vip
Yıldırım Belediyesi
Yıldırım Belediyesi

MHP Genel Başkan Yardımcısı Hidayet Vahapoğlu'ndan kritik açıklama

Siyaset 18.12.2019 - 00:01, Güncelleme: 14.04.2021 - 16:59 3104+ kez okundu.
 

MHP Genel Başkan Yardımcısı Hidayet Vahapoğlu'ndan kritik açıklama

TBMM Genel Kurulu 27'nci Dönem 3'ncü Yasama Yılı 36'ncı birleşiminde MHP Gurubu adına söz alan Bursa Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Hidayet Vahapoğlu, gündeme dair kritik öneme sahip açıklamalarda bulundu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nun 27'nci Dönem 3'ncü Yasama Yılı 36'ncı birleşiminde MHP Gurubu adına söz alan Bursa Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Hidayet Vahapoğlu, savunma sanayiinden Amerika Temsilciler Meclisi açıklamaları ve MİT ile ilgili kritik öneme haiz konularda dahil olmak üzere açıklamalarda bulundu.   Vahapoğlu'nun tutanaklara geçen konuşması;   "Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2020 mali yılı bütçe kanununun Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ve Savunma Sanayii Başkanlığı bütçeleri hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. Bilindiği üzere MİT Başkanlığının ana görevi, ülkemize içten ve dıştan yöneltilen tehditler karşısında millî güvenlik istihbaratını devlet çapında oluşturmak ya da başka bir deyişle bekamızla ilgili stratejik istihbaratı sağlamaktır. Hemen her alanda karar vericinin sağlıklı karar oluşturabilmesi için doğruluğu teyit edilmiş, uzman personel tarafından analizi yapılmış bilgiye ihtiyacı bulunmaktadır. Başkanlığın benimsediği istihbaratta gaye, doğru haber almak ve devleti bir sürprizle karşı karşıya bırakmamak ilkesinin isabetli olduğu ve MİT Başkanlığının bu konularda her geçen gün ideale doğru yürüdüğüne inanmaktayız. Özellikle personel niteliklerini arttırmak ve teknolojiye ayak uydurmak üzere atılan adımların yerinde olduğunu düşünmekteyiz. İstihbarat sağlayan kamu kurumlarının koordinasyonu fevkalade önem arz etmektedir. MİT Yasası'nda bulunmasına rağmen geçmiş yıllarda verim alınamayan, hatta hiç çalıştırılamayan İstihbarat Koordinasyon Kurulunun 2018 yılında yapılan değişiklikle Sayın Cumhurbaşkanının Başkanlığında çalışır hâle getirilmiş olması memnuniyet vericidir. Bunun yanında MİT, Emniyet, Jandarma ve MASAK dâhil devletin tüm istihbarat çalışmalarının 2014 yılında yapılan yasal değişiklik sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetimine açılmış olması da olumlu gelişmelerdendir. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği 1933 yılında faaliyete geçen, Yüksek Müdafaa Meclisi Umumi Kâtipliğinin devamıdır ve isim değiştirmiş olarak faaliyetini sürdürmektedir. Hemen her ülkede benzer kuruluşlar bulunmaktadır. 15 Temmuz hain darbe girişiminin akabinde 2945 sayılı Milli Güvenlik Kurulu Ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Yasası uygulamadan kaldırılmış, 17 Temmuz 2018 tarihli ve 6 no.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle yeni görevleri belirlenmiştir. Yapılan değişiklikle Genel Sekreterliğin Milli Güvenlik Kurulunun sekretarya, arşiv, dokümantasyon gibi hizmetlerini yerine getirmek ve Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ni hazırlama görevlerinin devam ettiği anlaşılmaktadır. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği dış etki ve yönlendirmelere kapalı oluşu nedeniyle geçmiş yıllarda Türkiye ve bölgemiz üzerinde planlama yapan devletlerin ve Türkiye'mizin toprak bütünlüğü ile rejimini hedef alan iç ve dış yapıların öncelikli hedefi olan bir Teşkilattı. Temennim odur ki devletin hafızası durumundaki bu Teşkilat, mevcut yönetime siyasetüstü destek verme kabiliyetini ve ülkemize hizmet etme imkânını yitirmemiş olsun. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, sunumlarınızda yer alan birtakım hususlar dikkatimi çekti, karşılaştırdım, özellikle 6 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 8'inci maddesinin (e) fıkrası. Burada, millî güvenliği sağlama ve millî hedeflere ulaşılması amacıyla, kurulun belirlediği görüşler dahilinde iç, dış ve savunma hareket tarzlarını deniyor. O kurumda yirmi yıl görev yapmış bir insan olarak arz ediyorum, bunun mutlak surette yeniden ele alınması lazım. Savunmayla ilgili harekat tarzları Millî Savunma Bakanlığının görevidir. Bu hususun, bu maddenin millî güvenliğin sağlanması ve millî hedeflere ulaşılması amacıyla kurulun belirlediği görüşler dahilinde iç, dış güvenlik ile savunma siyasetinin esaslarını kapsayan Millî Güvenlik Siyaset Belgesi'nin hazırlanması şeklinde olmasının doğru olacağını düşünüyorum. Bilgilerinize sunuyorum efendim. Birkaç gün önce, ABD Dış İlişkiler Komitesince onaylanan ve Başkan Trump'ın onayına sunulan, ABD'nin "Ulusal Güvenliğinin Sağlanması ve DEAŞ'ın Yeniden Canlanmasının Engellenmesi" başlıklı tasarı, ülkemizi doğrudan hedef hâline getirmiş olmasından dolayı ciddi önem taşımaktadır. Türkiye'nin, Rusya'dan S-400 alması ve bekamız bakımından zorunlu olarak Suriye'de yürütülen askerî tedbirleri geçersiz kılmaya yönelik bu karar, ülkemize askerî, ekonomik ve finansal yaptırımlar uygulanmasını öngörmektedir. ABD'nin ulusal güvenliğinin desteklenmesi ve DEAŞ bahane edilirken diğer tarafta Türkiye'nin güvenliği hiçe sayılmakta, yapılan askerî harekâtla Türkiye'ye yönelik planların boşa çıkarılmasının verdiği rahatsızlık dile getirilmektedir. Kararın, Başkan Trump tarafından imzalanmaması hâlinde, karar ülkemiz üzerinde Demokles'in kılıcı gibi tehdit unsuru olarak sallanacak, kararın Trump tarafından imzalanması ise başta savunma ihtiyaçlarımızın karşılanmasını, ekonomimizi ve diplomasimizi zora sokacaktır. ABD'nin müttefikliğine yakışmayan bu tavrına karşılık, 1 Eylül 2004 tarih ve 25570 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Amerika Birleşik Devletleri'ne ait devlet hamulesinin ithal ihraç ve ülke içi nakil ve tevzine dair tebliğ ve bu tebliğe gerekçe teşkil eden anlaşmanın iptalinin, komuta merkezi Almanya'da bulunan ve ABD'nin Rusya'yı, Kafkaslar'ı ve İran'ı izlediği küredeki radarın, İncirlik Hava Üssü dâhil millî hava üslerimizden Mersin, Samsun ve Trabzon limanlarımızdan ABD'nin yararlanma imkânlarının yeniden değerlendirilmesi, hatta tavırlarında bir değişiklik olmaması hâlinde yararlanma imkânlarının sınırlandırılması ya da iptali gündeme getirilebilmelidir. Yaşanan bu gelişme de göstermiştir ki ülkemizde modern bir savunma sanayi altyapısının oluşturulmasına ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin günün ilerisinde teknik imkân ve kabiliyetlere kavuşturulmasına şiddetle ihtiyaç bulunmaktadır. Günümüz dünyasında insan sayısına dayanılarak askerî caydırıcılığın sağlanması ve sürdürülmesi imkânı artık bulunmamaktadır. Türkiye evrensel düşünmek ve hareket etmek zorundadır. Küresel ve bölgesel politikaları etkileyebilecek şekilde güç ve söz sahibi olmak zorundayız. Türk olmak, İslam dünyasının kontrol edilemeyen tarihî gücü olmak ve Anadolu coğrafyasını vatanlaştırmış olmamız bunu gerektirmektedir. Savunma sanayimizde yeni teknolojilerin geliştirilmesine, sağlanacak gerçekçi teşviklerin verilmesine, yerlisi üretilen ürünlerde ithal izninin kaldırılmasına, inovasyonlar yoluyla verimli süreç, ortam ve ürünler geliştirilmesine, savunma sanayisindeki ürünlerle ilgili telif hakları konusundaki yasal boşlukların bir an önce giderilmesine, AR-GE teşviklerinin istismar edilmesinin önlenmesine ve gerçek AR-GE çalışmalarının desteklenmesine, insana teşvikin kaldırılarak ürüne teşvik sistemine geçilmesine, kimya sektörünün dışa bağımlılığını ortadan kaldıracak şekilde düzeyde desteklenmesine, inovasyon ile imitasyon ayrımını yapacak denetleme ağının kurularak verilen desteklerin istismarının önlenmesine, bir ürünü tek tesiste ürütme anlayış ve çabalarının terk edilerek savunma sanayisinde faaliyet gösterebilecek firmalardan entegre bir yapı oluşturulmasına ve bu maksatla Bursa, Eskişehir, Çorum, Kayseri, Gaziantep gibi illerimizdeki mevcut potansiyelin değerlendirilmesine, savunma sanayisinde faaliyet gösteren özel firmaların kuruluş izni, kişi güvenlik belgesi, tesis güvenlik belgesi, üretim izin belgesi gibi belgelerin verilme yetkisinin Savunma Sanayii Başkanlığında toplanmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmamın sonunda bir hususa değinmek istiyorum: Bizim, yurdumuzda şehit vermediğimiz bir karış toprak bulunmamaktadır ancak bazı belgelere dayanılarak halkın "Burada şehitlik var." dediği yerler dikkate alınmamaktadır. Bunlardan biriside 387 şehidimizin olduğu Bitlis'teki bölgedir. Halkın yıllardır "şehitlik" diye itibar gösterdiği, saygı gösterdiği buraların birtakım belgelerde adı geçmiyor diye görmezden gelinmesini kabul etmemiz mümkün değildir. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, buradayken lütfen bu tür konularda talimat verin, bir direnç var, bu direnç kaldırılsın. Halk orada yaşıyor, o şehitlerin orada gömülü olduğunu biliyor. Oraları hak ettikleri saygıya kavuşacak şekilde şehitlikler hâline getirilmesini sağlayalım diyorum. Her 3 kurumumuzun 2020 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum" dedi.
TBMM Genel Kurulu 27'nci Dönem 3'ncü Yasama Yılı 36'ncı birleşiminde MHP Gurubu adına söz alan Bursa Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Hidayet Vahapoğlu, gündeme dair kritik öneme sahip açıklamalarda bulundu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nun 27'nci Dönem 3'ncü Yasama Yılı 36'ncı birleşiminde MHP Gurubu adına söz alan Bursa Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Hidayet Vahapoğlu, savunma sanayiinden Amerika Temsilciler Meclisi açıklamaları ve MİT ile ilgili kritik öneme haiz konularda dahil olmak üzere açıklamalarda bulundu.

 

Vahapoğlu'nun tutanaklara geçen konuşması;

 

"Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2020 mali yılı bütçe kanununun Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ve Savunma Sanayii Başkanlığı bütçeleri hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. Bilindiği üzere MİT Başkanlığının ana görevi, ülkemize içten ve dıştan yöneltilen tehditler karşısında millî güvenlik istihbaratını devlet çapında oluşturmak ya da başka bir deyişle bekamızla ilgili stratejik istihbaratı sağlamaktır. Hemen her alanda karar vericinin sağlıklı karar oluşturabilmesi için doğruluğu teyit edilmiş, uzman personel tarafından analizi yapılmış bilgiye ihtiyacı bulunmaktadır. Başkanlığın benimsediği istihbaratta gaye, doğru haber almak ve devleti bir sürprizle karşı karşıya bırakmamak ilkesinin isabetli olduğu ve MİT Başkanlığının bu konularda her geçen gün ideale doğru yürüdüğüne inanmaktayız. Özellikle personel niteliklerini arttırmak ve teknolojiye ayak uydurmak üzere atılan adımların yerinde olduğunu düşünmekteyiz. İstihbarat sağlayan kamu kurumlarının koordinasyonu fevkalade önem arz etmektedir. MİT Yasası'nda bulunmasına rağmen geçmiş yıllarda verim alınamayan, hatta hiç çalıştırılamayan İstihbarat Koordinasyon Kurulunun 2018 yılında yapılan değişiklikle Sayın Cumhurbaşkanının Başkanlığında çalışır hâle getirilmiş olması memnuniyet vericidir. Bunun yanında MİT, Emniyet, Jandarma ve MASAK dâhil devletin tüm istihbarat çalışmalarının 2014 yılında yapılan yasal değişiklik sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetimine açılmış olması da olumlu gelişmelerdendir. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği 1933 yılında faaliyete geçen, Yüksek Müdafaa Meclisi Umumi Kâtipliğinin devamıdır ve isim değiştirmiş olarak faaliyetini sürdürmektedir. Hemen her ülkede benzer kuruluşlar bulunmaktadır. 15 Temmuz hain darbe girişiminin akabinde 2945 sayılı Milli Güvenlik Kurulu Ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Yasası uygulamadan kaldırılmış, 17 Temmuz 2018 tarihli ve 6 no.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle yeni görevleri belirlenmiştir. Yapılan değişiklikle Genel Sekreterliğin Milli Güvenlik Kurulunun sekretarya, arşiv, dokümantasyon gibi hizmetlerini yerine getirmek ve Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ni hazırlama görevlerinin devam ettiği anlaşılmaktadır. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği dış etki ve yönlendirmelere kapalı oluşu nedeniyle geçmiş yıllarda Türkiye ve bölgemiz üzerinde planlama yapan devletlerin ve Türkiye'mizin toprak bütünlüğü ile rejimini hedef alan iç ve dış yapıların öncelikli hedefi olan bir Teşkilattı. Temennim odur ki devletin hafızası durumundaki bu Teşkilat, mevcut yönetime siyasetüstü destek verme kabiliyetini ve ülkemize hizmet etme imkânını yitirmemiş olsun. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, sunumlarınızda yer alan birtakım hususlar dikkatimi çekti, karşılaştırdım, özellikle 6 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 8'inci maddesinin (e) fıkrası. Burada, millî güvenliği sağlama ve millî hedeflere ulaşılması amacıyla, kurulun belirlediği görüşler dahilinde iç, dış ve savunma hareket tarzlarını deniyor. O kurumda yirmi yıl görev yapmış bir insan olarak arz ediyorum, bunun mutlak surette yeniden ele alınması lazım. Savunmayla ilgili harekat tarzları Millî Savunma Bakanlığının görevidir. Bu hususun, bu maddenin millî güvenliğin sağlanması ve millî hedeflere ulaşılması amacıyla kurulun belirlediği görüşler dahilinde iç, dış güvenlik ile savunma siyasetinin esaslarını kapsayan Millî Güvenlik Siyaset Belgesi'nin hazırlanması şeklinde olmasının doğru olacağını düşünüyorum. Bilgilerinize sunuyorum efendim. Birkaç gün önce, ABD Dış İlişkiler Komitesince onaylanan ve Başkan Trump'ın onayına sunulan, ABD'nin "Ulusal Güvenliğinin Sağlanması ve DEAŞ'ın Yeniden Canlanmasının Engellenmesi" başlıklı tasarı, ülkemizi doğrudan hedef hâline getirmiş olmasından dolayı ciddi önem taşımaktadır. Türkiye'nin, Rusya'dan S-400 alması ve bekamız bakımından zorunlu olarak Suriye'de yürütülen askerî tedbirleri geçersiz kılmaya yönelik bu karar, ülkemize askerî, ekonomik ve finansal yaptırımlar uygulanmasını öngörmektedir. ABD'nin ulusal güvenliğinin desteklenmesi ve DEAŞ bahane edilirken diğer tarafta Türkiye'nin güvenliği hiçe sayılmakta, yapılan askerî harekâtla Türkiye'ye yönelik planların boşa çıkarılmasının verdiği rahatsızlık dile getirilmektedir. Kararın, Başkan Trump tarafından imzalanmaması hâlinde, karar ülkemiz üzerinde Demokles'in kılıcı gibi tehdit unsuru olarak sallanacak, kararın Trump tarafından imzalanması ise başta savunma ihtiyaçlarımızın karşılanmasını, ekonomimizi ve diplomasimizi zora sokacaktır. ABD'nin müttefikliğine yakışmayan bu tavrına karşılık, 1 Eylül 2004 tarih ve 25570 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Amerika Birleşik Devletleri'ne ait devlet hamulesinin ithal ihraç ve ülke içi nakil ve tevzine dair tebliğ ve bu tebliğe gerekçe teşkil eden anlaşmanın iptalinin, komuta merkezi Almanya'da bulunan ve ABD'nin Rusya'yı, Kafkaslar'ı ve İran'ı izlediği küredeki radarın, İncirlik Hava Üssü dâhil millî hava üslerimizden Mersin, Samsun ve Trabzon limanlarımızdan ABD'nin yararlanma imkânlarının yeniden değerlendirilmesi, hatta tavırlarında bir değişiklik olmaması hâlinde yararlanma imkânlarının sınırlandırılması ya da iptali gündeme getirilebilmelidir. Yaşanan bu gelişme de göstermiştir ki ülkemizde modern bir savunma sanayi altyapısının oluşturulmasına ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin günün ilerisinde teknik imkân ve kabiliyetlere kavuşturulmasına şiddetle ihtiyaç bulunmaktadır. Günümüz dünyasında insan sayısına dayanılarak askerî caydırıcılığın sağlanması ve sürdürülmesi imkânı artık bulunmamaktadır. Türkiye evrensel düşünmek ve hareket etmek zorundadır. Küresel ve bölgesel politikaları etkileyebilecek şekilde güç ve söz sahibi olmak zorundayız. Türk olmak, İslam dünyasının kontrol edilemeyen tarihî gücü olmak ve Anadolu coğrafyasını vatanlaştırmış olmamız bunu gerektirmektedir. Savunma sanayimizde yeni teknolojilerin geliştirilmesine, sağlanacak gerçekçi teşviklerin verilmesine, yerlisi üretilen ürünlerde ithal izninin kaldırılmasına, inovasyonlar yoluyla verimli süreç, ortam ve ürünler geliştirilmesine, savunma sanayisindeki ürünlerle ilgili telif hakları konusundaki yasal boşlukların bir an önce giderilmesine, AR-GE teşviklerinin istismar edilmesinin önlenmesine ve gerçek AR-GE çalışmalarının desteklenmesine, insana teşvikin kaldırılarak ürüne teşvik sistemine geçilmesine, kimya sektörünün dışa bağımlılığını ortadan kaldıracak şekilde düzeyde desteklenmesine, inovasyon ile imitasyon ayrımını yapacak denetleme ağının kurularak verilen desteklerin istismarının önlenmesine, bir ürünü tek tesiste ürütme anlayış ve çabalarının terk edilerek savunma sanayisinde faaliyet gösterebilecek firmalardan entegre bir yapı oluşturulmasına ve bu maksatla Bursa, Eskişehir, Çorum, Kayseri, Gaziantep gibi illerimizdeki mevcut potansiyelin değerlendirilmesine, savunma sanayisinde faaliyet gösteren özel firmaların kuruluş izni, kişi güvenlik belgesi, tesis güvenlik belgesi, üretim izin belgesi gibi belgelerin verilme yetkisinin Savunma Sanayii Başkanlığında toplanmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmamın sonunda bir hususa değinmek istiyorum: Bizim, yurdumuzda şehit vermediğimiz bir karış toprak bulunmamaktadır ancak bazı belgelere dayanılarak halkın "Burada şehitlik var." dediği yerler dikkate alınmamaktadır. Bunlardan biriside 387 şehidimizin olduğu Bitlis'teki bölgedir. Halkın yıllardır "şehitlik" diye itibar gösterdiği, saygı gösterdiği buraların birtakım belgelerde adı geçmiyor diye görmezden gelinmesini kabul etmemiz mümkün değildir. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, buradayken lütfen bu tür konularda talimat verin, bir direnç var, bu direnç kaldırılsın. Halk orada yaşıyor, o şehitlerin orada gömülü olduğunu biliyor. Oraları hak ettikleri saygıya kavuşacak şekilde şehitlikler hâline getirilmesini sağlayalım diyorum. Her 3 kurumumuzun 2020 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum" dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
mecidiyeköy yeni bayanlar şişli yeni bayanlar bakırköy yeni bayanlar halkalı yeni bayanlar avcılar yeni bayanlar şirinevler yeni bayanlar bahçeşehir yeni bayanlar taksim yeni bayanlar beşiktaş yeni bayanlar kartal yeni bayanlar kadıköy yeni bayanlar ümraniye yeni bayanlar anadolu yakası yeni bayanlar maltepe yeni bayanlar beylikdüzü yeni bayanlar pendik yeni bayanlar avrupa yakası yeni bayanlar kocaeli yeni bayanlar antalya yeni bayanlar ataköy yeni bayanlar eskişehir yeni bayanlar fethiye yeni bayanlar sakarya yeni bayanlar muğla yeni bayanlar malatya yeni bayanlar denizli yeni bayanlar konya yeni bayanlar kayseri yeni bayanlar ankara yeni bayanlar bursa yeni bayanlar izmir yeni bayanlar