Türkiye yaz turizminde potansiyelini kullanamıyor

İSTANBUL (İGFA) - Türkiye’de turizm denince genelde deniz, güneş, kum ve yazın geldiğini belirten ULUKAD Başkanı Ömer Niziplioğlu, “Yaz bitince turizm mevsimi bitti denir. Bu yanlış algıyı değiştirmeliyiz. Başta kış kayak, inanç, kültür, tarih, yayla turizmini planlayıp yatırımcılara sunmalıyız.  Böylelikle hem yurdumuzun birçok ilini kalkındırmış hem de turizmi 12 aya yaymış oluruz” dedi.

Türkiye’de 274 tane 3 bin metrenin üstünde dağ olduğunu kaydeden Niziplioğlu, “Bunların birkaçında kış ve kayak turizmi olarak değerlendiriliyor ve genelde yurt içine hitap ediyor. Dağlarımızı uluslararası standartta kar turizmine göre planlarınsa Erzurum Palandöken, Kayseri Erciyes, Kocaeli Kartepe, Bolu Kartalkaya Erzincan Ergen, Kastamonu Ilgaz Dağı kayak merkezlerine dönüştürebiliriz. Dünya kayak turizminin yüzde 75’ini Avrupa alıyor. Bunun nedeni Alp Dağı’nı İtalya İsviçre ve Avusturya ortak kullanarak kazanç sağlıyorlar. Hollanda’nın yüksek dağı olmadığı için atık malzemeden tepecik yaparak kayakçılara sunarken Dubai alışveriş merkezinin içine kayak pisti yaparak misafir çekmeye çalışıyor. Yurdumuz dağ zengini bir ülkedir. Kilometrelerce uzunlukta pistleri dik eğimli dağları vardır. Bunları ekonomimize kazandırmalı en az 5-6 ilin işsizlik meselesinin çözmeliyiz” diye konuştu.

‘KÜLTÜRE ODAKLANALIM’

İnanç, kültür, tarih turizminin de önemsenmesi gerektiğini aktaran Niziplioğlu, “Çünkü deniz yaz aylarında kayak kış aylarında yapılır. Geri kalan ve aynı zamanda bu mevsimlerde de turizm için yeni destinasyonlar yapılmalı. Ülkemizde 77 tane antik kent var. Yeni bulunanlarla bu 100’e çıkıyor. 81 ilimiz olduğu düşünüldüğünde şehirlerimizden çok antik kente sahibiz. Yurdumuzun yüzde 8’i sit alanı bu özelliği ile bile açık hava müze konumundadır. Birçok tarihi eserimizin yıpranıp yok olduğunu biliyoruz. Yap iyileştir devret modeliyle tüm bu eserleri iyileştirmeli, tarih inanç ve kültüre meraklı misafirlere sunmalıyız. Böylelikle Anadolu’daki birçok ili turizmle tanıştırmış oluruz” ifadelerini kullandı.

‘UZAK DOĞUYA ODAKLANALIM’

Turizm verileri incelendiğinde özellikle Uzak Doğulu misafirlerin yaz turizmini sevmediğini dile getiren  Niziplioğlu, “Onlar daha çok kültür ve tarihe meraklıdırlar. Çinli, Hintli, Japon turistleri denizde güneşlenirken görmek çok pek mümkün değildir. Bu saydığımız ülkelerin bile nüfus 3-4 milyarı aşar. Nerdeyse dünya nüfusunun yarısı sadece ülkemizde eşi benzeri olmayan değerlerle ilgilenir insanlık tarihi, inanç güzergahı ve medeniyetler beşiğidir bu topraklar” dedi.

Orta Doğulu turistlerin de yaz turizmi yerine doğa ve yaylayla ilgilendiğine dikkat çeken Niziplioğlu, “Karadeniz boylu boyuna doğal yayla özelliği taşımasına rağmen hiçbir yeri uluslararası turizmine açılmamıştır. En azından 1-2 tanesi planlayıp yatırımcılara sunmalıyız. Böylece hem yurt içi hem yurt dışı misafirlerimiz çok memnun olacaktır. Bu haliyle 4 bin kilometrelik atılı bir alan olarak bırakmak çok yanlış olacaktır” diye konuştu.

GASTRONOMİ MERKEZİ ŞEHİRLER

Niziplioğlu, Mardin Gaziantep, Şanlıurfa’nın kültür ve gastronomi merkezi olduğunu da sözlerine ekleyerek “Aynı şekilde inanç da başlı başına turizm koludur.  Roma Vatikan veya Kabe’nin o ülkeye ekonomik olarak katkısı ne denli büyük olduğu ortadadır.  Dünyanın ilk kilisesi Antakya’dadır İncil’de adı geçen 7 kilise batı Anadolu’dadır. ilk Hristiyanların yurdu Kapadokya’dır Noel Baba Demrelidir ve kilisesi de Demre’dedir. Aziz Paul Tarsusludur. Meryem Ana’nın evi Efes’tedir. Ortodoksların ruhani lideri Fener Rum Patriği İstanbul Balat’tadır. Bunları daha çok değerlendirmeli 12 ay turizmini yakalamalıyız” ifadelerini kullandı.