri; samimi hisleri, doğaçlama, anlık gelişen duygular ve söylemler yerine önceden hazırlanmış, noktası virgülüne cümleler ile toplum önüne çıkan isimler olarak değerlendiriliyor ve karşılık bulmuyorlar!

Türkiye’nin yaşadığı coğrafyanın jeostratejik konumu kadar jeopolitik konumu da çok değerli ve önemli. Asya ile Avrupa arasında köprü olduğunu on yıllardır konuştuğumuz Türkiye; günümüz koşullarında Afrika ve Pasifik arasında da bir köprü diyebiliriz.

Türkiye; yeni siyasi süreçte artık ulusal değerler ve dengeler yerine uluslararası değerler ve dengeler ile yönetilecek! Bu yeni yönetim biçimi bize, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üzerinde ısrarla durduğu “yerel seçim” gerçekliğini hatırlatıyor.

Peki, yerel seçimler neden önemli? Türkiye’yi yöneten bir lider neden Belediye Başkanlığı seçimlerine bu kadar kafa patlatıyor. İstanbul, Ankara, İzmir Bursa, Eskişehir neden bu kadar kritik!

Dünya, üç gerçeklik üzerinde şekilleniyor. Bu gerçeklikler; ekonomik güç, insan gücü ve teknoloji gücü olarak sınıflandırılabilir. İstanbul, Ankara, İzmir Bursa, Eskişehir şeklinde sıraladığımız Büyükşehirleri değerlendirdiğimizde; bu şehirlerin ürettikleri ekonomi ve geliştirdikleri teknoloji ile bünyelerinde yaşayan insan gücünün tüketim gücünü iyi değerlendirmek zorundayız.

Kabul etmeliyiz ki; robotlar ile her şeyi üretebilirsiniz ancak robotlar üzerinden bir tüketim ekonomisi oluşturamadığınız için herhangi bir değer yani zenginlik kazanamazsınız!

Uzun uzadıya anlattığımız süreç bize; Türkiye’nin 2025 yılı sonunda olası bir erken seçim gerçeği ile yüzleşeceğini kanıtlıyor. Günümüz koşullarında hızla öne çıkan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve beraberinde teknoloji hamleleri ile göz kamaştıran Selçuk Bayraktar isimlerini değerlendirdiğimizde; yerel seçimlerde aday gösterilecek isimlerin profilleri de ortaya çıkmış oluyor.

Türkiye’yi 2025 yılında yönetecek lider kim olursa olsun, şehirler ve büyükşehirler çok değerli!

Hem ürettikleri ekonomi ve teknoloji hem de deprem başta olmak üzere doğal afetler ile yeni mimari gerçekleri ve finansal güçleri bütününde yeniden inşa edilecek şehirler Türkiye’nin yeni yüzyılındaki en büyük gücü diyebiliriz.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “bin ilçe yüz şehir” ifadelerini hatırladığımızda; ilk önce akıllara Türkiye’nin sınırlarının genişleyeceği geliyor olsa bile aslında ana konu Büyükşehirlerin küçüleceği ve güçlü şehirlerin inşa edileceği gerçekliğini görmezden gelmemeliyiz!

Bu şekli ile değerlendirdiğimizde; muhalefet içerisinde soldan sağa, sağdan sola var olan değişimleri okurken şaşırmamalıyız. Artık ülke bilincinden çok önce “kentlilik bilinci” geliyor. Küresel güçlerin sıfırlama ve sınırları kaldırma operasyonlarına karşı Türkiye, öz kültürüne dönüş yapıyor! Türklüğün şiarında olan “Oba Siyaseti” günümüz koşullarına evirilerek “Kent Siyaseti” olarak yeniden doğuyor.

Bu sebeple; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görevli Milletvekilleri halk nezdinde sadece el kaldırıp, el indiren semboller olarak geri plana düşerken, 2024 Mart seçimleri sürecinde Belediye ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyeleri ile Başkanları daha fazla değer kazanacak diyebiliriz!

Ellerinde şehri şekillendirebilme ve şehir ekonomisi içerisinde var olabilme gücü barındıran Meclis Üyeleri, aynı zamanda yeni seçim döneminde yeni Türkiye’yi yönetecek Milletvekili profilini de belirlemiş olacak.

Tüm bu gerçeklikler ışığında ifade etmeliyiz ki; Adalet ve Kalkınma Partisi kendi içerisinde Hakan Fidan ve Selçuk Bayraktar isimleri üzerinden Genel Başkan arayışları sürdürürken, küresel dengeleri yakından takip eden muhalefet partileri Büyükşehir Belediye Başkanları üzerinden lider seçmeye çalışıyor…

Aslında bizlerin ve çoğumuzun iyi hatırladığı ancak gençlerin pek bilmediği bir husus burada “Türk Devlet Aklı” olarak karşımıza çıkıyor.

Bilindiği üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye Cumhurbaşkanı sıfatları ile bugünlere geldi. Keza geçmişi daha detaylı değerlendirdiğimizde, Milletvekili seçimlerini de kazandığını görmekteyiz.

Kısacası; Türkiye’nin 2025 yılında ki yeni lideri kim olursa olsun, şehirleri yönetebilen bir lider olacaktır. Bugün bu hususta bilinen en deneyimli isim; dünya şehirlerini yönettiği aşikâr olan Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan diyebiliriz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.