'Güçlünün haklı olduğu uluslararası bir hukukla karşı karşıyayız dünyada'

AK Parti Genel Merkez İnsan Hakları Başkanlığı tarafından 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'nde “Daha adil bir dünya mümkün" temalı bir program düzenlendi. Programa katılarak burada bir konuşma yapan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Cumhurbaşkanımız, bütün dünyaya Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 'Nasıl dünya beşten büyüktür' dediyse 'daha adil bir dünya mümkündür' diyerek yapmış olduğu konuşmadaki ruha asıl misyonu veren anlayışın teminatları teşkilatlarımızdır. Türkiye ve dünyada insan haklarının ve daha adil bir dünyanın mümkün olmasının teminatı AK Parti teşkilatlarıdır, Türkiye'dir, milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bugün bizlere insan hakları diye konuşanların Akdeniz'in soğuk sularına Aylan Kurdi bebeğin bedenini, canını nasıl terk ettiğini, mültecilerin botlarını nasıl imha ederek batırmaya çalıştıklarını bütün dünya çok iyi görmektedir. Bütün dünya insan haklarını kağıt üzerinde çok süslü cümlelerle yapan ama gerçek anlamda insan hakları ihlallerine karşı kör, sağır duran bir anlayışa sahiptir" dedi.

"İnsan hakları kavramı bize Batı'nın öğreteceği bir kavram değildir"

Dünyada terör örgütlerine karşı da ortak bir tutum olmadığına dikkat çeken Gül, "Bana yakın, bana uzak diyerek terör örgütlerini bile seçen bir çifte standart gösteren dünyada daha adil bir dünyayı mümkün kılacak Türkiye'nin çok önemli katkıları ve adımları vardır. İnsan hakları kavramı bize Batı'nın öğreteceği bir kavram değildir. Veda Hutbesi'nde Peygamber Efendimizin bütün insanlığa vermiş olduğu mesaj, 'Arap'ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap'a üstünlüğü yoktur' anlayışıyla insanı, kadını tartışan Orta Çağ zihniyetinde insanı ve haklarını yaratılmışların en şereflisi insanı konuşan ve haklarını anlatan bir din ve o dinin peygamberi bütün dünyaya kıyamete kadar insan hakları nedir, bunu öğreten bir paradigmamız, öğretimiz, inancımız vardır" diye konuştu.

3 Kasım 2002‘den beri Türkiye'de insan hakları anlamında, demokratikleşme anlamında çok önemli reformlar yapıldığını söyleyen Bakan Gül, "3 Kasım 2002‘de milletimizin desteği ile iktidara geldikten sonra ilk iktidara
geldiğimizde yapılan iş nedir biliyor musunuz? Yıllarca bu milleti inim inleten, haksız ve hukuksuzluğa sebebiyet veren OHAL uygulamasını iktidara geldiğimizden 12 gün sonra kaldırdık. Cumhurbaşkanımız iktidara gelirken 'Türkiye'de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak' diyerek bu yolculuğa başlamıştır. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışıyla bu çalışmalar yapılmıştır. AK Parti iktidarlarının temel özelliği 'Türkiye eski Türkiye olmayacak, vesayetçilere, statükoculara asla teslim olmayacağız' diyen bir 19 yılın başarı ve demokrasi hikayesidir. Cumhuriyet Mitingleri adı altında yapılan sokak üzerinden Gezi eylemleri, Kobani eylemleri üzerinden, sokak üzerinden vesayet devşirmelere karşı, vesayetin 17- 25 Aralık gibi darbe girişimlerine, e-muhtıra gibi darbe girişimlerine karşı yine dimdik durduk ve demokratik özgürlüğü bu anlamda geliştirdik. Milletimizle beraber bu anlayışlara karşı çıktık" dedi.

"Bu da milletimize olan boynumuzun borcudur"

28 Şubat uygulamaları, 12 Eylül yargılamaları, 27 Mayıs'ın tüm mağdurlarının mağduriyetlerini gidererek, onlara yargı yolunun açıldığını söyleyen Gül, "28 Şubat anlamında Cumhurbaşkanımız başörtü zulmüne son vererek, katsayı adaletsizliğine son vererek, 28 Şubat mağdurlarının elinden tutarak bu konuda çok önemli destekler vermiştir. Ayrıca 28 Şubat döneminde yaşanmış bütün travma ve haksızlıklara karşı daha fazla ne yapabiliriz, daha ne düzenleme yapabiliriz, bunu bakanlığımızda çalışmaya devam ediyoruz. Bu konuda atılması gereken hangi adım varsa bunu atmaya devam edeceğiz. Bu da milletimize olan boynumuzun borcudur. Türkiye AK Parti ile birlikte vesayet, statükoculuk, toplumu biz dizayn ederiz, millet sadece oy versin, biz millet adına yönetiriz anlayışını tarihin çöplüğüne atmıştır" diye konuştu.

"Daha adil bir dünyayı Cumhurbaşkanımızı tekrar cumhurbaşkanı seçerek kuracağız"

Siyasetin sorunları çözme iktidarı ve gücü olduğunu ifade eden Gül, "Bundan sonra da atılacak yeni adımlar olacaktır ama 2023‘e kadar gerek yargı reformu, gerekse insan hakları alanında neler yapacağımızı bütün milletimize taahhüt ettik. Dünyada maalesef uluslararası hukukun temel anlayışı ve bizlere kitaplarda öğretilenler değil, güçlünün haklı olduğu bir uluslararası hukukla karşı karşıyayız dünyada. Güçlüysen haklısın diye dayatılan bir diplomasi ve uluslararası hukuk anlayışı var. Biz de diyoruz 'bu sokak çıkmaz sokaktır', güçlüysen haklı değilsin, haklıysan güçlüsün ve dünya buna layıktır. Bunu da biz gerçekleştireceğiz. Bugün dünyada Suriye'de yaşanan zulümde insanların elinden tutan, Irak'ta, İslam coğrafyasında, Batı coğrafyasında, Afrika'da nerede bir mazlum varsa o mazlumun elini tutan Türkiye'dir. O mazlumun uğramış olduğu zulmü tüm dünyaya haykıran tek lider Recep Tayyip Erdoğan'dır ve AK Parti'dir. Bu gücü sağlayan teşkilatlarımızdır, milletimizin o aziz ve mukaddes gücü, desteğidir. Biz milletimize sırtımızı dayayarak 2023'de ve daha sonraki yıllarda ülkemize hizmet etmeye devam edeceğiz. Türkiye'deki 84 milyon değil, bütün dünyadaki mazlumların yanında olmaya devam edeceğiz. Daha adil bir dünyayı Cumhurbaşkanımızı tekrar cumhurbaşkanı seçerek kuracağız" dedi.

TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu ise, Türkiye'nin son 19 yılda insan haklarıyla ilgili yasal alt yapısını güçlendirdiğini söyleyerek, “Bugün Türkiye'de sistematik hak ihlallerinden, işkenceden, kötü muameleden bahsetmek mümkün değildir. Görevini kötüye kullanan varsa da hakkında derhal işlem tesis edilmektedir. Türkiye'nin yakın geçmişinde cezaevlerinde yaşanan olaylar hafızalardaki canlılığını koruyor. Bugün artık cezaevleri üzüntü verici olaylarla gündeme gelmiyor. Yargı Reformu Strateji Belgesi ile İnsan Hakları Eylem Planı'yla milletimizin haklar setini zenginleştiren bir Türkiye var artık” dedi.
Programa ev sahipliği yapan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta ise şunları söyledi:
"Dünya görmese de, duymasa da hakikati gören ve dillendiren, iki yüzlülüğü ortaya döken, insan haklarını amaçtan çok araç haline getiren senaryoları kabul etmeyen yeni bir Türkiye var. Reformist anlayışımızla genişlettiğimiz ve geliştirdiğimiz demokrasi ve özgürlüklerimiz bizim en güçlü yanımızdır. Mücadeleye, daha çok çalışmaya Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız ile ülkemize, milletimize, insana hizmet etmeye devam edeceğiz. Sevgi ve merhamet ile dünyanın yaralarını sarıp sarmalayıp, iyileştireceğiz. İyileşenlerin duaları kalkanımız, zırhımız olur, yolumuza devam ederiz. Medeniyetimiz ve inancımız ile dünyaya rehber oluruz. 'Asıl serhat insandır' diyerek sınırlarımızı aşar, karanlıkları aydınlatır, müjde oluruz."